1 hafta sonraUykulu gözlerle yatağımdan kalktım. Banyoya geçip elimi yüzümü yıkadıktan sonra odama gittim. Aylin'in bizde kaldığı gün hiç uyumamıştık ve o günden beri uyku düzenim bozulmuştu.
Uykum biraz daha açıldığında dolabımın karşısına geçtim. Sonun da havalar tamamen ısınmıştı, en sevdiğim mevsim gelmişti. Pembe çiçek desenli mini elbisemi dolaptan çıkarıp üzerime giydim.
Aynadan kendime baktığımda ister istemez aşırı mutlu oluyordum. küçüklüğümde de hep böyle elbiselerin içinde kendimi prensesler gibi hissediyordum. Kendime bakmayı bırakıp pembe tonlarında makyaj yapmaya başladım.
Alnımda ki yara yok olmuş gibiydi zaten küçük bir yaraydı, hafif biraz iz kalmıştı ama oda dikkat çekmiyordu. Saçlarımı açıp taradıktan sonra oturduğum yerden kalktım.
Annemin odasına sessizce gidip her gün ki gibi annemi uyandırmadan onu öptükten sonra evden çıktım.
Aşağıya indiğimde melih abi daha gelmemişti. Telefonumu çantamdan çıkarıp melih abiyi aradım. Telefon çaldığı gibi açtı. "Alo afra geldim kızım 2 dakikada yanındayım." dediğinde "tamam melih abi" dedim ve kapattım telefonu.
Bu bir hafta içinde melih abi ile baya samimi olmuştuk. Artık arabada susarak gitmek yerin sohbet ediyorduk. Melih abi arabayı önümde durdurduğunda ön koltuğa oturdum. "günaydın melih abi" dediğimde gülümseyerek "günaydın güzel kızım." Demişti.
Melih abi ilk defa geç kalmıştı. "Trafik mi vardı?" Diye sorduğumda "yok kızım. Bugün tüm aile akşam yemeğinde gönül hanımlarda toplanacaklar." Dediğinde "iyi bari erken çıkarım bende." dedim gülerek.
Gönül hanım bade'nin babaannesi oluyordu. Arada bahçede karşılaşıyorduk ama pek kimseyle anlaşamayan bir kadındı. Beni de sevmiyordu aslında o kadın sadece kendini ve oğullarını seviyordu.
Araba durduğunda melih abiyle arabadan indik. O marketten aldıkları eşyaları almak için bagaja yöneldiğinde "yardım edeyim sana melih abi." dediğimde gülümseyerek "yok kızım sen geç içeriye orda bir ton adam var, onlar yardım ederler." dedi bahçedeki korumalara döndü ve bir kaç tanesini çağırdı.
Bende bir şey demeyip önüme döndüğüm anda armanç pisliği kendi evinden çıkıyordu. Bir insan nasıl yakışıklı olduğu kadar da sinir edici ve ukala olabilirdi bilmiyordum. Onu en son işe başladığım gün görmüştüm birde şimdi. Aslında bu gün göz göze gelmek istediğin son kişi o birde annesi gönül hanımdı. O yüzden beni fark etmeden ona bakmayı bırakıp zeren hanımların evine doğru ilerledim.
Kapıyı çaldığımda zeren hanım açmıştı. "Hoş geldin canım" dediğinde "hoş buldum zeren hanım" dedim ve içeri geçtiğimde "Afra kaç kere dedim bana hanım deme. Onun yerin ablayı tercih edebilirsin mesela." Dediğinde gülümsedim. "Olur tabiki siz nasıl isterseniz ben bade'ye bakmaya gideyim." Dedim. "Olur canım kahvaltı hazır zaten onu alıp aşağıya gelirsin." Dediğinde kafamı tamam anlamında sallayıp bade'nin odasına çıktım.
Odaya girdiğimde unicorn'una sarılıp uyuyordu. Korkutmamak için yavaş adımlarla kıyafet dolabının karşısına geçtim. Unicorn'lu pembe elbisesi gözüme çarpınca onu dolaptan çıkardım. Önüme döndüğümde bade uyanmış bana bakıyordu. "Uyandırdım mı seni balım?" dediğimde hayır anlamında kafasını salladı. "Peki bu gün bunu giymek ister misin?" Dediğimde yatağından kalktı ve elimdeki elbiseyi inceledikten sonra "evet giyerim." Dediğinde elbiseyi yatağının üzerine bıraktım. Uykulu gözlerle bana bakan bade'ye "O zaman hadi bakalım doğru elini yüzünü yıkamaya." dediğimde bir şey demeden banyoya gitti. Odasına geri geldiğinde üstünü beraber değiştirdikten sonra aşağıya indik.
Bade annesini kahvaltı masasında gördüğünde koşarak yanına gitti. "Anne iş'e gitmedin mi?" Dediğinde "hayır kızım gitmicem bu gün. Halanlar babaanne'ne gelicekler akşam yemeği için, bizde kahvaltı yaptıktan sonra oraya geçicez." Dediğinde bade "yaşasın." Dediğinde şaşırmıştım, bade babaannesi ne gitmeyi pek sevmezdi. Bu mutluluğu halasından kaynaklanıyordu demek.
Her zamanki gibi bade'nin yanına oturdum ve kahvaltılıklarla oynaması yerine annesi ile birlikte yemesini hatırlatıyorduk.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra zeren abla odasına hazırlanmaya gitmişti. Bizde bade ile çizgi filim izlemekten sıkıldığımız için arka bahçeye çıkmıştık. Biraz oyun oynadıktan sonra salıncakta uzanarak hikaye kitabı okuyorduk. Daha doğrusu ben okuyordum o arada soru soruyordu.
"Anne oğul birlikte çalışınca ev çabucak toparlanmış. Bu yüzden de o gün gezmek için bol vakit kalmış." Dedim ve hikaye kitabını kapattım. "Çocuk çok yaramaz değil mi afra abla kediyi kilime sarmış." Dediğinde ona doğru döndüm. "Evet balım öyleymiş ama annesine yardım ettiği için pek yaramaz sayılmaz bence." Dediğimde oturur hale geldik ve kafasını salladı. "Evet bende evdeki yardımcı ablalar yorulmasın diye oyuncaklarımı oynadıktan sonra topluyorum." Dediğinde tam konuşacakken zeren abla kapıdan bize seslenerek "ben hazırım hadi gelin." Dediğinde oturduğumuz yerden kalkıp yanına gittik.
Siyah vücudunu saran diz üstünde şık bir elbise giymişti. Bade "halamlar geldi mi? Kaan abiyi çok özledim." Dediğinde zeren abla "hayır kızım gelirler onlar da birazdan." Dediğinde telefonumdan saate baktım. 18:58 geçiyordu. Ne ara saatin bu kadar hızlı geçtiğini anlamamıştım. "Bende eve gideyim isterseniz." Dediğimde zeren abla "hayır afra beni gönül anne ile baş başa bırakamazsın. Sende gel mert gelince gidersin." dediğinde mecbur "tamam" demiştim.
Gönül hanım tekli koltukta oturmuştu. Zeren abla, bade ve ben yan yana oturuyorduk. Gönül hanım beni süzerek "iş yerine böyle kıyafetlerle mi geliyorsun?" Dediğinde elimle elbisemin eteğini biraz düzelttim. "Evet, patronlarım sizin aksine bana kıyafet konusunda bir şey demiyorlar gönül hanım nasıl rahatsam öyle geliyorum." Dediğimde zeren ablaya baktı.
Tam gönül hanım konuşacakken zeren abla "kızın kıyafetinde ne var gönül anne gayet güzel ve neyin içinde rahat ediyorsa onu giyinsin o bizim için sadece bir çalışan değil." Dedi zeren abla gerçekten olmayan ablam gibi beni savunması hoşuma gitmişti. Uzun zamandır kimse beni birine karşı korumamıştı. Gönül hanım tam konuşacakken mert bey içeri geldiği için susmuştu.
Bade babasına sarıldığında bende oturduğum yerden kalktım. "Ben artık gitsem iyi olacak." Dediğimde mert bey "yemeğe kal istersen sende." dediğinde zeren abla "evet mert'in ablası seni merak ediyordu, tanışmış olursun onlarla." dediğinde gönül hanımın itici bakışlarını üstümde hissettiğimde asla yemek yiyemeyeceğim bildiğim için. "Teşekkür ederim benim gitmem daha doğru olur, size afiyet olsun." dedim ve vedalaştıktan sonra salondan çıkıp dış kapıya doğru yürüdüm.
Bir yandan yürüyordum bir yandan da telefonuma gelen bildirime baktım. Aylin gurup açmıştı eda ve beni eklemişti. Bir şey yazmadan telefonumu çanatama atıp adım atacakken birine çarpmıştım.
Ben evdeki koşuşturan çalışanlardan biri sandığım için kafamı kaldırıp "özür dilerim kusura ba..." Diyecekken gözlerimin içine bakan armanç'la karşı karşıya kalmıştım. Kulağında olan telefona "tamam kadir bir şey olursa bana haber ver." Dedi ve telefonunu kapatıp cebine koydu. "Ay parçası kollarımın arasına girmeye bu kadar meraklı olduğunu beli etme istersen." dediğinde bir, iki adım geri gittim. "Emin ol, en son girmek istediğim yer orası." dedim
Tam gidecekken kolumdan tutu ve kulağıma doğru eğildi. Dudakları her konuştuğunda kulağıma temas ediyordu. "Bir gün tüm gece kollarımın arasında uyuduğunda bunu sana hatırlatırım." Dediğinde tutuğu kolumu elinden kurtardım. "O geceyi çok beklersin." Dedim ve ilerleyip dış kapıya doğru gittim.
Tam kapıyı açacakken zil çalmıştı.
Hiç beklemeden kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm kişi ile şok olmuştum.
*******
Bölüm sonu.
Vote ve yorum yapmayı unutmayın çiçeklerim. 😍🌺🍯
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEHİR - Ay Parçası
ChickLit"Ne yaptığını sanıyorsun sen? " dedim öfke dolu çıkan ses tonumla. "Ne yapıyorum? Güzel soru, karşına geçip oturduğum ilk andan beri yapmak istediğimi yapıyorum ay parçası." ... **** Yayın tarihi: 28 Temmuz 2022 Bu kitabın tüm hakları ban aittir. Ku...