✃XVI

271 29 24
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Halının altına ittiklerin bir gün ayağın takıldığında ortaya çıkmak için bekliyor olur. Onları ne kadar görmezden gelmeye çalışırsan bir o kadar göze çarpmaya başlar. Bilinçaltına yerleşmiş bir mesaj gibi ona ulaşıp durursun her seferinde. Bu denklemini çözmeye çalıştığın hayatta bilinmeyenin karşına çıkan her zaman gözden ilk çıkardığın olur. O seni bilinmeyene götürür ama sen ondan özellikle uzak durmak istersin. Belki de her şey burada başlıyordu. Tüm sorun kaçıp durmaktır. Onlarla yüzleşmeye cesaret gösterirsen belki de eski bir dost gibi saracaktır seni. Unutmamak gereken geçen zamanın keskinleştirmiş olabileceğidir de.

"Sen iyi misin Haun?" dedi makyajım yapılırken buraya geldiğim makyajım doğal olarak silinmişti ve solgun tenim iyice ortaya çıkmıştı. Makyajımızla ilgilenen JuChung yüzümü gördüğünde işini bırakıp bana dönmüştü. "Şu gözaltlarının haline bak. Hiç uyuyor musun sen?" Bir anda elini alnıma koydu. "Senin ateşin de var." Dedi endişeli bir tonla.

Ona uyarı dolu bakışlar atarak elini çektim. Amacı kötü olmasa da bana hiç tanımadığım insanların izinsiz bir şekilde dokunmasından hoşlanmıyordum. "Normal değil mi?" diye homurdandım ister istemez kontrolüm dışında sertleşen bir sesle. "Bir yarışmadayız ve bunun için gece gündüz demeden çalışıyoruz."

"Ben-" dedi bozguna uğramış gibi hayalkırıklığı dolu gözlerini aynadaki yansımama çevirerek.

"Biliyorum." Dedim kaşlarımı kaldırıp anladığımı belirtir gibi dikkatle baktım. "Beni düşündüğün için bunu diyorsun ama beni gerçekten düşünüyorsan şu çirkin yüzümü kapatacak hızlı bir şeyler yapsan hiç de fena olmaz." Sona doğru sesimin tonunu yumuşatmaya çalışmıştım. Hafifçe güldüğümde huzursuz bir gülüş ile baktı gözlerime.

"Sağlığına dikkat et." Dedi kaygılı bir şekilde. "Bu yaşlarına bir daha gelmeyeceksin. Onu böylesine heba etme."

"Kazanırsam heba etmem."

Sen uslanmazsın der gibi kafasını iki yana salladığında kendi işine devam etti. Bir yandan makyajım yapılırıken diğer yandan saçlarımla ilgileniliyordu. "Kısacık saçlar." Dedi JiIn "Ne model yapacağımı şaşırıyorum."

"Düz bırak gitsin." Dedim umursamaz bir sesle. "Bu kadar kısa keserken amacım saçlarla uğraşmamaktı."

"Öyle olur mu hiç?" dedi ağzının içinden cık'layarak. "Hiç uğraşmak istemiyorsan sıfıra vuracaksın. Bunlara uğraşsan iyi bir şekil verirsin."

"Desene şuna uğraşmak istemiyorum."

"Sabahtandır ayakta oradan oraya koşuyorum. Bugün herkesin aksi günü anlaşılan ne yapsam beğendiremiyorum." Dedi iç çekerek.

Ona anlayışlı bir şekilde baktım. "Beğenmeyenin saçlarını kazımakla tehdit et."

"Sonra da işimden etsinler beni."

Dancing Under Red SkiesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin