Ömer koltukta canı sıkkın sıkkın oturuyordu. Hürkan fark edince onun dikkatini dağıtmak için arabalara makas atmaya başladı. Ömer gülerek onu durdurmak için elini tuttu.
"Yapmaa, arabalardaki insanları rahatsız edicez ya"
"Seni bu yüzden seviyorum, çok iyisin"
Ömer gülümseyip elini bıraktı ve yola baktı. Bi süre sonra restorana vardılar. Arabayı park ettikten sonra içeri geçtiler ve iki kişilik bir masaya ilerlediler.
Hürkan Ömerin sandalyesini hafif çekti, Ömer teşekkür ederek oturdu. Hürkanda karşısına oturdu. Masadaki QR kod menüyü telefonlarından açıp menüye baktılar. İkisi de et salata falan söylemişlerdi. Yemek zevkleri birbirine benzediğinden tatlı hariç her şey aynıydı resmen. Yemekleri gelene kadar havadan sudan konuştular ardından yemekleri gelince önce Ömer sonra Hürkan başladı yemeğe.
"Imm-.. eti biraz çok pişirmişler gibi değil mi küçüğüm?"
"Hayır ben iyi pişmiş severim. Ondan normal geldi bana. Ama sen istiyorsan değiştir"
"Yok ya"
"Hem yedim birazını. Kalanını kime vercekler atılmasın yazık""Sen bilirsin canım"
[...]
"Sevgilim"
"Efendim Hürkan"
"Tedirgin misin?"
"Ney için?"
"Şu hani konuştuğumuz mesele vardı ya bi hafta önce falan"
"Hee.. zamanı geldi diyorsun değil mi?"
"Evet... mektupta ne zaman gel diyodu ya da gel diyor muydu"
"Diyordu. Her zamanki yere saat 03.00 27.03.2017"
"Hmm üç gün sonra yani he?"
"Ama benim o gün nöbetim var""Ben yalnız mı gidicem" ürkek bir sesle
"Hayır hayır. Ben ayarlayacağım"
"Canım"
"Efendim"
"Hiç düşündün mü, o kişi kim diye?"
"Hayır... sen?"
"Aslında evet... beni kıskanan bi kuzenim vardı, amcam şirketi büyütünce kuzenimde kendini bi bok sanıp yüzünü göstermeden bunları yapıyor olabilir.. onunda saçları düz ve platin sarısıydı. Üstelik tarzı da çok benziyor"
"Ses? Peki ya sesi?"
"Sesini çok az duyuyorum. Genelde ya yüzündeki maskeden duyamıyorum ya da çok bağırdığı için sesi algılayamıyorum"
"Bu kötü olmuş... her neyse eninde sonunda öğrenicez yüzünü"
"Haklısın.."
Yemekleri bitmek üzere olduğundan tatlı siparişleri gelmişti. Sonrasında ana yemek tabaklarını aldı garsonlar.
Tatlıyı yemeye başladılar.
"Ya burayı çok seviyorum ya. Her tatlıyı harika yapıyorlar"
"İlk defa geliyorum ama bence de yediğim her şey güzeldi. Üstelik şarabın tadı da farklıyı, hoş bi tattı yani"
"Kendileri yapıyor. O yüzden bu kadar güzel ve birazda pahalı"
"Biraz mıı?"
"Bence çok çok pahalı""Olsunn. Sonuçta güzeldi"
"Evet evet güzeldi"
Tatlıdan sonra hesabı ödeyip kalktılar. Restoran sahile yakın olduğu için sahil kenarında biraz yürüdükten sonra arabaya binecekken arabanın kaputunda uyuya kalmış bir kedi gördüler.
"Hürkaannn... şuna pak çok tatlıı. Partilerini içeri almışş"
"Üşüdü mü acaba"
"Bu yaz gününde... ama gerçi akşam soğuk oluyo doğru"
Hürkan sessizce kesiye yaklaşıp yavaş yavaş önce kafasını sonra kafası ve gövdesini sevip kendini alıştırdıktan sonra kediyi kucaklayıp arabayı açtı. Arabanın ön koltuğuna koydu. Şöför koltuğuna geçti.
Ömerde kedinin oldupu kapıya ilerledi kediyi kucaklayıp arabaya geçti. Kapıyı kapatıp kemerlerini taktılar. Araba sessiz çalıştığı için kedi uyanmamıştı.
"Adı ne olsunn?"
"Bilmem sen seç"
"Imm dur... yıldızlı bi gecede bulduk.. yaz günüydüü, sonbahara geçmek üzereyiz ve tüyleri de turuncu ya... sonbahar.. ya da tarçın veya portakal?"
"Hmm sonbahar çok uzun geldi tarçında çok basit. Portakal olsun"
Ömer güldü ve Portakalı sevmeye başladı yavaş yavaş. Kedi olduğu için Hürkan kediye bakmaya alışana kadar Ömer arada bir Hürkanla kalıcaktı. Aslında şu maskeli kadını da bulana kadar beraber kalıcaklardı. İkisininde güvenliği için.
Bölüm açıklamadı bulmak çok zor mk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herkes Kaybedicek
FanfictionBunun bir kazananı yok Hürkan, olmayacak Göremiyor musun?! Herkes kaybedicek /tamamen kurgudur tsk /daha önce yazdığım bütün kurgulardan daha çok özendim :D seversiniz umarım