Bir Mucize Olsun

4.4K 79 13
                                    

Ilgaz arabasından indi. Arkadan evrak çantasını alıp arabayı kilitledi ve bahçe kapısından içeri girdi. Etraf daha yeni aydınlanmıştı. Gece yağan yağmurun kokusu vardı toprakta. Apartman girişine geldiğinde cebinden anahtarını çıkarıp kapıyı açtı ve doğruca yukarı çıktı. Sessizce eve girip çantayı çalışma masasına bıraktı ve yatak odasına girdi. Kalın fon perdeler kapalı olduğu için oda karanlıktı. Ceylin yorgana sarılmış uyuyordu. Üzerindeki saten gecelik sırtını açıkta bırakıyordu. Kadının vücudunun seksiliği yetmiyormuş gibi bu saten geceliklerle daha da kışkırtıcı oluyordu. Ilgaz odadan çıkıp kıyafet odasına girdi. Üzerindekileri çıkarıp askıya astı ve pijamalarını giydi. Mutfaktan bir bardak su içip yatak odasına geri döndü. Yavaşça yorganı açıp yatağa girdi.
"Ilgaz?"
Ceylin gözlerini açmadan konuşmuştu.
"Geldim. Bölme uykunu."
Ilgaz kadının çıplak omzuna bir öpücük bıraktı. Ceylin arkasını dönüp kollarını adamın göğsüne sardı ve başını boynuna gömdü.
...
"Ilgaz ben çıkıyorum. Akşam geç gelirim."
"Tamam, adliyeye geçeceğim birazdan ben de."
Ceylin çalışma masasında evraklara boğulmuş olan adamın dudaklarına öpücük bırakıp evden çıktı. Ablasının boşanma duruşması vardı bugün. Son üç aydır karabulutlar dolaşıyordu Erguvan ailesinin üzerinde. Zafer beyin kanaması geçirip komaya girmişti. Aylin, Osman'ın ihanetini öğrenmişti. Parla ağır depresyon tedavisi görüyordu. Bütün bunlara rağmen aile ayakta kalmaya çalışıyordu.
  Ceylin ablasını evden aldı ve adliyeye geçtiler. Duruşmada boşanmalarına karar verildi.
"Abla sen arabanın yanına geç. Ben Ilgaz'a uğrayıp geliyorum."
"Tamam. Çabuk gel bak."
"Tamaam."
Ceylin topuklularının çıkardığı sesle hızlı adımlarla Ilgaz'ın odasına girdi.
"Bitti sonunda. Boşandılar."
"Geçmiş olsun."
Ceylin adamın masasında duran su şişesini alıp bir yudum su içti.
"Miden nasıl oldu?"
Ceylin göğsünün hemen altını tuttu.
"İyi, yaptığın çay iyi geldi."
"Bi daha yaparım akşam."
"Ha bu arada. Annem yemeğe çağırdı akşam."
"Tamam, gideriz. Ama biraz daha çalışacağım ben."
"O zaman size kolay gelsin sayın savcım."
Ceylin su şişesini masaya bırakıp odadan çıktı.
...
Gül çayları verdikten sonra tekli koltuğa oturdu. İçine bir dilim limon koyduğu çayından bir yudum aldı.
"Bu karabulutlar ne zaman dağılacak acaba?"
Herkes sessiz kalmıştı.
"Önce İncimin ölümü, baban, Parla, şimdi de Aylin."
Ceylin annesinin omzunu okşadı.
"Bunları da atalatacağız anne. Yeter ki birbirimizden ayrılmayalım."
"Bize bir mucize gerek. Bütün dertlerimize şifa olacak bir mucize."
Ceylin bir eliyle ağzını bir eliyle de midesini tutarak salondan çıktı. Ilgaz da arkasından gelmişti. Lavabodaki öğürme seslerinden sonra sifon çekilmişti. Ceylin yüzünü yıkayıp banyodan çıktı. Ilgaz endişeli gözlerle kadına bakıyordu.
"İyi misin?"
"İyiyim, bir an midem kalktı."
"Tabi, üzüntüden stresten bitkin düştü çocuk."
Gül kızına üzülerek bakıyordu.
"Hadi siz gidin evinize. Ceylin de dinlensin."
Ilgaz başını salladı.
"Annen haklı Ceylin. Dinlenmen lazım."
Ceylin başını tuttu.
"Ay tamam ya. Başım da dönüyor zaten. Gidelim o zaman."
Ilgaz ve Ceylin kendi evlerine geçtiler. Ceylin geceliğini giyer giymez yatağa girdi. Ilgaz da nane limon çayı yapmak içim mutfağa girdi. Dolaptan çıkardığı taze naneleri yıkayıp limon kabuğuyla beraber kaynattı ve fincana koyup yatak odasına girdi. Yatağın kenarına oturup fincanı kadının eline verdi.
"İç hadi bunu."
Ceylin çayın kokusunu içine çekip minnetle gülümsedi kocasına.
"Teşekkür ederim."
"Afiyet olsun."
Çaydan bir yudum aldı ve komodine bıraktı. Yorganı üzerinden attı ve dizleri üzerinde doğrulup adamın arkasına geçti. Ellerini adamın oldukça geniş omuzlarına koydu ve tatlı tatlı masaj yapmaya başladı.
"Yorulan bir tek ben değilim. Senin de ne kadar yorulduğunu ve çöktüğünü görüyorum."
Kadın masaja devam ederken adamın saçlarına öpücükler konduruyordu.
"Benim yorgunluğum şu yatağa girip sana sarılınca geçiyor ama."
Ceylin gülümsedi.
"Olabilir. Ama bugün başka türlü dinlendireceğim seni."
Adamın yan tarafına geçti ve omuzlarından tutup sertçe yatağa itti. Kısa olan geceliği Ilgaz'ın üzerine çıkmasında kolaylık sağlamıştı. Adamın tam kasıklarının üzerine oturmuştu.
"Bu takımı her giydiğinde öyle çekici oluyorsun ki. Her an kaldırıp atabilirim."
Ilgaz ellerini kadının açıkta kalan kalçalarına koydu ve belirsizce sıktı.
"Ben çok seviyorum ama bu takımı."
"O zaman şöyle bir şart sunabilirim."
Ceylin beyaz gömleğin düğmelerinden birini açtı.
"Sadece bana giyeceksin."
"Bana uyar."
Ceylin geceliğinin ince askılarını indirdi. İpek gecelik kadının göğüslerinden kayıp gitmişti. Şimdi iyice pembeleşmiş ve dikleşmiş olan göğüsleri apaçık ortadaydı. Elini adamın yanağına koyup dudaklarına yumuldu.
...
"Ilgaz Savcım bi kahvemi içmeye bekliyorum."
"Sözüm olsun. Görmem gereken bir duruşma var."
"Kolay gelsin."
Ilgaz cübbesini giymiş duruşma salonunda yerini almıştı. Epey çekişmeli geçen duruşma iki saat sürmüştü. Karar verildikten sonra herkes salondan çıkmış hakime Neva ve iki tane duruşma savcısı salonda kalmıştı.
"Bu dosya kapanmadı. Onlar için yani. Bu cezayla susup oturacaklarını sanmıyorum."
Ilgaz cübbesini çıkardı.
"Onu zaman gösterecek hakime hanım. Siz kararınızı verdiniz. Adalet tecelli etti."
Neva da ayağa kalkıp cübbesini çıkardı.
"Umarım etmiştir."
Neva dayanamadı ve aklındakini Ilgaz'a söyledi. Adamın ikinci yılını dolduran evliliğine rağmen hâlâ bir umut kırıntısı vardı içinde.
"Odamda kahve içer miyiz Ilgaz?"
Ilgaz saatine baktı. Öğle yemeğine bir saatten fazla vardı.
"Olur. Gidelim hadi."
Kürsüden inerken kapı aniden açıldı ve Özge içeri daldı.
"Savcım?"
"Özge. Ne bu halin? Ne oldu?"
Kadın Neva'nın sorusuna cevap vermeden Ilgaz'a baktı.
"Ceylin Hanım. Duruşmada bayılmış."
Ilgaz elindekileri sandalyeye bıraktı ve salondan çıkarken kadına sordu.
"Hangi salon?"
"2 numaralı ağır ceza salonu."
Ilgaz koşar adımlarla bir yan koridordaki salona girdi. Ceylin yere yığılmış, yanında bir sürü insan toplanmıştı. Ilgaz kalabalığın arasından geçip kadının yanına çöktü. Yüzünü ellerinin arasına aldı.
"Ceylin."
Yanaklarına hafif hafif dokundu ama kadın gözlerini açmıyordu.
"Ceylin, hadi güzelim. Aç gözlerini."
Ilgaz daha fazla beklemeden kadını kucağına aldı ve bütün gözler üzerindeyken uzun koridorları geçip adliyeden çıktı. Polis görevlilerin yardımıyla kadını arabaya bindirdi ve hastaneye götürdü.
Ceylin'i acil servise yatırdılar. İçeriye doktor ve birkaç hemşire girip çıkıyordu.
"Siz hastanın yakını mısınız?"
Ilgaz arkasından yaklaşan hemşireye döndü.
"Evet, eşiyim ben."
"Ceylin Hanım'a serum taktık. Tahlil için de kan aldık kendisinden. Sonuçlar çıkınca doktor hanım size bilgi verecek."
"Yanına girebilir miyim?"
"Tabi."
Ilgaz acil servisten içeri girdi ve hemşirenin gösterdiği odaya girdi. Kadın epey solgun görünüyordu. Koluna bir serum takılmıştı. Ilgaz sandalyeyi yatağın kenarına çekip oturdu. Kadının buz gibi elini avuçlarına aldı ve öptü. Öyle korkmuştu ki bugün. Aklı çıkıyordu az kalsın.
Ceylin gözlerini araladı. Kendisine yabancı gelen ortamı tanıyamamıştı.
"Ilgaz?"
Adam başını kadının kolundan kaldırdı. Bütün mutluluğuyla gülümsüyordu.
"Offf, şükürler olsun."
"Nerdeyim ben? Ne oldu?"
"Hastanedeyiz. Adliyede bayılmışsın."
"Bayıldım mı?"
"Hıhı. Hatırlamıyor musun?"
"Hayır. Sadece... sadece başımın döndüğünü hatırlıyorum. Sonra gözlerim karardı."
Kadın elini başına koydu.
"Başım hâlâ dönüyor."
Ilgaz kadının alnına öpücük bıraktı.
"Hadi kapat gözlerini. Doktor gelene kadar uyu biraz."
Ceylin yarım saat kadar uyuduktan sonra doktor bilgi vermek için gelmişti.
"Sonuçlarınız çıktı Ceylin Hanım."
"Bi sıkıntı yok değil mi?"
Doktor gülümsedi.
"Genelde bu durum bir sıkıntı olarak görülmez."
İkisi de anlamayan bakışlarla doktora baktı.
"Beş haftalık hamilesiniz Ceylin Hanım. Tebrikler."
...
Ceylin elini titrekçe karnına koydu.
"Burda, tam içimde bir bebek mi var şimdi?"
Ilgaz güldü ve elini kadının karnına koydu.
"Ben de hâlâ şoktayım."
Ceylin elini karınında gezdirdi.
"Tam da bir mucizeye ihtiyacımız olduğu zamanda geldi."
Ilgaz koltukta oturmuş arkasından sarıldığı kadının boynuna öpücük bıraktı.
"Hem de ne mucize."
Ceylin adamın kollarından çıkıp arkasını döndü.
"Sence anne baba olmaya hazır mıyız Ilgaz?"
Ilgaz kolunu kanapeye dayayıp başını yasladı.
"Bu büyük sürpriz oldu evet. Ama sen de biliyorsun ki son birkaç aydır korunmayı isteyerek ihmal ediyoruz. Bence zamanı gelmişti."
"Normalde olsa kendimi çok garip hissetmem gerekirdi. Bu benim asla alışamayacağım bir durum gibi düşünürdüm. Ama öyle olmadı."
Ceylin başını adama çevirdi.
"Kendimi o kadar mutlu hissediyorum ki. İçim içime sığmıyor. Şuanda sanki yıllardır bu anı bekliyormuşum gibi geliyor."
Ilgaz kadını kollarının arasına aldı. Ceylin'i öyle bir sarmalamıştı ki mümkün olsa içine hapsedecekti.

Eksik YanımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin