cúig déag

1.7K 191 95
                                    

🌸

Ona şaşkınlıkla bakmayı sürdürüyordum. O da kısa saniyeliğine gözlerini kapatmıştı ki hemen açtı ve gözlerime odaklandı.

"K-K-Ka-" Kollarımdan destek alarak üstümden doğruldu. Hâlâ sırtüstü uzanıyordum. Çok sıcak! Eminim yanaklarım al al!

"Ç-çocuklar?" Annemin sesini duyunca yerden yavaşça doğruldum. Kacchan sırtını bize dönmüştü.

"Top geliyordu hızla buraya doğru şey olmasın, çarpmasın diye ben öyle yaptım!" Sonlara doğru bağırmaya başlamıştı. 

Başımı arkaya çevirdiğimde gerçekten de bir futbol topunun burada olduğunu gördüm.

Tanrım, Tanrım, Tanrım! Çok yakındı! Ne, ne?! Kalbim neden böyle sert atıyor?! Çok yakın olduğundan dolayı olmalıydı. Çok yakındı!

"Te-ş-şek-kür-l-ler." Hâlâ sırtı bize dönükken hiçbir şey söylemedi. Sadece oturuyordu.

"P-Pekala çocuklar, yavaştan barbeküyü hazırlayayım ben, Inku-san acaba etleri hazırlayabilir misiniz?"

"Tabii."

"Oi, çocuklar siz de tabakları falan yerleştirin."

"T-ta-m-mam." Yerimden doğrulup sepetlere doğru adımladım. Kacchan hâlâ yerinden kıpırdamamıştı. Bir şey mi oldu ona?

"Oi Katsuki! Sana dedim!" Yavaşça yerden doğruldu o da. 

"Duydum yaşlı kadın."

"Ha?"

Yanıma gelip kendi sepetlerini açtı ve malzemeleri çıkardı. Yüzüne bakınca her zamanki gibi bir ifadesi vardı. Büyükçe soluklanıp malzemeleri yerleştirmeye başladım.

Normalde masaya geçecektik ama Bayan Bakugou yerde piknik yapmak istediğini söyledi. Annem de onu onaylayınca Bayan Bakugou'nun getirdiği büyükçe örtüyü getirip sermişti yere.

"İzuku, Katsuki-kun bunlarla ilerdeki musluktan su getirir misiniz?" Başımı anneme döndürüp gülümsedim. Onaylarcasına başımı sallayıp ona doğru ilerledim ve elindeki büyük su şişesini aldım. Arkamdan Kacchan da gelip şişeyi almıştı.

"K-kach-ch-chan, m-mus-l-luk-la-lar n-ne-r-re-de?" Bana iki üç saniye bakıp konuştu.

"Beni takip et yeter." Bu sefer o önde ben arkada yürümeye başladık. Büyük çocuk parkının önünden geçerken gözüm eğlenceye koşuşturan çocuklara takıldı. Gülümseyip bir süre daha onlara baktım. Çocuk parkı gerçekten de kocamandı.

Ayni zamanda seyyar satıcılar da vardı burada. Pamuk şeker, balon, çeşitli oyuncaklar gibi şeyler satıyorlardı. Ki burada güvenlik görevlileri olduğuna göre izinleri de vardı.

Etrafta gözüm dolaşırken bedenimi ber yere çarptım. Geriye doğru sendelerken kolumdan tuttulmuştum.

"Oi! Artık dikkatli olsan diyorum?!" Çarptığım şey Kacchan'ın sırtıydı. Kolumdan sertçe çekti ve yüzüne doğru yaklaştırdı. Uzunca bir süre yüzüme bakıp kaşlarını çattı.

"Ka-c-chan?" Kolumu yavaşça bırakıp musluklara doğru döndü.

"Şunları dolduralım artık."

Anlamayarak ben de yanındaki musluğun önüne geçtim ve açarak şişenin dolmasını sağladım.

Yine etrafı kontrol etmeye başladım. Bu bahçenin kesinlikle ucu görünmüyordu. İhtiyacınız olan her şey burada vardı eminim. Ayrıca bir sürü ağaç olması ve bir sürü su kaynağı olmasından dolayı tertemiz bir şekilde nefes alınabilirdi. 

Suyu unuttuğumu hatırlayınca hemen başımı şişeye çevirdim. Az kalmıştı dolmasına. Eğilip biraz bekledim ve kapattım. Kacchan çoktan doldurmuş beni bekliyordu. Kapağını alıp ağzını kapattım ve şişenin kolunda tutup yukarıya çektim.

Ama sorun şuydu ki ben şişeyi yukarı kaldırmam gerekirken, şişe beni aşağı çekiyordu. Şaşkınlıkla baktım. Sonra biraz daha güç uygulayıp zar zor yerden kaldırdım ama 2 saniye havada tutmuştu sadece.

Bir kıkırtı duyunca başımı sağa çevirdim. Boğazını hafifçe temizleyip bana döndü.

"Bana ver onu."

"A-am-a ç-"

"Ver." Bu sefer itiraz etmeden şişenin kolunu bıraktım ve onun kavramasına izin verdim. Hiç zorluk çekmeyecek kaldırdı yerden.

Kacchan, nasıl bu kadar güçlü olabilirsin bu yaşta?

Tekrar yerimize doğru adımladık. Cidden mahcup hissediyorum! Aynı zamanda hayran kalıyorum. O çok güçlü!

"Hoşgeldiniz."

Kacchan şişeleri annemin yanına bıraktı ve konuştu. "Yapılacak başka bir şey var mı? Şu an aşırı günümdeyim!" diyip gülümsedi.

Onu ilk defa mı görüyordum gülümserken? En azından bu yıllarda.

Bayan Bakugou şaşkınlıkla bakıp somurttu. "Yok."

Kacchan kaşlarını çatıp ,bağırarak, konuştu. "Günümdeyim diyorum sana! Hazır yapacak bir şey yok mu be?!"

🌸

Bayan Bakugou'nun pişirdiği etleri yiyorduk. Tamamen hayran kalmıştım! Tadları muhteşem! Tadını çıkara çıkara yemek istiyorum!

Annemler sohbet ederken yine birden çok hızlı sayılmayacak şekilde bir top geldi ortamıza.

"Şey, özür dilerim!" Bizim yaşlarımızda bir çocuk buraya koşmaya başladı.

"Ah, hiç sorun de-"

"Oi kahrolası, daha ne kadar sizin bu boktan toplarınıza maruz kalacağız, ha?!"

"Yanlışlıkla oldu bilerek atmadım."

O çocuk da kafa tutar gibi kaşlarını çatıp gülümsedi.

"Bu kaç kere yanlışlıkla topu atma?" Bu sefer sesi ciddi çıkıyordu. O çocuk canına mı susadı? Gerçi Kacchan'ı tanımıyordu.

"Futboldan anlamayan birisin o yüzden seni es geçeceğim, şimdi topumu getir." Olayların ciddileşeceğini hissedince korkmaya başladım.

"Katsuki-"

"Maç yapalım, bakalım kim anlıyor, kim anlamıyormuş fut.bol.dan."

Günaydın! Yine okul yine ben

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Günaydın! Yine okul yine ben. Ve yine yazım yanlışları 🥲

Silent Voice     ||BakuDeku||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin