🌱Yüzyüzeyken konuşuruz : Dinle beni bi
🌱Soner Avcu: Kayıp Şehir
Bugün işlerim erken bittiği için tam vaktinde çıkabilecektim. Telefonumu çantama koyduktan sonra,masamı da düzenleyip odadan çıktım. Ki aynı anda bay mükemmel de kendi odasından çıkmıştı."Gül: Çıkıyor musun?"
- Evet ,iyi akşamlar.
"Gül: İyi akşamlar. "
diyerek tebessüme karşılık verdikten sonra bay mükemmele bir şey deme ihtiyacı duymayarak asansöre ilerledim . Asansör tuşuna elimi uzattığımda eş zamanli olarak bir el değdi elimin üzerine.
Kim olduğunu tahmin etmek zor değildi. Elimi hızla geri çektim. Aramızda sessizlik rüzgarları eserken asansöre binip tuşa bastım .
"Tunç: Bir sorun mu var?"
- Ne gibi?
"Tunç: Bilmem ,Gül hanım da şirket çalışanlarımızdan ve ona iyi akşamlar dediniz ."
- Ve?
"Tunç: Ve beni de gördüğünüz halde nezaketen bile olsa demeyip arkanızı dönüp gittiniz . Bir sorun olup olmadığını düşünmem normal bence. "
- Değil çünkü bir sorun yok .
Konuşmasına fırsat vermeden çıkışa doğru ilerledim . Mart ayı ve yağmur, çok güzel . Bugün beş santimli bir topuklu giyince umarım kaymadan durağa kadar kendimi götürebilirdim.
O kadar sakar biriydim ki ,düz taban ayakkabı bile giysem yağmurda veya kar da kayma olasılığım hep yüksek olmuştur bu zamana kadar . Dikkatlice basamakları inerken telefonum çaldı. Telefonumu çıkarayım derken ayağım kaydı ve tiz bir çığlık attım.
Belimde sabit bir el ve üzerime eğilmiş bir Tunç Dinçer vardı. Aferin Asen!
"Tunç : İyi misin ?"
-İyiyim , teşekkür ederim .
Eski pozisyonuma geçerken bana seslendi .
"Tunç: Bu iki oldu ."
- Anlamadım,ne ikisi .
"İkinci kere seni düşmekten kurtarıyorum. Bir daha ki zaman ben olmayabilirim . Dikkat etmelisin . Ayrıca nasıl yürüyorsunuz o topukluların üzerinde hiç anlamış değilim. "
- Bu zamana kadar yoktunuz . İki defa oldunuz diye bundan sonra da olmanıza gerek yok. İyi akşamlar.
Basamakların tırabzanından tutarak inip yavaş adımlarla durağa doğru yürümeye başladım . Bu adam gerçekten beni sinir ediyordu . Durakta otobüsü beklerken çantamdan telefonumu çıkarıp kimin aradığına baktım. Leyloş aramıştı. Otobüse bindikten sonra ben aradım ama ulaşamadım.
Eve geldiğimde çantamı masaya koyup kendimi yatağıma bıraktım . Çok ağır işim olmamasına rağmen okulla beraber olduğu için yine de yoruluyordum. Biraz dinledikten sonra dolabımdan kıyafetlerimi çıkarıp yatağın üzerine bıraktım. Banyoya gidecektim ki telefonum çaldı.
"Efendim boncuğum. "
- Efendim mi? Dökül bakalım, kim sömürdü enerjini ?
"Hayranı olduğum hukuk ,okul ve hayat ."
Kahkaha attım. İstediği şeyden her ne kadar zor olursa olsun vazgeçmezdi.
- Konuşmamız gereken bir şey var Leyloş. Bana gel , yemek yiyelim . Hatta bugün bende kal . İtiraz istemiyorum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASEN
Teen Fiction-Gözlerden öpmek ayrılık getirirmiş derler inanır mısın? "dedim bunun hiçbir zaman gerçek olmamasını dileyerek . "Seni öyle sıkı sıkı tutacağım ki bundan sonra değil gözlerden öpmek, hiçbir şeyin bizi ayırabileceğini sanmıyorum Su Perisi. " dediği...