•
Felaketler silsilesi, bir fırtına gibi arkana bir kez takıldı mı gittiğin her yere de onları götürmen kaçınılmaz oluyordu. O felaket fırtınası çoğu zaman biri olabiliyordu. O birileri, geçmişten beri seni bir gölge gibi izleyerek aldığın her solukta bir mıh gibi aklına saplanıp derinleşir, çıkarmaya çalıştığında da daha büyük bir sorun haline gelebiliyordu. Derine gömülür izi kalırdı. Nasıl olur da ondan kurtulmaya çalışırdın? Bu başka biri için de büyük bir kayıp olmaz mıydı?
"Şuna da bakın!" dedi pratik odamızda ufak bir mola verdiğimiz esnada.
Beş kişiden oluşan ufak grubum ile birlikte diğerleri ile çalışma saatlerimiz çakışmaması için her birimize ayrı pratik odaları verilmişti. Biz de üst katta neredeyse kimsenin kullanmadığı pratik odalarından birine sıkışıp kalmıştık. Oda hem küçüktü hem de basıktı. Bu tür yerlerden hoşlanmadığım için de bir an önce saatin dolmasını ve çıkmayı bekliyordum ama dans hocamız Bayan Han yetersiz olduğumuzu düşündüğü için bir türlü bırakmaya niyetli değildi.
Sorunun benimle ilgili olmadığının pek tabii farkındaydım. Kızlar henüz bir grup içinde nasıl koordine olup dans edip şarkı söylemeye alışkın olmadıkları için her birinin bir kusuru ortaya çıkabiliyordu. Ya geride kalıyorlardı ya da hareketleri doğru yapmıyorlardı bu da Bayan Han gibi katı bir öğretmenin gözünde en baştan her şeyi almak demekti.
Daha önce böyle bir şeyle ben de karşılaşmadığım için her zaman olduğundan daha fazla pratik yapmıştım ve bedenim bu yeni düzen karşısında şaşırarak kaslarıma kramplar girmesine sebep olmuştu. Biraz olsun ağrıları azaltabilmek için germe hareketleri yapıyordum.
JaeHwa en küçüğümüz olarak bizden daha hareketliydi ve biraz da yürüyen dedikodu makinesi. Elinden telefonunun hiç düştüğünü görmemiştim. Sürekli sektörde dönen yeni haberleri bize de iletip baş şişirmekle meşguldü. Onun bu şen şakrak halleri ruhsuz grubumuza biraz can üflediği için de şu ana kadar kimse ağzını açıp bir sus artık dememişti ama benim bir sabrım vardı. Kimse bu kutsal vazifeyi üstlenmek istemiyorsa ben yükün altına girerdim.
"Aynı cümleyi daha kaç defa kuracağını inan hiç merak etmiyorum." Dedim ağzımı açıp lafa girdiğim sırada ama beni duyamayacak kadar heyecanlı olduğu için içeri girer girmez, "YG'nin yeni kız grubunun çıkışları kesinleşmiş!" dedi büyük bir buluşa imza atmış gibi.
JaeHwa'ya göre artık sektörde sayılırdık ve rakiplerimizi iyi bilmemiz lazımdı. Buna rağmen birkaç kat altımızdaki dişli rakiplerimiz yerine fanlık yaptığı idollerini araştırıp duruyordu. Zaten neden idol olmak istediğini de öğrenmiş oldum. Kız tam bir Exo delisiydi ve vokal yeteneğini de onların şarkılarını söyleye söyleye bir noktaya getirip SM seçmelerinden geçmişti. Bir Exo şarkısı ile. Onlardan biri ile karşılaşmayı iple çekse de hayat o'dur ki şirkette bulunduğu iki sene içinde hiçbir zaman onların katlarına çıkamamış ve onlar da onun bulunduğu bodruma gelmediği için karşılaşmamışlardı. Öyle bir şey olsaydı JaeHwa'nın oracıkta kalp krizinden gideceğinden adım gibi emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dancing Under Red Skies
FanficGözlerini kapattığın her an kaçtığın korkular bir bir seni bulur; ellerinden kaçamazsın. Geçmiş bir soluk olur hemen ensende dolaşır. O, onu yok eden bir aşkın kölesiydi. Ben ise ona şarkılar yazmak isteyecek kadar kör. ... "Bir şarkı yazmıştı içi...