1

2.7K 182 88
                                    

"Son olarak maydanozu da koydum mu tamamdır." Yaptığım bibimbapı Yeonjun'a uzattım. "Bak bakalım tadı nasıl olmuş. Uzun zaman oldu yapmayalı, umarım güzel olmuştur."

"Tae, sen istemesende güzel yapıyorsun zaten merak etme." Ben heyecanla beklerken Yeonjun çubukları aldı ve tadına baktı.

Tepki vermediğine tam üzülecekken aniden bir kaç tane daha attı ağzına. "Uf çok güzel olmuş hiçbir şey kaybetmemişsin kendinden." Böyle söyleyince mutlu olmuştum, çünkü tek kendim olabildiğim ve prens olduğum için yalakalık yapmak yerine kendi düşüncelerini söyleyen kişi oydu.

Düşüncelerim hadımağanın odamın sürgüsünü tıklatmasıyla bölündü. "Prens Kim, kralımız sizi taht odasında bekliyor."

"Tamam, siz çıkabilirsiniz geliyorum." Hadımağa odadan çıktıktan sonra Yeonjun hemen lafa atıldı.
"Taehyung gitmesen olmaz mı ? Kralla ne zaman konuşsan mutsuz oluyorsun. Bir şey konusunda rahatsız mı ediyor ?" Üzgünce beni düşünen arkadaşıma bakıp "Bu kadar belli ettiğimi bilmiyordum, bunları ben gelince konuşsak olur mu ? Sen bekle beni burada hm ?" dedim. "Tamam sen git ben buradayım." Yeonjun'un cevabıyla kıyafetlerimi düzeltip odamdan çıktım.

Hadımağa beni görünce hemen peşime takıldı. Hızlı adımlarla taht odasına ilerledik. Aslına bakılırsa hiç içeri girmek istemiyordum. Çünkü girersem mutlaka beni bir şeyler konusunda zorlayacak ve moralimi bozacaktı. Ancak kral emri olduğu için mecbur kapıya vurdum. İçeriden 'gel' komutunu alınca kapıyı açtım ve içeri girdim.

Kralın önünde eğilip "Beni çağırtmışsınız ?" dedim. Kaş-göz işaretiyle hadımağanın çıkmasını işaret edip bana döndü. "Taehyung, oğlum artık büyüdün ve prenssin. Evlenmen gerekiyor farkındasın değil mi?"

"Kralım mâzur görün ancak ben evlenmek istemiyorum, ne durumda olduğumu biliyorsunuz lütfen beni zorlamayın. Bunlar bana zor geliyor, olmadığım bir insan gibi davranmak istemiyorum. İstediğim gibi yaşayabilmek istiyo-" sözüm kralın hızla tahtından kalkıp bana attığı sert tokatla kesilmişti.

"Ne durumda olduğun umurumda değil! Sana çok fazla müsamaha gösterdim. Prenssin sen kendine gel!" Tokat atınca yere düştüğümden dolayı kafamı eğik tutuyordum. Saçlarımdan sertçe tutup kafamı kaldırdı. "Yarın Park krallığı buraya gelecek ve sen prensesle evleneceksin." sonra saçımı bırakıp odadan çıktı.

Olduğum yerde ağlamaya başladım. Yaşadıklarım çok zor geliyordu çünkü. Orada ne kadar ağladım bilmiyordum ancak hadımağası yanıma akşam yemeği için çağırmaya geldiğinde farketmiştim havanın karardığını. Kendimi toparlayıp sofraya gittim ve oturdum. Hiç muhabbet açılmadan hızlıca yemeğimi yiyip sofradan kalktım ve odama gittim. Yeonjun yatağımda uyuya kalmıştı. Hiç uyandırmadan üstümü değiştirdim ve camdan dışarıyı izledim biraz. Herkesin uyuduğundan emin olunca sessizce Yeonjun'un üstünü örtüp odamdan çıktım.

Kimse yoktu , her yer çok sessizdi. Hızlı adımlarla çardağın önündeki gölete ilerledim. Üstümdeki kalın hırkayı çardağa astım ve etrafa bakınırken göletin yanındaki kaya gözüme çarptı. Aklıma gelen fikirle saçımdaki demir tokayla kayayı kazıyarak not bıraktım. 'Dünyaya hiç gelmemeliydim'. Etrafa ve yazdığım yazıya son kez bakıp suya atladım.

Yavaş yavaş nefesim kesiliyordu ve ben dibe batıyordum. O çok korktuğum karanlığın içine. Gözlerim kararıyorken son anda yanımda başka bir beden daha belirdi. Ancak kim olduğunu anlayamadan gözlerim kapandı.

YA BU KİTABIN BÖYLE OLMAMASI GEREKİYODU ŞİMDİKİ ZAMANDAN ESKİ ZAMANA GEÇMESİ GEREKİYODU BEN ESKİ ZAMANDAN DÖNDÜRDÜM YAA

Düzenleme: bölümleri düzenleyip tekrar atıyorum yirmi bölümden on ikisi hazır<3

Prince | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin