[mirna]
"Ne diyorsun Anıl?"
"Ne yapmak istiyorsan benimle yap."
Ciddi duran yüzünden söylediklerinin şaka olmadığını anladığımda "Saçmalıyorsun," diye itiraz ettim. Kendi zevkim için arkadaşlığımdan olacak değildim. Üstelik onu kullanmış olacaktım.
"Unuturuz... Lisede kampta olduğumuz zamanı hatırlıyor musun? Oyun oynarken oradaki insanların gazına gelip öpüşmüştük. Şu an lisede yaşadığımız saçma salak şeyler umrumuzda bile değil."
Bir de onun hatırlamadığı, darp edildiği geceki yaşanan şey vardı tabii ki.
"Aynı şey değil. Hem o zaman çocuktuk."
"Ne yapmamı bekliyorsun, Mirna? O piçle tekrar birlikte olmana izin veremem. Seni yine etkisi altına alacak çünkü her zaman yaptığı şey bu. Adam tam bir narsist!"
"Tamam, kapatalım konuyu. Ben bir yolunu bulacağım."
"Her gece başka bir adam mı girecek hayatına yani? Bulacağın yol bu mu?"
Haklıydı ama yapabileceğim bir şey yoktu.
Ellerimi saçlarımın arasından geçirip sinirle "Ne bekliyorsun Anıl? Sence bu benim elimde olan bir durum mu? İhtiyacım var ve kendime engel olamıyorum!" diye çıkıştım. Onun da sıkıntılı bir nefes aldığını işitmiştim fakat oralı olmadım. Beni anlayabilmesinin tek yolu benim yerimde olmasıydı.
"Hiçbir yere gitmiyorsun. Başkaları da olmayacak Mirna... Ne yapacaksan yap benimle."
"Seni kendi ihtiyacım için kullanmamı mı istiyorsun gerçekten?"
"Evet! Sadece bu seferlik."
Bulunduğum yerden ayrılıp onun yanına doğru ilerledim. Hâlâ daha pencerenin önünde dikiliyordu. Tam karşısında durup birkaç saniye öylece yüzüne baktım.
Emin olmak için ısrarla gözlerimi gözlerinden çekmezken "Beni istediğin gibi yönlendir. İstemediğin hiçbir şeyi yapmayacağım," dedi. Cevap verme gereği duymadan aramızdaki mesafeyi kapattım.
Bir süre bakışlarım öylece onun üzerinde gezindi. Boyu benden fazlasıyla uzun olduğu için kafamı yukarı kaldırmak zorunda kalmıştım ama buna kesinlikle değerdi. Eğer çocukluk arkadaşı olmasaydık belki de her şey şu an daha farklı olurdu. Çünkü Anıl kesinlikle hayır diyemeyeceğim bir tipti.
Gözlerinin içine baka baka "Unutacağız?" diye son kez sorguladım. Hâlâ daha bunun doğru bir karar olup olmadığını sorguluyordum ve son dakika itiraz etse bile sesimi çıkarmazdım.
Lakin beklediğim gibi olmadı. İtiraz etmek yerine beni onaylamıştı. "Unutacağız, Mirna."
Derin bir nefes aldım. Ardından bir adım daha atıp vücutlarımızı tamamen birleştirdim. Bir eline uzanıp üzerimdeki beyaz geceliğimin altından kalçama dokunmasını sağladım. Vücudum anında heyecanla kasıldığında daha fazlasını hissetmek için elinin üzerine baskı uyguladım.
Diğer elini de bir göğsümün üzerine yerleştirdiğimde aynı şekilde baskı uygulamasını sağlamıştım. Ondan herhangi bir tepki alamazken "Sadece ne istiyorsan onu yap," diye kendimi konuşmaya zorladım. Bu şekilde her şey benim elimdeyken garip hissediyordum çünkü.
Bir şey söylemeden ellerini üzerimden çekti. Ben daha ne olduğunu anlayamadan belimi kavrayıp beni boydan cama yasladığında ellerimi destek almak amacıyla kollarına yerleştirmiştim.
Belimdeki elleri bulunduğu yere baskı uygularken kafasını eğip burnunu burnuma sürttü. Ardından daha da aşağıya inip boynumda duraksadı. Bir süre öylece bekledikten sonra boynuma ufak öpücükler bırakmaya başlamıştı.
Açıkçası ondan daha sert davranmasını bekliyor olmama rağmen bana karşı bu denli yumuşak davranması şaşırtmıştı. Mesleği gereği olsa gerek içinden daha farklı birisinin çıkmasını beklemiştim. Fakat öyle olmamıştı. Sanırım şu an iyi gidiyorduk.
Çok geçmeden uzanıp üzerindeki tişörtü çıkardım. Böylece kaslı vücudunun gözlerimin önüne serilmesine neden olmuştum. Dudağımı ısırıp kısa bir an vücudunu süzdükten sonra gözlerimi sonunda yüzüne çıkarabilmeyi başarmıştım. Hiçbir şey söylemeden ensesinden tuttuğum gibi onu kendime çektim.
Kafasını tekrardan boynuma gömdüğümde o da ne istediğimi anlamışçasına dudaklarını harekete geçirip boynumu talan etmeye başlamıştı. Gözlerimi kapatıp anın tadını çıkarmaya baktım. Lakin bunu başardığım pek söylenemezdi.
Dudaklarımı dişlemeye son verip zorlukla "Bir şey söyle," diye mırıldandım. Aksi takdirde kafamın içindeki şu an yaptığımız şeyin yanlış olduğunu fısıldayan sesleri susturamayacaktım.
Anıl kafasını boynumdan kaldırıp "Ne söylememi bekliyorsun Mirna? Sadece seni tatmin etmeye çalışıyorum," dediğinde kulağıma ulaşan boğuk sesiyle gözlerimi kapattım.
Her ne kadar daha ileriye gitmek için delicesine bir arzu duysam da "Anıl. Dur!" diyerek bu ana bir son verdim. Yaptığımız şeyin doğru olduğunu sanmıyordum ve berbat hissediyordum. Bir tarafım zevk almış olsa da aklım daha ağır basıyordu ve buna bir an önce son vermem gerektiğinin farkına varmıştım.
Anıl yavaşça geriye çekilip kızarmış ve şişmiş dudaklarıyla bana bakarken "İstemiyorum," dedim neredeyse ağlamaklı gibi çıkan sesimle. Aksine, o kadar çok istiyordum ki bacaklarımın arasındaki sızıya engel olamıyordum. Ancak yine de bunu bize yapamayacaktım.
"Neden? İstediğinin bu olduğunu sanıyordum."
"Öyle ama... Her şeyi berbat ediyorum."
"Vural piçi seni bu hâle getirdiğinden beri her şey yeterince berbat zaten."
Kafamı göğsüne yaslayıp akmaya başlayan gözyaşlarımı durdurmak adına hiçbir çabada bulunmadım. Anıl beni belimden tutup sıkı sıkı sararken sırtım hâlâ daha cama yaslı olduğu için beni taşımakta zorlanmıyordu.
"Ben... seni cinsel arzularım için k-kullanacak kadar iğrenç bir i-insan olmak i-istemiyorum."
Sıkıntılı bir nefes aldı.
"Sen ne yaparsan yap benim gözümde iğrenç bir insan olmazsın, güzelim."
Beni sakinleştirmek için böyle söylüyordu. İşe yarıyordu ama yine de yaşadığım duygu karmaşıklığı bende durmaksızın ağlama isteği uyandırıyordu.
Bu sefer ağlamalarımın arasına hıçkırıklarım da girdiğinde bir an nefessiz kaldığımı hissettim. Kafamı Anıl'ın göğsünden kaldırmadan "Beni o-odama götürür m-müsün?" diye zorlukla konuştuğumda o da saniyeler içersinde beni merdivenlere ilerletmişti.
Nerede olduğumuzu tam olarak anlayamasam da kısa bir süre sonra sırtımın yumuşak bir yerle temas etmesiyle birlikte beni yatağıma bıraktığını anlamıştım.
Anıl vücutlarımızı ufacık bir an bile ayırmadan yanımda yatağa yerleştiğinde ben de ona iyice sokuldum ve sessizce ağlamaya devam ettim. Ta ki uykuya dalana kadar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ziyan
ChickLit[texting] "Özür dilerim. Seni hayatımdan çıkarmak yaptığım en büyük hataydı." Ellerimi iki yanından beline yerleştirip onu kendimden uzaklaştırdım. Sarhoş olduğu için ne dediğini bilmiyordu. Lakin yine de sessiz kalmamayı tercih ettim. "Evet, beni...