✃XXIII

229 25 19
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kabulleniş. Kabul etmemen gereken bir şeyi kabul etmek en zor olanıdır. Bir de bu kabullenişin ardında seni sadece daha büyük bir bilinmezlik karşılıyorsa içine düştüğün bu koca dünyada, bir çıkış yolu bulabilmek için uğruna harcadıkların, gün gelince bir mum ışığı ile arayacakların haline gelir.

"Bana bir sözün vardı." Dedim hatıralar zihnimde tekrar ve tekrar can bulurken. "Birlikte keman çalacaktık ama sen bensiz çalıyorsun."

Jaemin ile birlikte kimsenin daha gelmedi bu pratik odasında yere bağdaş kurmuş oturuyoduk. Hemen gözlerimin görüş açısına giren kemanı görünce bir gece yarısı Jaemin'i o kumsala çağırışımı ve hemen ardından verdiğimiz sözleri hatırladım.

"Unutmadım." Dedi benim gibi kemana kısa bir bakış attıktan sonra gözlerime baktı. "Araya çok şey girince aksadı sadece."

Duraksarken dudaklarımda minik kıvrım soldu ve ciddi bir ifade yerleşti yüzüme. "Nell ile aranızdaki problemi çözebildiniz mi?" diye sordum sorunun damağımda bıraktığı keskin tada rağmen sesim stabil çıkabilmişti.

Burnundan güler gibi bir nefes verirken kafasını anlık önüne eğdi. "Problemi çözebilmemiz için önce konuşabilmemiz lazım."

Kaşlarım çatıldı. "Konuşmuyor mu seninle?"

Kafasını iki yana sallarken yüzünde hiçbir sorun yokmuş gibi bir gülümseme vardı ama bu gülümsenin altında, içinde öldürdüklerinin dikili mezar taşları soluk bir şekilde parlıyordu. "Kuruntular, boş iftiralar ve..."

Tek kaşımı kaldırıp ona beklentiyle baktığımda "Ve?" diye sordum ama "Boş ver." Diye konuştu geçiştirir tarzda elini saçlarından geçirerek.

Üstüne durmadım. Anlatmak istediği vakit anlatırdı o da konuyu değiştirmeyi seçti. "Pratik mi yapıyordun?"

Kafamı sallarken yüzüme düşen birkaç saçı kulağımın arkasına ittim. Spor ayakkabılarım bağcıkları ile oynarken "Evet, ama pek pratik olduğu söylenemez." Diye mırıldandım.

"Nasıl yani?"

Ruhsuz bir gülüşle birlikte "Daha çok birilerini pratik için ikna etmeye çalışıyorum diyelim." Dedim. "Her neyse. Bu konuyu konuşmaya değmez."

"Grup arkadaşlarınla anlaşamıyor musun?" diye sordu kafasını hafifçe eğip gözlerimi yakalamaya çalıştığını fark ettiğimde buna kayıtsız kalamayarak kafamı kaldırıp gözlerine baktım.

"Eğer kötü bir şey yapmış olsam da benimle konuşmaya devam eder miydin?" diye sordum kelimeler güçlükle dilimden dökülürken.

"Nasıl bir kötülük yaptığına göre değişir bu."

"Kötü." Dedim kafamı kararlılıkla sallarken. "Gerçekten kötü. Başkalarının hayatını değiştirebilecek bir şey."

Duraksadı. Gözleri, sözlerimin altında yatan anlamları gözlerimin en derinlerinde bulabilecekmiş gibi dikkat kesilirken bir bıçak gibi sivrilen gerginliğe rağmen gözlerimi kaçırmadım. "Bir sebebin olmalı." Diye konuştu durgun bir sesle.

Dancing Under Red SkiesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin