Evimize Gidelim

3K 59 6
                                    

Ceylin nefes nefese ayrıldı Ilgaz'dan. Ilgaz ellerini Ceylin'in saçlarında gezdiriyor ve nefesini düzenlemeye çalışıyordu.
"Eğer bir daha beni bırakıp gitmeye kalkarsan bunun bedeli çok ağır olur Ilgaz Bey."
Ilgaz kaşlarını çattı.
"Eğer öyle bir şey olursa Ceylin Hanım, ben öl-"
Ceylin eliyle ağzını kapatmıştı Ilgaz'ın.
"Sakın, bir daha sakın kendi isminle o kelimeyi yan yana getirme. Duymak bile nefessiz kalmama yeter."
Ilgaz ağzındaki kavrayıp öptü.
"Tamam, söylemiyoruz."
Ceylin'in dudaklarından öptü bir kez daha.
"Hadi evimize gidelim."
Ceylin şaşkın gözlerle Ilgaz'a baktı.
"E ama tatil?"
Ilgaz iyice kendine çekti Ceylin'i.
"Evimizde yaparız tatilimizi."
Ceylin ellerini Ilgaz'ın boynundan dirseklerine indirdi.
"Nerden çıktı bu ev aşkı şimdi?"
"Şu bir haftalık kafa iznimi evimde sevdiğim kadınla geçirmek istiyorum. Sakin ve huzurlu."
Ceylin tekrar parmak uçlarında yükselip Ilgaz'ın göz hizasına geldi.
"O zaman arabadan bavulumu alman gerekecek canım."
"Hemen."
Ilgaz bagajdan bavulu alıp karavana koydu. Anahtarları da yirmi dakika sonra gelen kiralama acentesi görevlisine teslim ettiler.
...
Ceylin heyecandan titreyen elleriyle anahtarı kilide sokmaya çalışıyordu ama beceremedi. Ilgaz arkasından uzandı.
"Bana bırak."
Anahtarı alıp tek harekette çevirdi ve kapıyı açtı.
İçeri adımlarını atar atmaz Ceylin kendini duvarla Ilgaz arasında bulmuştu. Ilgaz hırsla Ceylin'i öperken elleri bütün vücudunda dolaşıyordu. Baldırından tek bacağını kavrayıp ayağını yerden kesti. Ceylin yetişmek için tek ayak parmak ucunda yükseliyordu şimdi. Ilgaz'ın onu belinden tutup karşı duvara yapıştırmasıyla sırtındaki acı inlemesine neden oldu.
"Biraz fazla giyiniksin bence."
Bir çırpıda Ilgaz'ın tişörtünden kurtuldu.
Ilgaz bir saniyeliğine dudaklarını ayırıp Ceylin'i kucağına aldı. Bacaklarını beline dolamasını sağladı. Merdivenleri düşmeden çıkıp yatak odasına girdiler. Kucağındaki Ceylin'i bırakmadan yatağa uzandı. Dudaklarını ayırıp gözlerine baktı Ceylin'in. Yemyeşil gözleri koyulaşmıştı. Ceylin'in gözleri hazdan böyle olurdu sadece. Demek şuan kavruluyordu Ilgaz'ın altında.
"Durma, sakın durma Ilgaz."
Ilgaz boynundan öperek göğüslerine geldi. Üzerindeki askılı beyaz örme bluzun askılarını sıyırdı. Sütyeni aşağı sıyırıp Ceylin'in süt beyazı pembe tomurcuklu göğsünü açığa çıkardı.
"Her gün bunları görüp dokunamamak nasıl bir his biliyor musun?"
"Onlar hep senindi hâlâ senin. Ne zaman istersen."
Ilgaz göğüs ucuna ufak bir öpücük bıraktı. Sonra da sertçe emmeye başladı. Her ikisinden de istediğini elde ettikten sonra dizleri üzerinde doğruldu yatakta. Ceylin'in kot şortunun düğmesini açıp fermuarını indirdi ve şortu çekip çıkardı, nereye gittiğini umursamadan yere attı. Ceylin koyu yeşil iç çamaşırı giymişti. Bunu bilerek giydiğini biliyordu Ilgaz. Her defasında delirmişti çünkü. Kafasını kaldırıp gülümseyen Ceylin'e baktı.
"Sen seversin."
Cevap olarak bacak arasına gömüldü Ilgaz.
"Ahhh."
Ceylin'in boynu yay gibi gerilip geriye gitmişti. Ilgaz daha da çıldırtmak ister gibi elleriyle göğsülerini sıktı.
Ceylin tam anlamıyla kendini teslim etmişti. Sadece Ilgaz'ın ona yaşattığı hazzın zevkini çıkartıyordu.
Ilgaz işi bitince yeşil iç çamaşırını çıkartıp yere attı. Dizlerinin üzerinde doğrulup pantolonunu çıkardı. Hiç beklemeden aniden içine girdi. İkisi de gözlerini birbirlerine kenetlediler. Ceylin yeşil gözleri arzuyla Ilgaz'a bakarken ikisinin de işi uzun sürmemişti. Ilgaz nefes nefese kendini yatağa bıraktı. Ceylin'i belinden tutup göğsüne çekti.
"Üç haftadır bunu hayal ediyorum Ilgaz. Her gün gece yatmadan önce rüyamda seviştiğimizi görmeyi diledim."
Ilgaz başından öptü Ceylin'i.
"Şimdi söyle bana. Bu üç haftanın özlemi üç günde gider mi?"
Ilgaz Ceylin'in belini sıktı.
"Üç haftanın değil sensiz geçen herbir günümün acısını çıkartacağım Ceylin. Buna emin olabilirsin."
Ilgaz'ın boynuna uzanıp öpücük bıraktı Ceylin. Sonra da işaret parmağıyla Ilgaz'ın göğsünde minik daireler çizmeye başladı.
"Boşandıktan sonra yüzüne bakıp dalıp gidiyordum hep. Öyle özlem doluyordu ki içim... Senin yakana yapışıp sevişmek istiyordum."
"O arabadaki hüzünlü hallerin var ya. İşte o anlarda her şeyi unutup seni içime hapsedercesine sarılmak istiyordum Ceylin."
Ceylin kollarını daha da sıkıp iyice sokuldu Ilgaz'a.
"Mmhh, sarıl o zaman. Sımsıkı hem de."
"Bir daha gözünden benim yüzümden yaş gelmeyecek Ceylin. Buna asla katlanamam."
...
Ilgaz yatakta doğruldu.
"Nereye?"
"Su alıp geleceğim aşağıdan."
Ayağa kalkıp dolabı açtı. Sonra kıyafetlerinin arabadaki bavulda olduğunu hatırladı. Arkasını dönüp Ceylin'e baktı.
"Alttaki çekmecede şortun var. Geleceğine dair umudumu kaybetmediğim için birkaç parça kıyafet alıp koymuştum."
Ilgaz elini belinden çekip eğildi ve şortu alıp giydi.
Ceylin yataktan çıkıp çırılçıplak yanına geldi Ilgaz'ın. Kollarını boynuna dolayıp vücudunu ona yasladı. Göğüsleri Ilgaz'ın sıcak tenine değince ikisi de ürpermişti.
"Ama sen yine de bavulunu getir de yerleştirelim kıyafetlerini."
"Biz artık evli değiliz ama."
"Az önce sevişirken de evli değildik."
Ilgaz güldü.
"Bana hava hoş. Bir farklılık olur hem."
Ceylin beklediği cevabı alamayınca belli etmemeye çalışsa da yüzü düşmüştü. Ilgaz'dan 'evlenelim' cevabını duymak istemişti, yeniden ona aidiyet hissetmek istemişti.
"Eğer bir süre daha böyle kalmaya devam edersek Ceylin hanım, ikimiz de susuz kalacağız."
Ceylin geri çekildi.
"Buyrun savcım, bekliyorum sizi. Bardaklar lavabonun üstündeki dolapta."
Ilgaz odadan çıkıp aşağı indi. Dolaptan su şişesini aldı. Lavabonun üstündeki dolabı açıp içinden bardak aldı. Oyalanmadan yukarı çıktı. Önce Ceylin'e uzattı bardağı.
"Susamışsındır, iç."
Ceylin itiraz etmeden bardağı alıp içti suyu. Ilgaz'a geri uzattı sonra. Ilgaz kendine de bir bardak doldurup içtikten sona sürahiyi ve bardağı makyaj masasının üzerine bıraktı. Altındaki şortu çıkararak yatağa girdi. Ceylin'in üzerine uzanıp içini doldurdu.
Ceylin'in boynu yay gibi gerilip geriye yattı. Bu sırada boynu iyice açılmış, beyaz teninden pembe damarları gözüküyordu. Ilgaz fırsatı kaçırmadan boynuna gömüldü ve koklaya koklaya öptü altında kıvranan Ceylin'i.
"Bana ne yapıyorsun bilmiyorum Ceylin."
Ceylin Ilgaz'ın ensesindeki elini sıktı.
"Sadece çok seviyorum."
Ilgaz hareketlerini sertleştirerek Ceylin'e istediğini verdi. Güneş doğmaya başlarken ikisi de tatlı bir uykuya daldılar. Önlerinde uzun bir beş gün vardı.
4 gün sonra
"Markete gitmem lazım Ceylin. Yoksa akşama aç kalırız."
Ceylin gözlerini açıp Ilgaz'a baktı. Yatakta sırtüstü uzanmış çırılçıplak yatıyordu.
"Önce liste yapmamız lazım. Başka eksikler de var."
Ilgaz işaret parmağının tersiyle Ceylin'in omzunu okşadı.
"Gelmek ister misin? Hava almış olursun."
"Hayır, gelmicem. Sen işe başlayana kadar evden çıkmayacağım. Öyle söz verdim kendime."
"Ben iki gün sonra dönüyorum işe. Özlemişler beni."
Ceylin yatakta doğruldu.
"O kadar çabuk mu?"
"Savcıların izni az oluyor güzelim."
Ceylin kollarını göğsünde birleştirerek sırtını yatak başlığına yasladı. Ilgaz yatakta kayarak Ceylin'in yanına oturdu. İşaret parmağıyla çenesini kaldırdı Ceylin'in.
"Noldu şimdi?"
"Bilmem. Hayatımın en güzel üç gününü yaşadım. Ve bitiyor. Seni istediğim zaman göremeyeceğim."
"Öyle bir şey olmayacak. Öğle yemeklerini beraber yiyeceğiz, sen her adliyeye gelişinde benim odama uğrayacaksın, ben seni bir güzel öpüp seveceğim. Akşamları da aynı eve gireceğiz yine Ceylin."
Ceylin gözlerini Ilgaz'a çevirdi.
"Burda yaşayacaksın yani?"
"Az önce bavulunu yerleştir diyen sendin güzelim. Kararını değiştirdiysen bilemem tabi."
"Ceylin kollarını Ilgaz'ın boynuna doladı.
Asla, ben kararımdan dönmem, hele ki konu sen olunca."
Ilgaz dudaktan bir öpücük aldı.
"O zaman anlaştık."
"Anlaştık."
...
Ceylin elindeki şarap kadehini Ilgaza uzattı. Yanındaki yastığı yana kaydırıp kendine yer açtı.
"Yarın işbaşı ha?"
"Evet, gerçek dünyamıza geri dönüyoruz. Rüya gibi geçen beş günden sonra."
Ceylin şarabından bir yudum aldı.
"Rüya gibi derken savcım? Orayı açabilir misiniz biraz. İfadede karanlık yerler kalmasın."
"Tabi avukat hanım. Şöyle ki... Sevdiğim kadınla beraber beş gün evden çıkmadık. Deliler gibi yemeden içmeden seviştik. Evin her yerine izlerimizi bıraktık. Ve her akşam balkonumuzda şaraplarımızı içip sarhoş olduktan sonra, daha doğrusu sen sarhoş olduktan sonra yine seviştik."
Ceylin işaret parmağını Ilgaz'a salladı.
"Yalnız üçüncü gün mecbur bira içmiştik. Evde şarap kalmamıştı."
Ilgaz gözlerini kırpıştırarak Ceylin'e baktı.
"Çok özür dilerim avukat hanım, daha dikkatli olacağım."
"Lütfen savcım, bu ülke sizlere emanet."
Ilgaz elindeki kadehi ve Ceylin'in kadehini önündeki sehpaya bıraktı. Kadını belinden kavrayıp kucağına çıkardı.
"Ilgaz dur, balkondayız."
"Aaaa öyle mi? Hiç farkında değilim."
Ceylin omzuna vurdu.
"Dalga geçme. Ne demek istediğimi anladın."
"Işıklar kapalı. Ayrıca balkonumuzu kimse göremez."
"Öyle diyorsan."
Ceylin gözlerini kapatıp kendini Ilgaz'a bıraktı.

Eksik YanımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin