25. Final Bölümü

9.3K 496 264
                                    

Bu kitaba son yazım, her şeyi atlamadan okuyun lütfenn.

Son oylar ve yorumlar...

Sonlara doğru multideki şarkıyı açıp okursanız daha keyif alacağınızı düşünüyorum.

Keyifli okumalar.

Salondaki masaya annemle birlikte sofrayı kurmuştuk dakikalar önce. Babam ve abim Alp'i bu süre içinde soru yağmuruna tutmuştu. Nerelisin, basketbolu profesyonel mi yoksa öylesine mi oynuyorsun, nerede oturuyorsun, ne okumak istiyorsun gibi sorular. Özellikle babam. Resmen çocuğu sorguya tutmuştu. Bir de şu sorgucu polis tavırları yok mu... Tam kriz geçirmelik bir durumdu.

Şu ansa masaya geçmiştik hep birlikte. Babam ve abim baş köşelerde, annem yanımda ve Alp karşımda oturuyordu. Çocuk şakasız diken üstündeydi dakikalardır. Zaten bizimkilerin sordukları sorulara hem detaylı hem de usul usul cevap vermişti.

"Hele şu içli köfteyi de uzatsana hanım." Dedi babam. Anneme biraz uzak kalıyordu, Alp hemen davranıp içli köfte tabağını babama uzattı. "Buyrun efendim." Herkes kısa bir an sessizleşti. Alp galiba babama tutulmuştu, onun hanımı olmaya kararlıydı. Babam tip tip bakarken tabağı aldı. "Hanım demiştim ben, hanım." Dedi üstüne bastıra bastıra. Alp boğazını temizleyip elini geri çekti. "Ne olacak canım, daha yakındı verdi işte. Alp, Defne fırında makarnayı çok sevdiğini söyledi. Lütfen bol bol ye." Diyerek Alp'in tabağına fırında makarnayı koyacaktı ki abim annemin elinden borcamı aldı. "Ooo ben de çok severim anne." Gıcıklığına ve inadına yapıyordu.

Annem ona kötü bakışlar atmakla meşgulken Alp sorun değil der gibi başını iki yana salladı. Artık duruma el atmam lazımdı. "Ben yaptım abi onu, sevmezsin sen. Hem sen kaşardan nefret eden bir insansın, bunu nasıl yiyeceksin?" Dediğimde abim bana baka baka çatalını daldırıp büyük bir lokmayı ağzına götürdü. Çiğnerken kaşardan dolayı yüzünü buruşturmamak için zor duruyordu.

Yemeye devam etti. Herkes geri önüne döndü. Babam en sonunda can alıcı soruyu sordu. "Ne zamandan beri?" Demiştim anlamıştı diye. Alp'le kısaca bakıştık, kim söyleyecek diye. Ben söylemeye karar verdim en sonunda. "Bir iki hafta oluyor baba." Dedim. Babam ağır ağır başını salladı ve Alp'e döndü. "Ailen, sağ mı?" Diye sordu. Hayırdır baba korkutma beni lan, hemen kapı dışarı mı edeceksin yoksa beniiiiğğğ?? Alp başını aşağı yukarı salladı. "Evet efendim. Bir tane kız kardeşim, annem ve babamla yaşıyoruz." Babam detay seven bir adamdı. Bunu fark edip mi söylemişti Alp, bilemiyordum. "Al işte!" Abimin aniden bağırmasıyla hepimiz ona döndük.

"Lan oğlum seninde kız kardeşin varmış işte. Hadi biraz empati yapalım. Düşün ki akşamın bir vakti eve Allah katına doğru uzayan bir çocuk getirmiş ve o çocuk kendi fikrine göre salağın önde gideni. Ne yapardın?" Alp çabuk düşerdi bu tuzağa. Korkuyla ona baktım. Aniden çatalını masaya bıraktı. "Ne yapacağım abi, önce bir güzel dayak atar sonra da kovardım." Bir insan nasıl kendine sıkar görüyorsunuz en net haliyle. Arada süzme bir salak olabiliyordu benim bebek.

Abim sırıtarak ayağa kalktı. "Gel lan buraya." Dedi. Benim bebeğimde ise jeton yeni düşmüştü. Yutkunarak, "şaka abi şaka, sonuçta kız kardeşim getirmiş, vardır bir bildiği diyerek ona bir şey yapmazdım!" Dedi Alp hızlıca. Abim Alp'in yakalarını ciddi ciddi tutarken annem ve ben panikle ayağa kalktık. Abimi geri çekmeye çalışırken babam rahat rahat oturup yemeğini yemeye devam ediyordu. Mod yani.

Birkaç dakika boyunca süren kargaşadan sonra ayırdık çok şükür. "Ulan bende avukatsam kız kardeşimden uzak durman için her türlü kararı çıkartırım lan!" Diye yine dellendi abim. "Abi saçmalama!" Dediğimde Alp bir şey diye diyemeden oturmaya devam ediyordu. Ortamdaki kargaşayı bölen şey abimin telefonunun zil sesi oldu. Abim Alp ve bana tip bir bakış atarak koltuğun üzerinden telefonunu aldı. Boğazını temizledi ve telefonu açtı. "Efendim?" Dedi aynı ses tonuyla. Duyduğu ses bir anda yüz ifadesinin yumuşamasını sağlamıştı.

BASKETÇİ | YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin