10.Bölüm

124 12 2
                                    

Multimedya: Armanç Yıldırım

Armaç Yıldırım' dan:

Toplantı odasından çıkıp odama geçtiğimde arkamdan mert'te odama gelmişti.

Yerime geçip oturduğumda o da tam karşıma geçip oturdu. "Zeren aradı, annemlere geçmişler. Tek kalmamak için de afra'yı yanında zorla götürmüş. Bana da erken gelin diyor, beraber çıkalım." Dediğinde "olur abi çıkarız birazdan da bu bade'nin bakıcısı ile samimi siniz baya. Daha önce hiç bir çalışanla bu kadar samimi olduğunuzu görmedim." dedim merakımı gizlemeye çalışarak.

Mert oturduğu yere iyice yaylandıktan sonra konuşmaya başladı. "Afra'yı sadece bir çalışan olarak görmüyoruz. Hem babası murat abinin en yakın arkadaşıydı. İşinde çok başarılı bir avukat'tı. Murat abinin işleri bir ara çok yoğundu diye o yardımcı olmuştu o sayede tanışmıştık. Ondan sonra da adam kaza geçirip vefat etmiş. Bende yaklaşık bir yıl önce kaan'dan öğrendim. Aslında kaan kız çok zor durumda olmazsaydı sana da söylemezdim diyordu. Ama kız kimsenin yardımını da istemiyormuş ve çalıştığı yer baya sorunluymuş. Kaan artık bu halini görmeye dayanamıyorum bir şeyler yapalım demişti. Kimsenin haberi olmadan oradan kovdurup bizim restorana geçiremez miyiz dediğinde tamam dedim. İşte şuan bir yıldan fazladır restoranda çalışıyor." Dediğinde şaşırmıştım.

Bir yıl içinde o kadar gitmeme rağmen nasıl onunla hiç karşılaşmamıştık. "Peki restorandan sonra nasıl bade'yi emanet edebildiniz ona, kız ne kadar iyi olsa bile alt tarafı normal bir garson bildiğin." Dedim.

Mert abi "Tesadüf eseri oldu o, bade'nin doğum gününde bade ile ilgilenen oydu. Eve gittiğimizde bade tüm gece onu anlatınca bizde şaşırdık. Ama kaan da hep çok iyi birisi olarak anlatıyordu. Zeren de onu bade kadar olmazsa da sevmişti. Birde olayı üsten anlatınca kaan'a sorduk. Kız zaten vakti olduğunda vakıfta gönüllü olarak çocuklarla ilgileniyormuş, ee bade de isteyince kısacası ailemize katıldı." Dedi

Bu kızda ne vardı, kaan babasının arkadaşlarının kızlarını bu kadar düşünmezdi. Birde bu kadar zaman hiç yanında görmemem de normal değildi. "Kaan bu kızı neden bu kadar koruyor, pek kaan'lık değil." dediğimde mert oturduğu yerinden kalktı. İmalı imalı gülümseyip bana cevap vermek yerine "boşver kaan'ı, beni daha çok şaşırtan çalışanları yemek masasına oturtup beraber kahvaltı yapman. Afra hepiniz için önemli demek." Dedi.

Afra önemli miydi benim için bilmiyordum. Ama onu ilk gördüğüm andan beri arzulamamak elde değildi. Kusursuz bir güzelliğe sahipti. Çevremde daha önce böyle doğal bir güzellik görmemiştim. Yoktu çünkü hepsi estetik güzeliydi. Ama afra onlar gibi değildi, hele sinir olduğu zamanlarda yüzünün aldığı hal insanı çıldırtacak derecedeydi.

Ha siktir bu kız ne yapmıştı bana, düşüncelerimden kurtulup mert'i daha fazla haklı çıkarmamak için "bade üzülmesin diye sesimi çıkarmadı. Benim için bir önemi yok." Dediğimde mert "eminim aynen öyledir kardeşim. Hadi annem bizimkileri daha fazla delirtmeden yanlarına gidelim." dediğine bir şey demeden kafamı sallamakla yetindim ve mert ile beraber şirketten çıktık.

Arabamı park edip indiğimde mert çoktan eve girmişti. "Tamam kardeşim anladık annem karını laflarıyla dövüyor ama bizi de bi bekleseydin." Dedim kendi kendime.

Eve doğru ilerlerken arkamdan melih abi "armaç bey" diye seslendiğinde ona döndüm. Melih abi karşımda kafası eğik bir şekilde duruyordu.

Küçüklüğümde benle oyun oynayan adamın karşımda şuan böyle durması zoruma gitmişti. "Söyle melih abi ne oldu." Dediğimde kafasını kaldırdı. "Benim küçük oğlan rahatsızlanmış, mert beye haber veremedim." Dediğinde kafamı salladım. "Sorun değil melih abi gide bilirsin." Dedim ve eve doğru adım atacakken "afra kızım daha çıkmadı. Onu eve bırakmam lazım ama anneniz eve girmemizi istemiyor." Dediğinde "sen merak etme onu ben evine bıraktırırım." Dedim ve eve doğru ilerledim.

MEHİR - Ay ParçasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin