Yoongi ile Jimin'in arabasını almış , bizimle birlikte geleceği için Hoseok'u da almıştık. Jungkook ve Yoongi'nin arkadaşı ile orada buluşacaktık. Nazlı olmam gerekiyormuş , yani Yoongi öyle dediği için geç gidiyorduk. Bu yüzden yollarda oyalanıyorduk. Jungkook beni birkaç kere aramıştı. Bugün Yoongi ile telefonda almıştım tabiki , yani herkes ortak almıştı desem daha doğru olur. Jungkook aradığında açmamıştım , sürekli aradığında ise telefonumu sessize almıştım.
On dakika kadar geciktirmenin ardından bara girmiştik. Aynı ilk geldiğim zamanki gibi bir sürü insan vardı. Bara göz gezdirirken önceden oturduğumuz yerde , yine köşedeki masada , kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakan Jungkook'u görmüştüm. Büyük ihtimalle giyinişimden dolayı duruyordu böyle. Ama ona ne değil mi ? Kendimi toparlayıp Yoongi ve Hoseok'u kollarından dürtmüştüm. Jungkook yanımda Hoseok'u da görünce zaten çatılı olan kaşları daha çok çatılmıştı. Masaya geldiğimizde baş tarafa oturmuştum, soluma Yoongi sağ tarafıma ise Hoseok oturmuştu. Yoongi ve Jungkook'un olduğu taraf koltuk tarafıydı. Hoseok ve ben sandalyede oturuyorduk.
"Yoongi , arkadaşın ne zaman geliyor ? Gelmeyecek mi ?" Demiştim planımızı devreye sokmak için. Yoongi'de hemen anlayıp "Arayayım bir , seninle tanışmak istiyordu. Geleceğini düşünüyorum."
"Taehyung ile mi ? Taehyung ile niye tanışsın ki , hayır yani kocaman dünyada arkadaş olacak başka bir insan bulamamış mı anlamadım." Hepimizin bakışları Jungkook'a dönmüştü. "Sakin ol Jungkook niye bu kadar sinirlendin ki şimdi bende anlamadım yani."
"Ne sinirleneceğim ya , ben mi sinirlendim hah , kim sinirlenmiş ? Ben gayette sakinim."
"Dimi zaten Jungkook niye sinirlenesin ki ? Sonuçta Taehyung ile arkadaşsınız. Sinirlenecek bir durum yok ortada." Ulan Yoongi sen işini biliyorsun der gibi ona baktığımda , bana göz kırpıp öpücük atmıştı. Yanımızda hiçbir şeyden haberi olmayan Hoseok ise şaşkınlıkla kim konuşursa ona bakıyordu. Yakın bir tanıdığım olsa , mesela Yoongi gibi felan ağzını yüzünü ısırırdım şu an ama değil. Bende o zaman farklı şekilde yapardım.
"Ooo Hoseok çok tatlısın. Seni yemek istiyorum şu an~" Derken yanaklarını aynı andan sıkıp sağa sola sallamıştım. Yoongi ve Hoseok benim hareketlerime gülerken , Hoseok ellerimi tutmuş aşağı indirmişti. Tam o anda ise Jungkook'un gözleri bizim ellerimize kaymıştı.
"Ben içecek almaya gidiyorum , Taehyung sende gel benimle hadi." Benim cevap vermemi beklemeden ellerimi Hoseok'un ellerinin arasından çekip kendisi tutmuştu. Hızlı adımlarla bar tezgahına giderken "Taehyung sen iyi misin ? Hoseok ile neden bu kadar yakınsın ? Bende oradayım biliyorsun değil mi ?"
"Sende oradaysan ne olmuş Jungkook ? Hoseok ile samimi olmamam için geçerli bir sebep değil bence. Ayrıca bana karışmaya hakkın yok , sonuçta annem değilsin , babam değilsin , sevgilim değilsin. Öyle değil mi ?" Dişlerini sıkıp dilini sertçe yanağında gezdirmişti. Elimi kaldırıp diline baskı uyguladıktan sonra "Kendini bu kadar sıkma Jungkook." Omzunu sıkmış , göz kırparak yanından geçmiştim. Şu an arkamdan nasıl kudurduğunu tahmin edebiliyordum. Ama o işler öyle kolay değildi.
Yaptıklarımı hemen gidip Yoongi'ye anlatmıştım. "İyi demişim dimi kedim. Kaldı orada , karşısında gülememek için zor tutmuştum kendimi."
"Ay Taehyung dur. Çok güldüm karnım ağrıdı. Ama bu onun için daha az bile. Geceyi beklesin o. Ah bak geldi Taemin." Yoongi'nin el salladığı yere döndüğümde Jungkook kadar iri , bayağı yakışıklı birisi vardı. Benim ona baktığımı farketmiş olacak ki o da bana bakıp göz kırpmıştı. O sırada barın orada bıraktığım Jungkook yanımıza geliyordu ve baktığım yere baktığında bana göz kırpan Taemin'i görmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince | Taekook
Ficção AdolescenteJoseon dönemi prensi Taehyung , yaşadığı zorluklara karşı gelemez ve çözümü intihar etmekte bulur. Ancak intihar girişiminin onu hiç beklemediği şeylere sürükleyeceğini tahmin etmemiştir.