8

1.4K 239 81
                                    

Benim kitaplarımı saçma bulanlar varmış. Gerçekten buna üzüldüm. Ama onlara kızmıyorum. Hayal güçlerinin kısıtlı olması onların suçları değil sonuçta.

Neyse . Biz sevenlerimiz ile devam edelim .

Keyifli okumalar.
&&

Aras alarmın sesi ile uyandığında bir an gördüğü rüyadan uyanmak istemedi. Tekrar uykuya dalmayı bile denedi ama olmadı üzüntü ile doğrulduğunda kendine gelmek için iki eli ile yüzünü avuçladı. Bastırarak sıvazladığı yüzü kızardığında bacaklarını yataktan aşağı sallandırarak dirseklerini dizlerine dayadı. Rüyasında eski günleri görmüştü. Anne ve Babasının halen hayatta olduğu, annesinin onlara kahvaltı hazırlayıp beraber güle oynaya , neşeli sohbetleriyle bir arada olduğu günlere dönmüştü tekrar. Asla uyanmak istemeyeceği bir rüyaydı İşte. Mutlu olduğu zamanlardı. Ama hepsi geride kalmış , acı gerçekler tüm hızıyla devam ediyordu. Bir an önce kendine gelmeli ve ayağa kalkmalıydı. Aras da öyle yaptı. Ayağa kalkıp banyoya doğru gitti.  Hazırlanıp evden çıkması yarım saatini almıştı. Ablasının arabayı bırakmış olduğunu görünce dün yemekte konuştukları konu aklına geldi. Yine de arabayı almak istemedi ve sabah serinliği yüzüne çarparak meydana doğru yürümeye başladı. Soğuk yüzüne çarptıkça iyice ayılan Aras cebinden sigarasını çıkarıp yaktı. Kütüphaneye yarım saate varmadan gelmişti. Cam kapıya vardığında gördükleri ile bir an adımları tekledi. Sonrasında ise hızla içeri girdi.

Kütüphanenin sahibi Halil bir yıkıntının ortasında gibi öylece duruyordu . Görüntü gerçekten de öyleydi aslında . Raflar devrilmiş , kitapların hepsi yırtılıp yerlere saçılmıştı. Masalar kırılmış , sandalyeler yerlerdeydi. Bütün bu hengamenin ortasında ise Halil ayakta dikilmiş yaşlı gözlerle duruyordu.

" Halil abi. Ne oldu buraya ?"

Halil Arasın sesi ile ona baktığında gözlerindeki hüzün oğlanı derinden etkiledi. Adam çok üzgün görünüyordu.

" Her şeyim gitti."

Aras yerdeki kitap parçalarına basmamaya çalışarak adamın yanına geldi. Elini omzuna koyarak " Abi gel şöyle bi otur önce hadi." diyerek onu kenardaki sağlam kalmış  sandalyeye yönlendirdi. Adamı oturtup dün öğrendiği odaya gidip içeriden su alıp geldi.

" İç abi bi kendine gel."

" Hiii "

Aras ve Halil sesin geldiği yöne döndüklerinde kapıda öylece etrafa bakan Ezgi ile Onuru gördüler. İkisi de kocaman gözlerle yerle bir olmuş kütüphaneye bakıyordu. İlk kendine gelen Onur oldu ve hızla yanlarına geldi.

" Halil abi İyi misin ? Sizde bir şey var mı ?"

Halil başını iki yana salladı. Sanki konuşmaya mecali yok gibiydi.

" Gece olmuş. Sabah geldiğimde böyleydi."

Onur kaşlarını çatarken Aras " Ben de yeni geldim ." diyerek araya girdi.

" Halil abi ?"

Ezgi sonunda yanlarına geldiğinde yüzünde sinirli bir ifade vardı.

" Kaç kere dedim. Şuraya bi kamera tak diye ama bir türlü-"

Ezgi birden sustuğunda üç adamda ona baktı. Kız başını yana eğmiş gözleri uzaklara dalmış gibiydi. Bir süre sonra kaşları iyice çatıldı. Dikleşip hızla arkasını dönüp kapıya koşturdu. Onur hiç teklemeden kızın arkasından koşturunca Aras da arkalarından çıktı. Oğlan kapıya vardığında Ezgi çoktan karşıya geçmiş koşmaya devam ediyordu. Hemen arkasından Onur ve Aras ta onu takip etti. Kız sonunda bir duvar kenarında konuşan serseri tipli üç kişinin önünde durduğunda Onur daha da hızlanıp hemen Ezgi'nin arkasında durdu. Aras da onlara yetiştiğinde neler olduğunu anlamadan öylece nefes nefese sessizce bekledi. Kenarda konuşan üç serseri konuşmalarını kesip onlara döndüğünde Ezgi resmen kulaklarından duman çıkarır gibi bağırdı.

İŞARETLİLER ( Tamamlandı )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin