^ yirmi yedi ^

52 19 8
                                    

"Önce konsept, hmm. Peki, ne tarz bir şey olmalı konsept?" diye sordu Soobin merakla.

...............

Konsept ayarlandı, konu hazır. İki saat kadar düşündük ve yüzlerce seçenek bulup en güzeli olarak düşündüğünüzü seçtik.

Çocuklar da şirkette yapmaları gereken bazı işleri yaptıktan sonra evden işe devam edebileceğimizi de bildirip eve geçtik.

Eve girerken Hyun-so'ya selam vermeyi de unutmadım, hep mi buradaydı acaba? İzin günü ya da uyumak için vakti falan yok muydu?

İçeri girdikten sonra salona geçtik ve onlara dönüp "Hadi mutfak masasında çalışalım, ben de size kurabiye yapayım olur mu? Çikolatalı kurabiye hem de!" dedim. Acilen çikolata tüketmem lazımdı ve el yapımı olanlar daha güzel ve sağlıklı oluyor.

"Çikolatalı kurabiye!!" diyerek heyecanla el çırptı Beomgyu. Taehyun ise haline kıkırdadı, bakışlarından belli bu arada Beomgyu'dan acayip hoşlandığı.

"Tamam, o zaman mutfak masasında çalışıyoruz kapın defterleri gelin!" dedi Yeonjun mutfağa doğru hoplaya zıplaya giderken.

Defterleri alarak mutfağa geçtik ve ben de çok iyi bildiğim kurabiyenin malzemelerini çıkartmaya koyuldum.

"Annemle küçükken beraber bu kurabiyeyi her hafta sonu yapardık biz küçükken, tadı çok güzeldir emin olun." dedim kıkırdayarak.

"Bir gün annenle de yaparsın ve yeriz istersen Yurin. Sonuçta o sana öğrettiyse daha iyi yapadabilir?" dedi Soobin. "Tabiki annem benden güzel yapardı.. Ama o artık bize kurabiye yapacak kadar canlı değil." dedim dolan gözlerime engel olamayarak.

"Ah, ben. Bilmiyordum Yurin, çok, çok özür dilerim.." dedi Soobin hızla. "Sorun değil Soobin, hadi şarkıya başlamalıyız. Kurabiye yapmama bakmayın ben de yardım edeceğim!" dedim konuyu geçiştirerek heyecan dolu sesim ile.

Bir yandan malzemeleri kaba boşaltırken diğer yandan da şarkı hakkında düşünüyorduk.

Biri sözleri yazıyor, diğer yandan da hepimiz sözleri düşünüyorduk. Bir kaç partı ayarladık ve ismi de bulduk.

Kurabiyeleri şekillendirdim ve fırına verdim. Daha sonra da ellerimi yıkayarak, "Hyung sen bayağı yazdın ver bana ben devam edeyim." dedi, Kai Yeonjun'un önündeki defteri ve kalemi uzanıp alırken. Yeonjun da söylenenleri yazıp ve silip durmaktan bilekleri ağrıdığını söyleyerek teşekkür etti.

Şarkının yarısı hazır olduktan sonra fırındaki kurabiyeler pişti ve mola verip onları yemeye karar verdik.

Fırından kurabiyeleri çıkartıp iki kaba ayırdım, birine daha fazla koydum tabii. "Siz bunu yiyin, elimdeki kapta daha fazla var evet ama güvenlik sayısı da daha fazla. Ayrıca bolca yaptım ve tepside hâlâ kurabiye var. Güvenlikleri ne zaman görsem buradalar, onlar da acıkıyorlardır. Afiyet olsun size." dedim ceketimi giyerken.

"Ah, tamam?" dedi Soobin. Sorarcasına sordu, ay çok mu benimsedim evi ayıp oldu ya. "Şey, tabii sizin için de sorun olmazsa. Üzgünüm bir an fazla rahat oldum sanırım." dedim mahçupça. "Hayır, hayır. Çok tatlı düşünmüşsün o yüzden." dedi Soobin hızlıca.

"Tamam. O zaman ben çıkıyorum?" dedim ve hepsi başları ile bana onay verdikten sonra elimdeki kap ile çıktım. Güvenliklere birer-ikişer kurabiye verdikten sonra hepsi ile kısa diyologlar kurarak 'kolay gelsin' diyip yanlarından teker teker ayrıldım.

En son Hyun-so'nun yanına gittim ve onunla da biraz -ki azıcık fazla olmuş- muhabbet ettikten sonra ona da 'kolay gelsin, sonra görüşürüz' diyerek oradan ayrıldım.

Eve geldim ve "Ben geldimm, ne çok korumanız varmış. Üzgünümm." dedim ve gülümsedim. "Hyun-so ile iyi anlaştın sanırım." dedi yanımdan geçip giderken Kai. "Şey, ben. Üzgünüm." dedim usulca. Neden bu kadar soğuk yaptı ki?

"Kıskandı herhalde." diyip kıkırdadı Yeonjun Soobin'in kulağına. Duymadığımı sanıyor olmalılar ama duydum. Neden kıskansın peki?

"Şey, o zaman ben odama çıkacağım. İyi geceler size." dedim ve mutfaktan biraz kurabiye ve meyve suyu alarak yukarı çıktım, ancak kendi odam yerine Kai'nin odasına adımladım ve kapıyı tıklatarak içeri girdim.

Soran gözlerle bana bakarken yanına adımladım ve, kurabiye ile bardaktaki meyve suyunu komidinin üstüne bırakıp "Biliyor musun, Hyun-so evliymiş, küçük bir kız çocukları var ve karısı da ikiz oğlana hamile. Çocukları çok tatlı ve eşi de çok güzel bir kadın." dedim gülümseyerek. Bana baktı ve gülümsedi, "Şey, o zaman, iyi geceler." dedim odadan çıkarken.

"Sana da iyi geceler Yurin." dedi ve gülümsedi, "Ayrıca teşekkürler ve tadı çok güzel, ellerine sağlık." diye de ekledi.

Gülümsedim ve "Afiyet olsun sanaa." diyerek odadan çıktım. Anlayamadığım şey ise Kai'nin neden beni kıskanmış olabileceğiydi..

Bok gibi yaziyom ama NAPIM

-
Şu yukarıdaki rahatlık bende olsa ohooo

my love - kkh ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin