38

41 4 3
                                    

Ömer yere eğildi ve Hürkanı kaldırdı.

"...sana inanıyorum ama... bir daha sakın aldatmak aklının ucundan bile geçmesin"

Hürkan kalktı ve Ömere sarıldı sıkı sıkı.

"Seni asla aldatmam. Hele Jack'le, asla"

Jack onları görmüş ve duymuştu. Duyduklarının etkisinden çıktıktan sonra onların yanına gitti.

"Öhm... şey ben özür dilerim. Hala utanıyorum... dün çok içmiştim"

"Sorun yok... bir daha böyle saçma bir şey olmamdın olur biter"

"Elbette..."

"Bu arada bana yarına kadar ulaşamazsan merak etme. Kendimle kalmaya ihtiyacım var"

Bunları söylerken arkasını dönmüştü, yüzlerine bakarak konuşacak hali yoktu. Jack ilerledi ve arabasını kapatıp eve girdi.

Ömer ve Hürkan beraber eve döndüler.

"Bebeğim Sıla artık yok değil mi?"

"Evet evet, yok"

"Güzel..."

6 ay sonra...

  Sabahleyin Hürkan erkenden kalktı ve duşa girdi. Çıktıktan sonra saçlarını kuruladı ve Ömerin yanına gitti.

"Hayatım hadi kalk..."

"..."

"Hadii. Geç kalıcaksın"

  Ömer kalktı ve saçlarını karıştırdı. Saate baktı. Ayağa kalktı ve kıyafetlerini çıkardı otelin dolabından.

"Sevgilim bu gün kursun ikinci günü, en uzun süren günmüş. Yani akşam yemeğine anca yetişicem"

"Sorun yok. Beni sürekli haberdar etmeye çalış"

"Tamam"

  Ömer üstünü giyindi, o sırada Hürkanda giyinmişti. Beraber aşağı indiler. Ömer hızlı bir kahvaltı yapıp Hürkana görüşürüz öpücüğü verip otelden çıkıp kursa doğru geçti.

  Hürkan kahvaltısının kalanını bitirdikten sonra odaya geçerken dikkatini birisi çekmişti. Burnunda sargı bezi gibi bir şey vardı. Belki mesleki deformasyon belki merak belki çekim kuvvetidir, bilinmez ama o kadının yanına gitti.

"İyi günler hanımefendi. Size bir şey sorabilir miyim?"

"Elbette"

"Burnunuzdan estetik mi oldunuz yoksa başka bir şey mi?"

"Şey kendi atış poligonundaydım yanlışlıkla birine silah tutmayı öğretirken yüzüme silah geldi. Müşteri erken ateş etti o yüzden kırıldı. Bende sonradan dedim ki madem kırıldı estetik gibi olsun özele geldim. Burda Finlandiyadaki doktorlara yaptırayım dedim."

"Wow ne güzel...mi demeliyim?"

"Eh evet evet. Siz ne için gelmiştiniz? Özel değilse tabii ki"

"Sevgilimin işi için. Bir sınava girdi ve aldığı puandan dolayı bir haftalık kursa geliyor. İkinci günü daha"

"Ya öyle mi ne güzel..."

"Evet evet... size afiyet olsun..."

"Meryl"

"Size afiyet olsun Meryl'i hanım"

Herkes KaybedicekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin