6

741 86 42
                                    

Öncelikle arkadaşlar lütfen Taehyung'un her şeyi öğrendiğini düşünelim olur mu? Yani mesela telefon nasıl kullanılır felan öyle

Yaklaşık kırk beş dakika sonra pizza siparişlerimiz gelmişti. Hepimiz bitirdikten sonra Jimin'e dönüp bana da sipariş ettiği için teşekkür etmiştim. Oysa önemli olmadığı konusunda bir şeyler demişti. O sırada Yoongi ve Jungkook bize bakıyorlardı.

Tamam Yoongi'yi anlarım Jimin onun sevgilisi ama Jungkook ne alaka onu anlayamadım. Klasik Jungkook diyerek kendimi geçiştirdim. Jimin ayaklanıp "Ben uyumaya gidiyorum çok uykum geldi. Sende gelecek misin Yoongi ?"

"Evet sevgilim sen git ben geliyorum." Keşke Jungkook'ta böyle kibar olsaydı azıcık. Belki bizde iyi anlaşabilirdik. Ancak Jungkook benimle ne alaka olsundu ki. Yok öyle bir şey hah. Sanki ona mı kaldım. Öküzün teki. "Hey Taehyung neye sinirlendin de kaşların çatıldı böyle ?"

Yoongi söyleyene kadar kaşlarımı çattığımın farkında bile değildim. "Yok bir şey Yoongi-ah sen Jimin'i daha fazla bekletme hadi git. İyi geceler size."

"Pekala , iyi geceler sana da. Ve sana da Jungkook." Jungkook ise cevap olarak sadece başıyla onaylamıştı. Ardından bana dönüp "Bende yatıyorum." Dedi ve başımda bekledi. Ne dememi bekliyor acaba ? Ya da ne yapmamı ? Kucağıma alıp ninni mi söyleyeyim yani ? Zaten sinirliydim ona ve her hareketi şu anda gözüme batıyordu.

"Neyi bekliyorsun Jungkook ? Kucağıma alıp ninni mi söyleyeyim sana ?" Diyip gözlerimi devirdim. "Bana da Yoongi ve Jimin'e dediğin gibi iyi geceler demeyecek misin ?" Sözüyle ciddi misin der gibi suratına bakmıştım. Ardından oflayıp "İyi geceler Jungkook." Dedim. "Sana da iyi geceler Taehyung. Bu arada sen uyumayacak mısın ? Saat neredeyse üç."

"Hayır benim uykum yok. Siz kitabı okurken uyuyakalmıştım ya , o yüzden pek uykum yok. Ama siz uyuyun ben biraz daha bakacağım kitaba. Belki gözden kaçırdığınız bir şey olmuştur."

"Gitmek için bu kadar sabırsızlandığını bilmiyordum Taehyung. Merak etme seni burda kimse yemez. Oradaki birlikte yaşadığın insanların aksine." Geçmişimi hatırlatmasıyla gözlerim dolmaya başlamıştı. "İleri gidiyorsun Jungkook. Sınırını aşma!"

O ise umursamazca omuz silkip "Sadece doğruları söylüyorum. Yalan değil ya ?" Diyip yatacağı odaya gitmişti. Değildi , yalan değildi. Elimde tuttuğum kitaba bir damla yaşım akınca hızla başımı yukarı kaldırıp ellerimi gözlerime yelpaze yaptım. Tabii ki o sırada Jungkook'un beni arkadan izlediğini bilmiyordum.

Arkamda bir gıcırtı duyunca dönüp baktım. Ama bir şey yoktu. Rüzgardır diyip fazla takılmadım ve kitabı baştan okumaya başladım. Yaklaşık iki saat geçmişti ve benim de uykum geliyordu. Jimin bir kere su içmek için kalkmıştı , onun dışında kimse odasından çıkmamıştı.

Tam kafam kitaba doğru düşüyordu ki kafamı kaldıracağım diye kitap yere düştü. Ve içinden bir mektup çıktı. Belki önemli bir şeydir diye heyecanla aldım ve hemen zarfın üstüne baktım. 'Kim Namjoon' yazıyordu. Gitmeden önce bırakmış olabileceği bir not olduğunu düşündüğüm için hızlıca açıp okudum mektubu. Bir yandan ise keşke okumasaydım diyordum. İkilemde kalsam da diğerlerinide bir mektup buldum diyerek uyandırmıştım.

Yarı uykulu olsalarda hepsi salona tekrar geldiğinde bulduğum mektubu ortaya uzatmıştım. Aynı zamanda elimden geldiğince Jungkook'a az bakıyordum. Çünkü söylediği şeyler gerçekten kalbimi kırmıştı. "Elindeki ne Taehyung ?" Jungkook'un sorusuyla bir kaç saniye yüzüne baktım. Ardından bakışlarımı yere çevirip "Namjoon hyung'un gitmeden önce bıraktığı bir mektup sanırım." Dedim.

Aslında sanırım değil direkt gitmeden önce bırakmıştı. Üstünde tarih bile yazıyordu. Yoongi hızla elimdeki mektubu çekip seslice okumaya başladı. Ve hepimiz ona dikkat kesildik.

'Merhaba çocuklar. Biliyorsunuz uzun zamandır zaman yolculuğu yapmaya çalışıyordum. Tam vazgeçecekken kitaplıkta bir kitaba rastladım. Ve siz bu mektubu okuyorsanız sizde aynı kitabı bulmuşsunuzdur. Her neyse uzatmayayım. Her kitaptaki efsaneyi denemeye gittiğimde mektuptaki tarihleri değiştiriyordum. Şimdi diyeceksiniz ki ne tarihi ? Çocuklar eğer olur da gidersem bu sefer , gittikten bir ay sonra geri döneceğim. Merak etmeyin kitabı neredeyse yalayıp yuttum. Bu yüzden nasıl geri dönülür biliyorum. Benimle birlikte oraya gelen kişi de eğer isterse benimle aynı zamanda benim atladığım denize gitsin. Bu onun son şansı olur çünkü. Kısacası buraya geldiği tarihten tam olarak bir ay sonra benim gittiğim denize saat tam 20:00 da atlasın. Ben o zaman geri döneceğim.
Kim Namjoon

Yoongi mektubu bitirdiğinde hepsi merak ve biraz da endişe dolu gözlerle bana bakmışlardı. Ortamdaki sessizliği Jimin bozdu. "Gidecek misin Taehyung ? Bence gitme. Burada iyi anlaştık öyle değil mi ? Oraya gidince mutlu olmayacaksın." Diyip Yoongi'ye baktığında Yoongi'de başıyla onaylamıştı onu. "Jimin haklı Taehyung. Bence burada kalmalısın."

Hepimizin gözü yavaşça Jungkook'a döndüğünde o sadece bana bakıyordu. "Ben karışmıyorum. İstiyorsa kalsın , istemiyorsa kalmasın. Kimseyi zorla burada tutamam sonuçta." Dediğinde kırılmıştım. Ve sanırım kırıldığımı belli etmiştim ki Jimin ayaklandı.

"Jungkook cidden senin derdin ne ? Taehyung geldiğinden beri sana bir şey mi yaptı ? Seni rahatsız mı ediyor burada ? Tamam kalmasın seninle. Bizimle , bizim evimizde yaşayabilir. Ama bu bir çözüm değil tabii ki illaki bir araya geleceksiniz. Bu yüzden Jungkook bir an önce kendine ve hareketlerine çeki düzen ver. Bipolar gibi davranma artık." Dedi ve Yoongi'nin elini tuttu. Bana bakıp hadi Taehyung dedi.

Buruk bir şekilde gülümseyip "Sorun değil Jimin-ah. Saat geç şu an , bu saatte bir yere gitmeyelim. Sabah erkenden gideriz. Hem ben de geri dönsem iyi olacak sanırım. Sizin aranızı bozmak istemiyorum."

"Ne dönsem iyi olacak Taehyung! Bilmem farkında mısın ama Namjoon hyung olmasaydı ölmüştün şu an. Oraya gidince aynı şeyleri yaşamayacağın ne malum ? Bu yüzden Namjoon hyung gelene kadar bizimle kalacaksın. Anladın mı ? Ayrıca bizim aramız bozulursa bile senin yüzünden değil Jungkook'un bu saçma hareketlerinden dolayı olur. Merak etme." Diyip içten bir şekilde gözleri kısıla kadar gülümsemişti.

Bende aynı şekilde ona karşılık verip ayağa kalktım. Hepsine teker teker iyi geceler diledim. En son giderken ise Jungkook'a buruk bir şekilde gülümsedim. Umarım bir ay hızlıca geçerdi yoksa diğer tarafta yapamadığımı tekrardan burada deneyecektim.

Prince | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin