1. Bölüm

313 19 5
                                    


Multimedya: Afra Mehir Alkan

Afra Mehir Alkan'dan:

Alarm sesi ile gözlerimi açtığımda komodine uzanıp  çalan alarmı kapadım. Saat daha sabahın dokuzuydu ve pazar günü izin günüm olmasına rağmen işe gitmek tam bir işkence gibiydi. Ama buna mecbur olduğum için hiçbir şey yapamıyordum.

Kendime geldiğimde yatağımdan çıktım. Banyoya girip rutin işlerimi halletmeye başladım.

Banyoda işim bittikten sonra geri odama gittim. Elbise dolabımın önünde durup bir, iki dakika göz gezdirdikten sonra direk elime gelen kot pantolon ve beyaz gömleğimi seçip üzerime giydim. saçlarımı taradıktan sonra doğal bir makyaj yapıp odamdan çıktım.

Ses yapmadan yavaşça annemin odasının kapısını araladım. Melekler gibi uyuyordu, bir insan anca adının hakkını bu kadar vere bilirdi.

Masanın üstündeki defter ve kalemi  elime aldım. "Annecim bu gün minik bir prensesin doğum günü partisi için iş'e gitmem gerekti. Lütfen bu gün fatma ablayla dışarı çık, itiraz etmeden. Seni çok seviyorum meleğim." Yazdım ve küçük adımlarla yanına gittim. Yanağına küçük bir öpücük kondurduktan sonra defteri baş ucundaki komodine bırakıp odadan çıktım.

Beyaz çantamı vestiyerden aldıktan sonra ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Telefonuma baktığımda arda  "günaydın aşkım" yazmıştı. Mesajına cevap vermedim çünkü bugün izinli ve uykuda olduğumu sanıyordu. Zaten iş'e geldiğimi restoranta gidince görecekti, o yüzden şuan ona haber verme gereği duymadım. Çatamdan kulaklığı mı çıkarıp taktım ve müzik dinleyerek yürümeye devam ettim.

Yürümeye devam ederken aklım hala annem deydi. Annemle bu gün vakit geçiremediğim için moralim bozulmuştu biraz. Çünkü annem o kaza gününden sonra sadece benim zorlamalarım ile dışarıya çıkıyordu. Yardımcımız fatma abla ne kadar ısrar etse de çıkmıyordu. Bugün de çıkmayacağını biliyordum, bu durum beni daha da çok üzüyordu ve yine üzülmekten başka elimden yapacak hiçbir şey gelmiyordu.

Kafamdaki düşünceleri dağıtmak için kulağım da çalan müziğe gideceğim yere kadar mırıldanarak eşlik ettim. Restorana vardığımda kulaklığı mı çıkardım. Kapıdaki güvenliğe "günaydın" dedikten sonra içeri geçtim.

Burak masaları düzeltirken beni  görünce surat ifadesi değişmişti. Ona "Günaydın" dedikten sonra bile garip garip bakmaya devam ediyordu. Cevabını beklemeden giyinme odasına doğru ilerlerken "afra"dedi arkamdan. Ona döndüğümde bi haller olduğu çok belliydi bu çocukta. "Sen bu gün izinli değilmiydin neden geldin." Dedi panikle. "Hakan bey izin vermedi, doğum günü prensesi ile ben ilgilenecek mişim." Dedim ve geri giyinme odasına yönelecekken "gitme giyinme odasını temizliyorlar." dediğinde burağın garip halleri artık beni şüphelendiriyordu. "Sorun yok temizlesinler arada denk geliyor." Dedim ve burağın ne dediğini umursamadan giyinme odasına doğru ilerledim.

Giyinme odasının kapısını açmamla gördüğüm manzara karşısında başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü sanki. Arda, ceren ile öpüşüyordu şuan tam karşımda.

Olduğum yerde kala kalmıştım ta ki arda yanıma gelip bana dokunmaya çalışına kadar. "Afra aşkım görüldüğü gibi değil açıklaya bilirim." Dediğinde o iğrenç elleri bana değmeden kendimi geri çektim. Gözlerim ceren'e  kaydığında onları görmem hoşuna gittiğini ap açık belli ediyordu suratın da ki sinsi gülümsemesi ile.

Hiçbir şey demeden giyinme odasından çıkıp arka bahçeye gittim ve  arkamdan kapıyı kilitledim. Dizlerimin üstüne çöküp elimde olmadan akan göz yaşlarım ile ağlamaya başladım.

MEHİR - Ay ParçasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin