Multimedya: Defne Bozkaya
Defne: lan, bak bi
Defne: Bana çikolata borcun var.
Defne: Olduğun yere gelip ağzına sıçmamak için zor duruyorum, benim gibi bir kıza nasıl deli dersin ya?
Defne: Allah boydan verip akıldan almış galiba! Arkadaşlarında sırık gibi aynı sen zaten.
Defne: Sabah sabah neyin enerjisi zaten bu kardeşim?
Defne: Şu an okuldayım zaten sinirim bozuk. Paçoz biyolojici karı, resmen ödevime 0 verdi. Ben ağlıyorum.
Basketçi: ne oluyor lan? Kızım bir sakin ol, ne çikolatası ne delisi?
Yazdı. Dünü çabuk geçirmiş ve sabahın köründe yine kalkıp okula gelmiştim. Şimdi de öğle arası olduğu için kantinde tek başıma takılıyordum. Kanka dediğim hain bana haber vermeden okula gelmemişti. Bugün tüm duyguların karışımını yaşıyordum valla.
Basketçi: yoksa, hadi be. O kız sen miydin? Bak yalan söyleme.
Defne: bok yalan söylüyorum, YA RESMEN BROWNİMİ YERE DÜŞÜRDÜNÜZ, BU ACININ NE OLDUĞUNDAN HABERİN VAR MI?
Birkaç saniye sonra cevap geldi.
Basketçi: hassiktir o sensin. Tamam kusura bakma, hem alt tarafı bir çikolata kızım ne abartıyorsun?
Defne: sen öyle san.
basketçi: şu an bizimkilerle maç yapıyorduk ve sayende bir sayı yedim.
Defne: napim?
Basketçi: nerdesin şu an? Madem çikolata borcumuz var ödeyelim.
Defne: üzgünüm yüzümü gösteremem ama sana dediğim yere çikolatamı bırakabilirsin canım.
Basketçi: canım mı? Neyse söyle hadi işim var.
Defne: Kantinde, duvar kenarının en sağında ve boş olan masaya bırak. Ben de sonra alacağım.
Dedim ve ayağa kalkıp hızlıca başka bir masaya geçtim.
Basketçi: bekle.
Dediğini yapıp telefonu kapattım ve beklemeye başladım. O çikolata benim hakkımdı yahu.
tam birkaç dakika sonra alt sınıflardan bir kız söylediğim masaya birkaç tane çikolata bıraktı. Böyle yapacağını az çok tahmin etmiştim zaten.
"Defne abla naber ya?" 9. Sınıf olan cemal yanıma geldiğinde hemen çaktırmadan masayı gösterip, "Yavrum bak şu çikolataları kap ve bana getir." Dediğimde şaşkınca baktı. "Neden? Sen niye almıyorsun?" Dediğinde, omuzunu hafifçe sıktım. "Çünkü benim işim var, hadi onları alıp sizin tuvaletin oraya getir." Dedim ve ayağa kalkıp hızlıca kantinden çıktım.
Birkaç dakika sonra Cemal koşarak elinde ki çikolataları bana getirdi. Oh, arkadaş zengin galiba. Bilseydim bunun için sabahları hep çikolatama top yerdim.
"Eyvallah aslan parçası, al bunu şimdi kaybol." Diyerek bir çikolatayı verdim ve sınıfa doğru yürümeye başladım.
Tabi canım çikolataları da formamın ceplerine doldurmaya çalıştım. Allah'tan canım formamız, siyah bir sweattı. Sadece omuz tarafında küçük bir okul arması vardı, altına da siyah kot pantolon, oh. Hayatta ki tüm şansımı okul formasında harcamış olabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BASKETÇİ | YARI TEXTİNG
Ficção Adolescente0532***: Bugün o topu atanı bulursam sahadaki basket potasını kafasına geçirecem (01.15) 0532***: Lan Tolga piçi, niye görüldü atıyorsuunn (01.16) Defne: Noluyor be siz kimsiniz? (01.17) 0532***: dalga geçmeyi kes pezevenk içtin mi sen (01.18) Defne...