05*********/ ❤️
Siz/ ❤️
05*********/ Ben bu kadar çabuk beklemiyordum
Siz/ Kimsin
05*********/ Sevgi paylaştıkça çoğalırmış❤️
05*********/ Ama ben mahalleden bir ihbar aldım onu ileticem sana
05*********/ Hazır mısın muhafızcık
Siz/ ?
05*********/ E...
05*********/ Muhafız abi yanlış anlaşılmak istemem
05*********/ Kendimi kötü hissediyorum gerçekten
05*********/ Özür dilerim
Siz/ Rukiye kardeşim
Siz/ Bir daha bana mesaj atma
Siz/ Unut gitsin
Telefonu cebime atıp soğuk havayı içime çektim. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde ufak hareketlenmeler vardı. Hırkamın şapkasını başıma geçirdim. Etrafı kolaçan ederek banktan kalktım. Hava hayli kararmıştı. Ara sokağa doğru ilerlemeye başladım.
"Toz var mı?"
"İki tane..."
Adımlarımı hızlandırıp köşeyi döndüm. Başlarını bana doğru çevirdiler. Karışmış sakalını kaşıyıp sırıttı.
"Sen de mi toz istiyorsun?"
Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirip dalgınca bana bakan gence döndüm. Muhtemelen annesinin ördüğü şapkayı soğuktan kızarmış kulağına kadar çekti. İçime kısa nefes çekip önüme döndüm.
"Kaç tane?" dedi sabırsızca. Çatık kaşlarıyla bana bakıyordu.
"Ne kadar varsa..."
Havalan kaşlarıyla elini cebine attı. Neredeyse on paket vardı. Gözlerimi yanıma çevirdiğimde yutkunma sesini duydum. Gözlerini bir an olsun tozlardan ayırmıyordu. Gençleri tozlara böyle bağımlı yapıyorlardı işte...
"Hepsini istiyorum." deyip elimi uzattım. Elini kendine doğru çekip rahat tavırla konuştu.
"Önce para..."
Ani harekette kafa attım. Yerinde sendelerken küfürler savuruyordu. Yakalarından tutup duvara çarptım.
"Af dile!"
Kahkaha atıyordu. Yakalarından tutup tekrar duvara çarptım. Bağırdım. "Af dile! Bırakıyım seni!"
Yerinde çırpınırken yüzüme yumruğunu geçirmişti. Yerimde sendelesem de hızla kolundan tutup ayağına çelme taktım. Yere sermiştim. "Af dile!"
