"Noldu hayatım?"
"Derin... kayıpmış. Bir iki haftadır konuşmuyoruz diyolar ama hala polise gitmemişler"
"Yaa.. umarım bulunur ya. Ya da kaçamak yapmıştır belki de. Telefonu kapatıp doğaya bırakmıştır kendini"
"Tam Derin'lik hareket aslında he"
"Bence herkes yapmalı. Çok iyi gelir"
"Benim doğamda güneşimde sensin o yüzden çok insanlardan uzaklaşmama gerek yok."
Ömer gülümsedi ve gözlerini kaçırdı. Hürkanda gülümsedi ve Ömerin saçlarını sevdi.
"Hayatım bu gün çok güzel bir gün. Piknik falan mı yapsak.."
"Yapalım ama bence önce eve gideliim senle güzel bir pasta yapalım onunla beraber gideriz"
"Haklısın canım. Geçen sefer sen ödedin bu sefer hesap benden"
"Aman hesap dediğinde 20 dolar"
"Ya... tamam diğeri de benden olur"
"Şaka yapıyorum küçüğüm"
Hürkan ve Ömer ayağa kalktılar. Ömer hesabı ödedi ve ordan çıktılar. Arabayla eve gittiler. arabayı park ettikten sonra beraber markete gidip kek için gerekli malzemeleri aldılar. Sonrasında eve geçip beraber kek yapmaya başladılar.
"Hürkan.. biz ailemize burda olduğumuzu bile söylemedik ama onlar merak etmediler. Senin aileni bilmem ama benim annem kesinlikle beni şimdiye on defa aramıştı"
"Hmm, ne demek istiyorsun yani küçüğüm"
"Başlatına bi iş gelmiş olmasın diyorum.. tanrı acaba bizi böyle mi cezalandırıyor"
"Sanmam bebeğim" Ömerin omzunu öptü.
"İçin rahatlayacaksa ara aileni birazdan. Kek oldu mesela. İstersen arabada giderken konuş""Tamam... öyle yaparım.."
"Seni seviyorum Ömer"
"Bende seni seviyorum bir tanem"
Keki alıp bir de iki bardak ve çatal alıp dışarı çıktılar. Arabaya bindi Ömer. Hürkan'da yakındaki marketten bir içecek aldı ve o da arabaya bindi. Piknik alanına doğru ilerlediler. Ömer telefonuyla annesini aradı ama açmamıştı. Bir kaç defa daha aradıktan sonra açmayınca telaşı offlamaya dönmüştü.
"Noldu hayatım sorun nedir?"
"Annem"
"Açmıyo""İşi vardır ya da şarjı bitmiştir.. hem bazen anneler telefon kullanmayı yanlış öğrenebiliyorlar"
"Hayatım, ama annem her zaman açardı telefonumu. Kesin bir şey oldu"
"Küçüğüm hadi ama, ne olmuş olabilir ki. Sıkma canını eve dönerken tekrar ararsın."
"Ah.. tamam öyle yaparım"
Hürkan ve Ömer "ikisinin şarkısını" açtı. Ömerin neşesi yerine gelmişti bile.
En sonunda piknik alanına vardılar. Beraber havadan sudan konuşurlarken bir yandan da pastayı yiyorlardı. Hava kararmaya başlayınca eve dönmüşlerdi. Beraber evin boyanması gereken son duvarını boyadılar ikisi de salonda dinleniyordu.
Ömer film izliyor Hürkan ise bir cinayet ve çözülme süreciyle alakalı resmi bir makale okuyordu telefonundan. Makaleden sıkılmaya başlayınca Hürkan telefonu kenarı koydu ve doğrulup Ömere sarıldı yandan, çenesini omzuna yasladı. Ömer kafasını çevirdi Hürkana ve küçük bir öpücük kondurdu.
"Hayatım"
"Efendimm?"
"Sana seslenmek ve senin her seferinde bana cevap vermene bayılıyorum.. senin klinik işleri nasıl gidiyor?"
"Hmm güzell bi kaç parça dekorasyon eşyası da ekledikten sonra hazır tamamen"
"Harikaa. Peki sana bir şeyi sorabilir miyim?"
"Elbette"
"Senin herhangi bir sağlık eşyası almaya iznin var mı?"
"Ne gibi yani?"
"Anestezi için gerekli şeyler, ameliyat ipi ve iğnesi hatta belki ince uçlu neşter"
"Neden soruyorsun ki bunları.."
"Herhangi bir kötü durum için"
"N-nasıl bir durum?" Sesinden korktuğu ve aklından bir sürü senaryo geçirdiği anlaşılıyordu. Senaryoların sonuncusunu sesli söyledi;
"Hadi beni geçtim ya sana bir şey olursa.. ben seni nasıl ameliyat edicem. Sen kendi kendini mi yapacaksın. Ya kalbinden vurulursan..?"Hürkan güldü hafif ve çevildi. Ömerin ellerini tutup tek tek öptü.
"Bebeğim öyle bir şey değil. Tam tersi, biz birisine zarar verirsek ama sonradan kurtarmamız gerekirse diye. Bize bir şey olmasına izin vermem"
".. e-emin misin.."
"Evet bebeğim"
O sırada Ömerin telefonu çaldı. Ömer arayan annesidir diye düşünüp telefonunu aldı. Ama bilinmeyen numara arıyordu.
"Alo?"
"Alo, Ömer bey değil mi?"
"Evet benim"
"Ben sizin ilanınızı gördüm. Psikologmuşsunuz"
"Evet öyleyim"
"Ben burada gurbetçi sayılırım ve psikolojik bir desteğe ihtiyacım var fakat türk birini bulamamıştım. Saatte geç oldu kusura bakmayın lütfen ama ben yarına seans almak istiyorum mümkün mü?"
"Imm bir dakika....evet elbette. Yarın saat 14 ile 15 aradı seansımız olsa nasıl?"
"Harika. Ücret nasıl?"
"Tanışma seansı olduğu için 70 dolar alacağım ama devam etmek isterseniz diğer seanslar 120 dolar olucak"
"Anladım.. ilandaki yere geliyorum o zaman değil mi?"
"Evet.. bu arada isminizi ve destek alma sebebinizi öğrenebilir miyim?"
"Tabii, ismim S-..ıla, seansa başlama sebebim ise kaygılarım daha doğrusu düşüncelerim. Sürekli ya birisini öldürürsem ne yaparım diye düşünüyorum"
"Anladım Sıla hanım. Bu konu hakkında biraz araştırma yapmam gerek o yüzden sonraya ertelesek olur mu?"
"Üzgünüm olmaz. Eğer yarın sizin kliniğinize gelemezsem hayatım boyunca pişmanlık yalarım bu konudan dolayı.."
"Ah anlıyorum. Tamam öyleyse yarın size dediğim saatte klinikte olun lütfen"
"Elbette. İyi akşamlar Ömer Bey"
"İyi akşamlar Sıla Hanım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herkes Kaybedicek
FanfictionBunun bir kazananı yok Hürkan, olmayacak Göremiyor musun?! Herkes kaybedicek /tamamen kurgudur tsk /daha önce yazdığım bütün kurgulardan daha çok özendim :D seversiniz umarım