42

990 189 38
                                    

Hepinize selamlar.
Bölüm yine gecikti biliyorum ama bir haftadır hastalıktan ölüyorum . Üstelik ailecek hastayız. Her zaman ki gibi :)
Kafam inanın hiç basmadı bölüm yazmaya. Bu bölümü bile içime sinerek yazmadım . Ama sizi de daha fazla bekletmek istemedim.

Keyifli okumalar

42

Aras dalgınca bileğinde ki bileklik ile oynarken hemen yanında ki Ezgi sessizce onu izliyordu . Olanlardan sonra Sinan İdili sığınaktaki odalardan birine taşımış ve yanında kalmıştı. Narin ve Murat ise yine sessizce bir köşede oturuyordu. İki kardeş için bütün bu yaşananlar çok fazlaydı. Ama çaresiz bir şekilde bekliyorlardı. Zeliha hanım ise torununun başına gelenleri öğrenmiş ve Sinanın yanında onun uyanmasını bekliyordu. Diğerlerinin aksine olanları çok sakin bir şekilde karşılamıştı  ve onun sakinliği diğerlerini şaşırtmıştı.

" Uyandı mı ?"

Arasın sessizce sorduğu soruya karşılık Ezgi kısa bir an uzaktaki odayı dinleyip başını iki yana salladı.

" Hayır ama Sinan abi buraya geliyor ."

Ezginin sözünün bitmesi ile Sinan ortak alanın kapısında göründüğünde Aras oturduğu yerde kafasını kaldırdı .

" Gitmem gerek . Harun bekliyor ."

Aras başını sallayıp ayağa kalktı.

" Bende geleyim . Yalnız gitme ."

Sinan başta itiraz edecek olsa da oğlanın yüzün de ki kararlılık ile sözlerini yuttu ve onu onayladı. Murat " Dışarıda ki kemikler ne olacak ?" diye sorduğun da Sinan sıkıntılı bir şekilde nefes verdi.

" Bilmiyorum . Nereye kadar gidiyor bu mezarlar bilmiyorum . "

İdil bayıldığın da onu apar topar içeri taşımışlardı ve ortalığa bakmaya fırsatları olmamıştı .

Aras ve Sinan sığınaktan çıktıkların da etraflarındaki kemiklere tekrar baktılar .

" insanlar fark ettiklerin de ne olacak ?"

Sinan sıkıntı ile yürümeye başladı.

" Dünden sonra bir şey fark edeceğini sanmıyorum . Artık herkes savaşın farkında . Kendi canlarının peşine düşmüş durumdalar ."

Aras onu takip ederken " Peki Avcılar ? Onlar bütün bu cesetleri kimin ortaya çıkardığının peşine düşerlerse ? Ablamı bulurlarsa ?" diye sordu.

Yolun kenarında duran arabaya ulaştıklarında " Çoktan farketmişlerdir Aras . Dua edelim de gücünün sınırını fark etmesinler ." diye konuştu.

Aras da yanına oturup " Nasıl yani ?" dediğinde Sinan moturu çalıştırıp yola koyulduğun da aklında ki düşünceleri açıklamaya çalıştı .

" İdilin güçlerinin normal olmadığını düşünüyorum . Yani başlı başına işareti bile farklı . Ve bana kalırsa gücünün bir sınırı yok. Sadece öğrenmesi gerek ."

Aras adamı dinledikten sonra yavaşça başını salladı. Söyledikleri mantıklıydı . Başka bir şey konuşmadan meydana kadar sessizce yol aldılar. Etraf o kadar sessizdi ki Aras " Sanki hayalet şehir " diye söylendi. Sinan oğlanı onaylayan bir baş hareketi ile konuştu.

" insanlar evlerinden çıkmazlar bir süre . Çok korkuyorlar ."

" Korkulmayacak gibi mi ? Bir gece de ilçenin yarısı öldü ."

" Haklısın ."

Sinan arabayı İdillerin evinin önünde durdurduğunda Aras ona baktı.

" Neden Eve geldik ?"

İŞARETLİLER ( Tamamlandı )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin