Sabah gözümü açtığımda , yüzümün dibinde Jungkook'un suratı vardı. Sanki yaptığı her şeyden arınmış bir suratı vardı uyurken. Elimi kaldırıp gözünün önüne gelen saçları yavaşça geriye attım. Yerinde kıpırdansa da uyanmamış , daha çok boynuma sokulmuştu. Gülümseyip ellerimi saçına atarak okşamaya başladım. Aradan beş dakika geçmeden kapı çalmış , içerye Jin Hyung girmişti.
"Tae hadi kalkın kahvaltı hazır. Sizi bekliyoruz hepimiz." Jungkook uyuduğu için ses çıkarmamış , sadece başımı sallamıştım. "Jungkook , hadi uyan." Ağzını şıpırdatıp tekrar hareketsiz durdu. Gülerek saçımdan biraz alıp burnunun altına sürdüm. Kıpırdanıp elimi itse de durmamış aynısını tekrar yapmıştım. Ben daha ne olduğunu anlayamadan beni altına almış , üstüme çıkmıştı.
"Kaşınıyorsun , Taehyung. Şu an seni öpsem ne yapabilirsin ?"
"Bilmem , belki bende öperim , belki sen daha yaklaşmadan kalkıp odadan çıkarım. Kim bilir ?" Jungkook bana yaklaşmaya başlayınca hareket etmemiş , öpmesine izin vermiştim. Tabiki çok uzun sürmemiş Namjoon Hyung'un , 'Jin acıktı , gelsenize buraya.' Diye bağırmasıyla kısa sürmüştü. İkimizde gülerek ayrılmış , üstümüzü düzeltip yüzümüzü yıkadıktan sonra yanlarına gitmiştik.
Kahvaltının ortasında aklıma gelen şeyle hemen Jungkook'a döndüm. "Jungkook biz sevgili değiliz , sen neden öpüyorsun beni ?"
"Nasıl sevgili değiliz Taehyung ? Sevgiliyiz işte." Sinirle Yoongi'ye dönüp "Yoongi siz Jimin'le nasıl sevgili oldunuz ?"
"Valla Taehyung , Jimin beni bir kafeye götürdü. Böyle bir ilgilenmeler felan. Dedim ne oluyor ? Normalde olsa yemeğimizi yiyip giderdik. Ama bu uzattı olayı , sonra işte masaya şampanya felan geldi bana dedi ki 'Yoongi'm canımın en içi sevgilim olur musun ?"
"Abartma Yoongi öyle bir şey demedim. Sadece sevgilim olur musun dedim sende kabul ettin." Jungkook'a tekrar dönüp "Bak ne güzel sevgili olmuşlar , sen ne yaptın bay öküz ? Direkt 'sevgiliyiz ya Taehyung' dedin. Sevgiliysek bile ayrıldım senden. Adam akıllı bir şey yapmadan sevgili olmayacağım seninle. Gel Yoongi biz dışarı çıkıp gezelim. Bunlar da burada boş boş otursunlar." Biz ayağa kalkıp odama girerken Jungkook'un "Ne yaptım şimdi yine ?" Dediğini duymuştum. "Seni duyuyorum Jungkook!"
İçeriden cevap gelmeyince odamın kapısını açıp Yoongi'yi de içeri soktum. Güzelce süslenip dışarı çıkacaktım. Eğer aklı varsa Jungkook'un bana bugün sürpriz yapacağını düşünüyordum bu yüzden güzel giyinecektim.
•••
Geç saatlere kadar Yoongi ile dışarıda dolanmıştık. Eve geldiğimizde ise beklediğim olmamış Jungkook herhangi bir sürpriz hazırlamamıştı. Moralim bozulduğu için dolu gözlerimle odama girmiş , elimdeki poşetleri dolabın önüne fırlatmıştım. Yüz üstü yatağa atlayıp ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Üstümdeki yorgunlukla uyumak istemediğim için odamdan çıkıp banyoya girdim. Hepsi dolu gözlerimle dolaşmama şaşırsada bir şey dememişlerdi. Zaten bende cevap vermek istemiyordum. Sıcak suyla küvette yaklaşık bir saat durduktan sonra mayışmışlıkla hemen odama girdim. Şortlu pijama takımımı giyip yorganın altına girer girmez zaten uykuya dalmıştım.
***
Ne kadar zamandır uyuyordum bilmiyorum ama Jimin'in üstüme eğilip beni dürtmesiyle uyandım. "Taehyung hadi hazırlan seni bir yere götüreceğim." Ne olduğu anlamasamda altıma girmiş olan telefonumu alıp saate baktığımda daha gecenin üçüydü. "Bu saatte mi Jimin gerçekten ?" Bir şey demeyip omuz silkip odadan çıktı. Çıkmadan önce "Kalın giyin ama." Diyip uyarmıştı beni. Ne olduğunu anlamasamda kafa yormak istemediğim için kalkıp hazırlandım. On dakika kadar sonra odamdan çıkıp Jimin'in yanına gittim. Arabaya binip yüksek bir tepeye gelmiştik.
"Burada ne işimiz var Tanrı aşkına ?"
"Ben bir şey diyemem sadece seni buraya getirmem gerekiyordu ve getirdim." Boş boş suratına bakınca çenesiyle arkamı işaret etmişti. Döndüğümde kocaman bir ağaca yaslı olan büyük bir çadır , etrafında çadır sandalyeleri ve diğer kamp eşyaları vardı. Çadırdan Jungkook çıkınca şaşırmıştım. Çünkü bir şey yapmayacağını düşünmüştüm artık. Yanıma gelip bana sarıldı. "Özür dilerim güzelim. Senin dolu gözlerini görünce kendimi çok kötü hissetmiştim ama hepsi bunları hazırlayabilmek içindi."
Burnumu çekip ona daha çok sokulunca üşüdüğümü anlamış olmalı ki elimi tutup çadıra soktu bizi. Ses gelmeyincede Jimin'in gittiğini anlamıştım. Çadırda birlikte vakit geçirmiş dayanıklılığını test etmiştik(!). Güneş doğmaya başlayınca çadırdan çıkıp tepenin ucuna gitmiştik. Jungkook ellerini belime sarıp beni kendine çekmiş , daha sonra bir elini yanağıma çıkarmıştı.
"Bu hayattaki belkide yaşama sebebim sen oldun Taehyung. Her sabah uyandığımda yanımda ol istiyorum , her gün bana akşam yemeği hazırla istiyorum , bize özel olan çocuklarımız olsun istiyorum. Biliyorum daha sevgili olmadan böyle bir şey sormam çok saçma olur ama artık dayanamıyorum. Bu saydıklarımı bir an önce yapalım istiyorum. Benim ay ışığım , kış güneşim ol istiyorum. Hayatının devamını benimle getirmeni istiyorum. Gel biz olalım. Benimle evlenmek ister misin güzelim ?"
Ağlıyordum. O söylediği cümlelerden sonra ağlamamam garip olurdu zaten. "J-Jungkook... benden vazgeçtiğini düşünmüştüm. Bütün gün dışarıda bir şeyler yaparız diye kıyafet almıştım. Sen bir şey y-yapmayınca çok üzülmüştüm."
Kollarının arasına sıkıca sarıp "Özür dilerim bebeğim. Çok çok özür dilerim. Asla senden vazgeçtiğimle felan alakası yoktu. Sadece sen geldiğinde çadır alıyordum. Böyle düşüneceğin aklıma gelmemişti." Dedi.
Orada uzun süre vakit geçirmiş daha sonra çadıra geri girmiştik. Ay doğarken bu sefer ben Jungkook'un kollarından tutup çadır sandalyelerinin olduğu yere götürmüştüm. Kollarımı boynuna sarıp ay tam tepemizdeyken "Evet." Demiştim. İlk başta ne dediğimi anlamamış , gözlerinin içine bakmaya devam edince sağ gözünden yaş gelmişti. Yaşları daha da hızlanırken ona sıkıca sarılmıştım.
"Teşekkür ederim, teşekkür ederim , teşekkür ederim. Benimle olmayı kabul ettiğin için çok teşekkür ederim. Beni sevmekten vazgeçmediğin için çok teşekkür ederim. Seni kırdığım zamanlarda bile beni kırmayan , kıramayan kalbine çok teşekkür ederim."Daha fazla ağlamasını istemediğim için göz yaşlarını silip "Hadi kookie birlikte vakit geçirelim biraz." Dedim.
"Hay hay efendim. İsteğiniz başımın üzerinde."
Beni kucağına alıp çadıra girdi. O gece yüzüklerimizle birlikte "Biz" olmuştuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince | Taekook
Teen FictionJoseon dönemi prensi Taehyung , yaşadığı zorluklara karşı gelemez ve çözümü intihar etmekte bulur. Ancak intihar girişiminin onu hiç beklemediği şeylere sürükleyeceğini tahmin etmemiştir.