BASKETÇİ | YARI TEXTİNG

18. Bölüm

Keyifli okumalar demeden önce bir şey söylemek istiyorum. Bölümler çok geç ve düzensiz geliyor fakat okuyan bin kişiden sadece 200'ün altında bir kişi sayısı kadar oy alırken yazamıyorum. Açıkçası hiç motive olamıyorum.

Sizden tek dileğim, emeğimin karşılığını almak. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.  Dedikten sonra gerçekten keyifli okumalar dilerim çünkü bu bölümü çok sevdim. 💞

Defne: bak konumu atıyorum

Defne: hazır mısın yiğidim?

Basketçi: her zaman bebeğim

Defne: yalnız bebeğim falan ayıp oluyor birader

Basketçi: Defne, sana dayıoğlu, amcaoğlu, birader, kayınço falan mı dememi bekliyorsun güzelim? Niye bu kadar kırolaştın sen

Defne: oooo sen hep böyle ağlayacaksan işimiz yaş amcaoğlu

Defne: ben hep öyleydim. Birazdan sana evlilik teklifi edeceğim ona göre gel dayıoğlu

Basketçi: ne

Defne: gerçek yüzümü görmeni istedim

Defne: evlenince basketbolu bırakıp ev hanımı olacaksın tamam mı

Defne: yani ev erkeği

Defne: ev adamı da olabilir

Defne: sen nasıl uygun görürsen artık

Basketçi: Defne

Basketçi: ben gerçekten senden korkmaya başladım

Basketçi: neler oldu sana böyle? Daha dün tatlı Defne'ydin. Şimdi olmuşsun kıro Defne.

Defne: bak kardeş

Defne: seçenek sunuyorum

Defne: ben mi yoksa basketbol mu

Basketçi: Allah seni ne yapmasın kızım

Basketçi: Allah için bu nasıl soru?

Basketçi: bu yüzden ikiside diyorum

Defne: olmaz bir tane seç

Basketçi: Allah'ım sabır

Basketçi: atsana lan artık şu konumu

Basketçi: bir daha böyle seçenekler sunarsan hiç iyi olmaz bilesin

Defne: haşin erkeğim yiaaaaa

Defne: sinirlenme tamam

Defne: qüğaxövmsşqğxqw

Basketçi: bak bir de gülüyor

Basketçi: kızım seni bir yakalarsam varya

Basketçi: kafayı yedim lan ben burda

Defne: üf iyi atıyorum

Defne: *konum*

Defne: beş dakika içinde gelmezsen eve gidip film izleyeceğim haberin olsun bebeğim

Yazmıştım ki aniden kafenin kapısı açıldı ve içeriye benim sırığım girdi.
Elindeki telefona bakıp sırıtıyordu. Mesajlara sırıttığını görünce alt dudağımı ısırıp gülümsedim. Yavaşça kafasını kaldırdığında göz göze geldik. Gözüm kıyafetine kaydı.