40

50 4 11
                                    

Bir hafta sonra...

Ömerin eğitimi bitmişti ve ordan alması gereken sertifikayı almıştı. Eve döndüklerinde günlük işlere geri dönmüşlerdi.

Hürkan Ömeri işe bıraktıktan sonra telefonu çalıyor.

"Hassiktir ben tamamen unutmuşum Jacke haber vermeyi"

Telefonu açtı.

"Alo nerdesin Hürkan? Ne zaman döneceksiniz çok özledim seni"

"Imm şey döndüm ben. Yani biz."

"Şaka yapıyorsun!! Harika!! Nerdesin? Hemen buluşalım!!"

"Tamam tamam. Ben Ömerin kliniğinin önündeyim. Sahilde buluşalım"

"Tamam"

Jack şirketteydi, babasıyla sıkıcı konuşması bittikten sonra evine gitti ve üzerini değiştirdi. Altına siyah kısa, yüksek belli bir şort, üzerine de bol ama içini gösteren bir gömlek giydi ve gömleğin pilelerini şortun içine soktu. Evden çıkıp arabayla sahile gitti. Arabadan inip hızla sahilde ilerledi.

Upuzun boyuyla denize bakan vir adam vardı, Hürkan. Yanına koştu ve boynuna sarılıp üstüne atladı. Hürkan güldü ve Jackle beraber yuvarlanmamak için onu kucağına aldı. Kısa süre sonra bıraktı. Jack hala sıkı sıkıya sarılıyordu. Hürkan, Jackin saçlarını okşadı. Jack ayrıldı ve gözündeki, mutluluktan akan yaşları sildi.

"Çok özledim seni"

"Beni ilk kez gördüğün günü hatırlıyor musun..?"

Hürkan ve Jack'in tanıştığı gün

  Acile hasta gelmişti. Bu bir erkekti, kalbine bıçak saplanmıştı. Hastayla beraber ameliyathaneye koşarlarken, ameliyathaneye girmeden önce Hürkanı biri çekmişti.

"Ben Jack Andreas, Alex Andreas'ın oğluyum"

"..? Bırakır mısınız beyefendi hastayı kaybedebiliriz sizin yüzünüzden"

"Kaybediceksin zaten. Sana istediğin her şeyi veririm, para, kıdem, sevgili..."

"... hastaya yetişmem lazım"

"Yap yoksa yapmazsan başın yanıcak"

"...bakarız"

"10bin Euro!"

  Hürkan giderken arkasından bağırmıştı. Üç saat süren ameliyat sonucunda Hürkan ameliyathaneden çıktı.

"Durumu nedir?"

"Öncelikle Alex Andreas Bey, üzülerek belirtiyorum ki elimizden geleni yapsakta hastayı kaybettik"

"Nasıl!? Yaşatacaksın onu!!"

"Efendim ben ameliyatta yardımcıyım. Çok az iş yaptım, birazdan hocamız da çıkacaktır. Geçmiş olsun tekrardan"

İki gün sonra

Hürkanın odasına dört tane roman, gümüş rengi kurdeleye bağlanmış bir hediye geldi. Hürkan danışmana teşekkür etti ve kurdeleye zımbalı yazıyı okudu. Kötü bir el yazısıyla yazılmıştı. Şunlar yazıyordu;

  "İyi çalışmalar Hürkan Bey, bunlar size hediyem olsun. Terfinizi kutlarken bu kitapları okumayı ihmal etmeyin. Eğer yalnızsanız ve kutlayacak kimseniz yoksa bu numarayı arayabilirsiniz, iki hafta daha buradayım
 
                                      0  (5**) *** ** **         "

Herkes KaybedicekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin