Keyifli okumalar.
Defne: Bravo sana sayın basketçi çocuk.
Defne: cidden sırf seksi ponpon kızlar var diye Amerikan lise dizileri falan mı izliyordun? Yazıklar olsun...
Defne: şimdi bizim takımdaki kızlara da sarkıntılık falan yapmaya kalkışırsın ve arkadaşının attığı kayıttan sonra senden sapık vibe aldım.
Defne: Hazır polis merkezindeyken senide ihbar edeyim bari...
Basketçi kişisi çevrimiçi oldu.
Basketçi: Ağzım açık ekrana bakıyorum şu an.
Basketçi: sana o kayıttan sonra en az yirmi mesaj daha attım ve tam iki saat sonra mı mesajlara dönüyorsun? Üstelik hiçbir mesajımı okumamışsın bile. Alındım.
Defne: kapa ağzını canım sinek falan kaçar şimdi. Ayrıca mesajlarını okudum.
Defne: ismimden başka bir mesaj göremiyorum ve şimdi ne diyeceksen de çünkü çıkıyorum sohbetten. Geri sayım başladı. 1,2,3,4,5...
Basketçi: ponpon takımı kızları benim için her zaman 10-0 önde başlamıştır. Çocukken de dikkatimi çektiği için birkaç dizi izlediğim de doğrudur fakat şu an sırf seksi ponpon kızları var diye hiçbir şey izlemiyorum. En azından sık ve sürekli olarak. Her neyse işte, sapık değilim cidden. Çocukken olan bir şey ve birazcık da takıntı diyebilirim. Şimdi okulda bizim için gösteri yapacak bir amigo takımı olması... 🤒🥵💗
Basketçi: parmaklarım şu an ağlıyor çünkü hayatımda ilk defa bu kadar hızlı klavye kullandım.
Defne: üf keşke söylemeseydim amigo takımı olduğumuzu falan. Sende diğer herkes gibi gösterimizde görürdün. Pişman oldum bak şimdi. Ayrıca çocukken izlemiş olman ve bunu inkâr etmen sapık olmadığı anlamına gelmiyooor.
Defne: Lan ayrıca sapık dayı emojisi kullanmanı tavsiye etmiyorum, anında engel yiyebilirsin. 😘
Defne: neyse babam çağırıyor, bayy.
Basketçi: Sen şimdi bana öpücük mü atıyorsun?
Basketçi: libido tavan...
Defne: Tövbesteyşın... Hadi sg
Yazıp sohbetten çıktım ve telefonumu kapattım. "Kiminle konuşuyorsun dakikalardır?" Diye sordu babam. "Ben sana hiç sorgu odalarındaki adamlarla ne konuştuğunu soruyor muyum baba?" Dedim sırıtarak.
Elindeki siyah dosyayı masanın üzerine bırakıp bana çok kötü bir bakış attı. "Şaka yaptım." Diye mırıldandım sırıtışımı söndürürken. Babam bana bu sefer sen iflah olmazsın bakışı atıp ayağa kalktı. "Benim yarım saatlik bir işim var, sen burada kal ben gelene kadar. Bir şey olursa da ahmet abin bu katta, onu bulursun." Dedi. "Tamamdır amirim, bende Mete'yi arayıp meşgul edeyim biraz." Dediğimde güldü, "Mete dediğini duymasın." Dedi ve kapıya doğru ilerledi. "Görüşürüz!" Dedim arkasından. Karşılık verip çıktı. Koskoca odada tek kalınca arkama yaslanıp telefonumu açtım.
Mete abimi aramaya başladım. Birkaç saniye sonra açtı. "Ne var lan sümüklü böcek?" Derin bir nefes verdim. "Bana olan sevgin gözlerimi yaşartıyor Mete'cim. Ayrıca sümüklü böcek falan değilim, sensin o. İllede dava mı edeyim seni? Ne istiyorsun yahu?" Abartılı konuşmamın ardından abimin göz devirdiğini hissediyordum.
"Şu an orda olmadığıma şükret sen. Hadi işim var kapatmam lazım, niye aradın?" Dediğinde yıpranmaya başlayan bakımsız tırnaklarıma baktım. "Bana borcun vardı lan ödesene." Dedim. Öyle bir şey yoktu ama bana para lazımdı. Bugünümü kuaförde değerlendirmem lazımdı. "Of boş yapma Defne, kapatıyorum. Hiç boşuna para isteyip beni meşgul etme. Babamın verdiği harçlıklar yeter sana." Dediğinde tüm umutlarım kırıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BASKETÇİ | YARI TEXTİNG
Ficção Adolescente0532***: Bugün o topu atanı bulursam sahadaki basket potasını kafasına geçirecem (01.15) 0532***: Lan Tolga piçi, niye görüldü atıyorsuunn (01.16) Defne: Noluyor be siz kimsiniz? (01.17) 0532***: dalga geçmeyi kes pezevenk içtin mi sen (01.18) Defne...