Multimedya: Armanç YıldırımArmanç Yıldırım'dan:
Gözlerimi çalan telefonumun sesiyle açtığımda. Umursamadan kapatıp geri kafamı yastığıma gömdüm. Ama ağzına sıçtığım telefonun sesi yine tüm odayı doldurunca elimi uzatıp komodinden telefonumu aldım ve açıp kulağıma götürdüm. "Ne var lan bi uyutmadınız."
"Armanç abi dün dediğin gibi silahları götürdüğümüz depoyu basmışlar. Kameraları da kullanılmaz hale getirmişler." Dediğinde uzandığım yatağımdan kalktım "ha siktir! Biliyordum böyle olacağın. Silahlar diğer depoda güvendeler değil mi?" Diye sorduğumda "evet abi güvendeler, bu sefer en emin olduğumuz adamları başlarına koyduk hiç bir şekilde bulamazlar." Dediğinde "tamam kadir kameraları çalıştırıp görüntüleri bulmaya çalışın. Bakalım içimizde düşmanlarımız varmı yok mu? Sonra da o kızı da bulup getirin. Kimin yaptığını öğrenmeden kızın kılına zarar gelmeyecek tamam mı?" Dedim kadir hemen "tamam" dediğinde bir şey demeden telefonu kapattım.
Başıma bunların geleceğini biliyordum. Dün o kadını odada gördüğüm an silahları arka kapıdan başka depoya taşıtmıştım. Ön kapıdaki korumaların hiç birinin haberi yoktu o depoya gelseler bile kapıdakiler sayesinde boş olmadığını sanacaklardı ve öylede olmuştu.
Banyoya geçip soğuk bir duş aldıktan sonra saçlarımı kurutup giyinme odasına geçtim. Siyah takım elbise mi üzerime giydikten sonra çekmeceden takımıma uygun saati koluma taktım. Aynanın karşısına geçip kıravatımı son kez düzelttikten sonra odadan telefonumu alıp evden çıktım.
Kapıdaki korumalar beni gördüğünde hemen kafalarını öne eğmişlerdi. Onları takmadan arabama geçtim ve gaza basıp evin bahçesinden çıkmıştım.
Şirkete geldiğimde arabadan inip anahtarı kapıdaki valeye verdikten sonra içeri girdim ve asansöre doğru yöneldim. Odamın olduğu en son kata geldiğimde hiç kimseyle muhatap olmadan direk odama geçtim.
İki dakika sonda kapı çaldığında içeri meral girmişti. "Armanç bey imzalamanız gereken dosyalar bunlar ve saat 2 de toplantınız var." dedi ve masama dosyaları bıkarkıp çıkmıştı.
Gün boyu şirketteki işlerimi halletmiştim, saatin nasıl geçtiğini anlamamıştım bile. Önümdeki dosyalarla işim bittiğinde saat 21:52 geçiyordu. "Allah kahretsin" dedim kendi kendime bu gün mertler de akşam yemeği vardı. Bade beni bekliyordu ve benim aklıma bile gelmemişti.
Oturduğum yerden kalkıp odamdan çıktım ve bir yanda da telefonumdan mert'i arayıp kulağıma götürdüm. "Efendim kardeşim." Dediğinde "mert abi aklımdan çıkmış yemek ya kusura bakma." dediğimde "sorun yok da bade'nin gönlünü nasıl alırsın bilemiyorum yine gelmedi deyip suratını astı." Dediğinde "telefonu ona versene" dedim.
Bir iki dakika sonra prensesim üzgün sesiyle "neden gelmedin yine amca?" diye sorduğunda "prensesim özür dilerim, işlerim çok birikmişti onları halletmem gerekiyordu ama sana söz veriyorum bir dahakine yanında olacağım." Dediğimde "tamam o zaman anlaştık." Dedi "tamam prensesim öpüyorum seni" dedim ve telefonu kapattım.
Şirketten çıkıp arabamın anahtarını görevliden aldıktan sonra arabaya bindim. Tam arabamı çalıştıracağım sırada kadir arıyordu. Telefonu açıp kulağıma koydum. "Söyle" dedim "Abi kamera kayıtlarını bulduk, mekana gelmen lazım." dediğinde telefonu kapatıp arabayı mekana doğru sürmeye başladım.
Mekana geldiğinde arabadan indim. Kapıdaki korumalardan birine arabanın anahtarını atıktan sona içeri geçtim. Son ses müzik gürültüsü her yeri sarmıştı, içerisi deli gibi tanıdık alkol kokuyordu. Kadir beni gördüğü gibi yanıma gelmişti. "Abi kayıtlar odada dediğin her şeyi hallettik." dediğinde elimi omuzuna koydum. "Tamam koçum gel izleyelim kayıtları." Dedim ve odama çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEHİR - Ay Parçası
ChickLit"Ne yaptığını sanıyorsun sen? " dedim öfke dolu çıkan ses tonumla. "Ne yapıyorum? Güzel soru, karşına geçip oturduğum ilk andan beri yapmak istediğimi yapıyorum ay parçası." ... **** Yayın tarihi: 28 Temmuz 2022 Bu kitabın tüm hakları ban aittir. Ku...