senden bana kalan

198 18 144
                                    

Jimin'in gidişi üzerinden yedi ay geçmişti. Geçmemişti daha doğrusu, nasıl geçsin? Beni yerle bir eden, bu gerçeklikti işte.

Bana verdiği kaktüs Jimin gittikten sonraki günün gecesi çiçek açmıştı. Ertesi sabaha solup gitmişti zaten, Jimin göremedi onu. Jimin bir kaktüs müydü acaba? Çiçek açtığı gibi hayatımdan geçip giden bir kaktüs. Çok merak ettim bu sorunun cevabını ama karşısına geçip de soramadım ona.

Gidişiyle herkesi alt üst etmişti. Ailesi hâlâ büyük bir depresyon çukurundaydı. Jungkook'un eski neşesinden eser kalmamıştı. Acısını kötü yöntemlerle çıkarıyordu. Kavga ediyordu, içiyordu. Üniversitesini bile dondurmuştu. Mental olarak berbattı.

En yakın arkadaşı Taehyung, artık saçlarını renkli boyalarla boyamayı bırakmıştı ki bu onun için büyük bir şeydi. Jungkook'un yanında olup birbirlerinde teselli buldukları zamanlar olsa da, pek işe yarıyor gibi değildi. Duygularını sadece çizim yaparak dökmeye çalışıyordu. Günlerce evinden çıkmayıp sadece resim yaptığını duymuştum. Bu resimler de pek iç açıcı değildi doğrusu.

Onlarla da uzun zamandır görüşmüyordum. Jimin'in cenazesinden sonraki ay görmüştüm bir tek, sonra ne oldu ne yapıyorlar hiç bilemedim. Merak da etmedim zaten. Jimin'den başka bir şey düşünemiyordum.

Onu o kadar çok düşünüyordum ki, sürekli kendimi geri dönsün diye ona yalvarırken buluyordum. İyice sessizleşmiştim. Sesim kesildikçe adımlarım hızlandı. Bazı aynalar ile vedalaştım, bazılarıyla kucaklaştım; Jimin'in bende sevdiği yerlerime baktım, ellerimi yüzüme götürüp kendimi hissettim, kendimi sevmeye çalıştım. Sonra kucaklaştığım aynalar karşısında bile öfkelenir oldum. Tüm kırık hatırlar süslü bir cenaze törenine dönüşmüştü. Zaman geçip durdu, ben hep aynı yerde kaldım.

Jimin'in adını sayıklayarak uyumalarım, Jimin diyerek uyanmalarım hiç bitmedi.

Jimin bana en çok benim işin yaşa derdi. Çok denemiştim bu sözü tutmak için ama hep kendimi burada buluyordum. Jimin'in gidişini bir türlü kabullenemiyor, her gün o banka gidip güneş doğana kadar bekliyordum. Evet, artık o bankta güneşin batışını değil de; doğuşunu izliyordum. Bir umut, güneşin batışıyla giden Jimin'in, güneşin doğuşuyla geri geleceğini düşünüyordum. Geceden geliyor, sabaha kadar oturuyordum, gelip ona bakmam için omzuma dokunsun diye bekliyordum saatlerce. Bazen sinirle geliyor, beni neyin sinirlendirdiğini anlatıyordum. Bazen durgun oluyor, boş boş oturuyordum. Bazen kuşların kavgalarını izliyor, gülüyordum. Ruh halim hep değişiyordu ama kalbimdeki sızı hep aynıydı. O banka her gittiğimde kalbimdeki yara genişliyor, kalbimden akan kanla kirleniyordu o eski bank; ama Jimin hiç gelmiyordu.

Sonra da bu köprüye gelip, atlamak için hazırlık yaparken buluyordum kendimi. Aklıma Jimin'e verdiğim söz gelince de vazgeçiyordum kendimi öldürmekten.

Ama Jimin, söylesene, bir çiçek güneşi olmadan nasıl hayatta kalabilir?

Jimin'e bunu hiç sormamıştım, belki sorsaydım bana hak verirdi.

Şu an nerede, ne yapıyor bilmiyorum. Beni izliyor mu, üzülüyor mu bilmiyorum. Kalbimdeki dinmeyen bu yangını görüyor mu bilmiyorum.

Ona söz verdim diye, yaşamak için çırpınıp durur oldum. Ona verdiğim sözü tutabilmek için, geçmişimi arkamda bırakmayı bile denedim. Kaçtım. Bir arka sokağa, bazen kilometrelerce uzağa. Nerede nefes alabiliyorsam oraya kaçtım, ama yanıldım. Ben Jimin'den öteye bir adım bile atamadım. Ondan ötede nefes alabildiğim tek bir yer bile bulamadım.

İçimdeki pişmanlıklar kum taneleri kadar çoktu, tıpkı Jimin'in pişmanlıkları gibi. Jimin'i o bankta, son kez gördüğümü bilseydim daha sıkı sarılırdım dedim hep kendi kendime. Ansızın gidişiyle bana bıraktığı tek şey belki de bu histi. Çok yorgundum. Kafamın içinde dolanıp duruyordu. En çok da, Jimin'le bir oturup da geçen günlerimiz hakkında konuşamadığımıza yanarım. Ona söylemek isteyip de söyleyemediğim kelimelerime yanarım. Bana alış artık yokluğuna diyorlar, unut onu diyorlar. Gülüyorum sadece. Jimin'i mi unutayım? Ben hâlâ ona anlatacak şeyler biriktiriyordum içimde, nasıl ona veda edebilirdim?

silent voice Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin