🌸
"Sakinleş tatlım." Annem hem endişe hem de mutlu çıkan sesi ile konuşmuştu.
Sakin olmalıyım, doğru. Ama saatler sonra lise sınavım var! Gideceğim liseyi belirleyecek olan sınav!
Karnıma ağrılar çoktan girmişti bile. Ellerimi karnımın üzerine götürüp sıcak tutmaya çalıştım. Bir an sıcak basmıştı. Gözlerimi kapatıp derin nefesler aldım.
"Hadi bakalım kahvaltı vakti. İlk önce kahvaltıyı sonra sınavı ye!" diyip kahkaha attı. Ama bence komik değildi. Gülmeyen yüzümü görünce biraz dondu. Boğazını temizleyip karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu.
Yemek çubuklarını elime alıp tabağıma kahvaltılıkları koydum ve sakin kalmaya çalışarak yemeye koyuldum.
Annem benim sakin kalmamı sağlayacak bir şeyler söylemeye başlamıştı. Ama yine de hâlâ heyecanlıydım. Üstelik Denki ile aynı okulda sınava girecektik. Büyük bir şanstı.
Verimli bir şekilde kahvaltıyı yapmaya çalışırken gözlerim saate kaydı. Denki-kun neredeyse burada olur. Masadan kalkıp anneme döndüm.
"B-ben y-yü-z-ü-mü yı-ka-y-ya-ca-ğım." Başını aşağı sallayıp gülümsedi. Banyoya adımlayıp körüklenmiş olan yüzümü su ile söndürmeye çalıştım.
Aynaya dönüp kendime bakmaya başladım.
Merak etme İzuku, sadece birkaç sorudan oluşan bir sınav. Yaparsın merak etme. Tek yapman gereken heyecanlanmamak. Yaparsın sen.
İçindeki tüm negatif duyguları atmaya çalışarak mutfağa geri döndüm. Sandalyeye oturup Denki-kun'u beklemeye başladım.
Anneme dönünce onun en az benin kadar heyecanlı gördüm. Her ne kadar beni sakinleştirmeye çalışsa da ilk önce kendini sakinleştirmeliydi.
Ayağımla ritim tutmaya başlamıştım. Etrafta gerici bir sessizlik varken kapı zili bunu bozmuştu. Hızla ayaklanıp kapıya koştum. Tabii Denki-kun'du.
"B-be-k-le!" Annem de üzerine bir yelek giyinip ayakkabılarına uzandı. O da gelecekti tabii ki. Odamdan çantamı alıp tekrar kapıya gittim.
"Midoriya-san size ne oluyor ki, siz girmeyeceksiniz ya sınava." Bayan Kaminari ile sohbete tutuşmuslardı bile.
"G-gid-e-l-lim!"
"Midoriya-kun sakin ol bence." Kolunu omzuma atmıştı. Cidden bu rahat tavrına hayrandım.
🌸
Çalan zil sesini duyunca nöbetçi sensei kimseyi dışarıya bırakmadı. Son kağıtları da alınca bazı sayımlar yaptı ve sonunda bizi bıraktı.
Aslında pek de korkulacak bir şey değildi. Geçen seneye göre daha iyi bir sınavdı. Umarım sorular basit diye düşünürken sınav sonucum kötü gelmez.
Çıkış kapısına adımlarken Denki-kun'u gördüm. Boş boş duvara bakıyordu.
"D-den-k-"
"Midoriya..." Konuşması ile sustum. Sınavı kötü müydü? Endişe ile ona baktım.
"Neden? Neden soruların çoğu basit geldi bana?" Hayretle bana baktım. Bilmiyorum der gibi omuzlarımı oynattım. Şu an sadece dışarı çıkıp biraz hava almak istiyorum. O yüzden dışarıyı gösterdim ona.
"Ah? Ah, tamam." Birlikte dışarı çıkıp annelerimizin yanına gittik. "Hâlâ anlamıyorum. Niye basit geldi?" Denki hâlâ bunu konuşuyordu. O yüzden ona gülüp anneme döndüm.
Gözlerini bana dikmişti. Baş parmağımı kaldırıp dişlerimi göstererek güldüm. Annem rahatlamış bir şekilde gözlerini kapattı.
"Anne, ateşim var mı? Ben, neden, basit sınav? Ne?"
Bir hünkürme sesi ile şaşkınlıkla Bayan Kaminari'ye döndüm. "Bebeğim, çok çalışıyordun, tabii ki güzel bir sonuç gelecek." Göz yaşlarını silip birden bağırdı.
"Denki! Minik oğlum!" Denki'yi kolları arasına aldı. Denki-kun ise yapmamasıni söylüyordu. Şaşkınlıkla onlara bakıtım. Denki-kun'un kime benzediğini şimdi anladım.
🌸
Elimdeki buz dondurmayı yerken Denki-kun'u dinliyordum. Geçen gün yayınlanmaya başlayan bir diziden bahsediyordu.
"Ama cidden mükemmel bir seri olacağa benziyor! Dünyada yaşayan insanlığın yüzde sekseni yok oluyormuş sonunda!"
'Hm'layıp erimeye başlayan dondurmayı daha çabuk yemeye başladım. Karşı taraftan gelen kahkahalar ile oraya çevirdim bakışlarımı. Tabii ki Kacchan ve arkadaşları.
Onlar da bize bakınca gözlerimi çektim hemen. Yanımızdan geçerken birisi bana omuz atmıştı. O anda da buz dişime sürtünce bütün tüylerim diken diken olmuştu. Dondurma elimden kayıp yere düştü.
Denki bunu fark edince hemen konuştu.
"Oi dikkat etsenize!" Birisi bize doğru dönüp karşılık verdi. Cidden mi?
"Ha? Biz mi? Niyeymiş? Önümdeki çöpü kenara ittirmeye çalışmıştım."
"Seni-" Kolundan tutup sıktım. Bana dönüp baktı. "Ne diyordun?" O çocuğa bakıp konuştum.
"Ö-özü-r d-dile-r-"
"Aman, iki saat seni bekleyemem ucub-"
"Oi." Kacchan konuşunca susmuştu.
"Fazla oyalanma. Gidelim." Bende göz gezdirip önüne döndü.
"Pekii." Göz devirip önüne döndü ismini bilmediğim çocuk. Kacchan cidden böyle birbirleriyle mi takılıyor.
"Tch, sinir bozucu pislikler! Bir şeyin var mı Midoriya-kun?"
Başımı sağa sola salladım. Ama hâlâ ön dişimdeki o ağrıyı hissediyordum. Yine de önemli bir şey değil.
"Dondurmaya yazık oldu. Yenisini alıp geleyim."
"H-hay-ı-"
"La la la la, hızlıca dondurma almalıyım. La la la~"
Kısık sesimle kahkaha atıp onu beklemeye başladım.
Kacchanlar karşıdaki parka girmişlerdi. Bazıları salıncağa ayakta binip sallanmaya başlamıştı. Böyle insanlar cidden ürkütücü oluyor.
Şu ayakkabıyı bir sal artık İzuku
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silent Voice ||BakuDeku||
Fanfiction"Yaraların tamamen iyileşecek..." "İzuku, Tutuk Afazi hastası... Y-Yani, konuşmada çok fazla zorluklar çekiyor." İzuku Midoriya, diğer çocuklardan eksi puanla gelmişti bu dünyaya... !Yan ship!