smut sessızlıgı falan dınlemem, hepımız bu bolumı beklıyorduk. yorumlar falan tavan yapsa hıc fena olmaz😉😝
Masada oturan herkes sarı saçlıya dikkat kesildiğinde derin bir nefes aldı minho. Kardeşi şükürler olsun ki evlenebilmişti. Düğün sorunsuz geçiyordu. Tabi şu ana dek.
İlerleyen saatlerde davetlilerin daha çok eğlenebilmesi için alkol ikramı yapılmaya başlamıştı. Bu kötü bir fikirdi çünkü alkolün kelimenin tam anlamıyla bokunu çıkaran sarı saçlı etrafı dağıtacak gibi duruyordu.
Gülerek yabancı davetlilere saçma anılarını anlatmaya başladı. "Bir gün- tanrım neyden bahsediyordum ben?" Gülerek önündeki sarı sıvıdan bir yudum aldı. "Ah, hatırladım. Yanımda oturan kedinin ismini biliyorsunuz değil mi? Minho ! " yeşil saçlının kolunu çekiştirmeye başladı.
Minho kolunu arkadaşından kurtarıp kulağına eğildi. "Kendine gel salak." Gülümseyerek masadaki insanlara sanki güzel bir şey söylüyormuş havası vermeye çalışmıştı.
Hyunjin o kadar çok içmişti ki, felix'in düğününü bozmasından herkes çok korkuyordu. Bir ara ayağa fırlayıp sahnede dans etmek istemişti ve minho onu zar zor durdurmuştu. Bunun yanında, törende chan'e kimsenin nereden geldiğini bilmediği bir emzik hediye etmişti. Evet bu en utanç vericisiydi.
Minho arkadaşının durumunun bilincinde olan biri olarak fazla içmemeyi tercih etmişti. Ayrıca rezil olmak bugünkü planları arasında yer almıyordu.
Etrafa bakınırken az önce yanlarından ayrılan mavi saçlı adamı aradı gözleri. Çifte evlilik hediyesini vereceğini söyleyerek gitmişti.
Sarı saçlı arkadaşının yere eğilmiş, kusmak üzere olduğunu gördüğünde onu tuvalete götürmek için kalktı. Arkadaşını da dikkatlice kaldırdı.
Bahçede sakin adımlarla ilerlerken minho söylenmeyi ihmal etmiyordu. "İlk defa mı içki görüyorsun? Bu ne vurdumduymazlık!" Hyunjin bayık gözlerle etrafına bakarken arkadaşının dediklerini duymuyordu bile.
Minho bunu fark ettiğinde başını kaldırıp derin bir nefes aldı ve arkadaşını tuvalete soktu. Arkasından kendisi de girdi.
direkt klozete eğilen arkadaşının önüne gelen sarı saçlarını arkadan tuttu ve rahatlaması için bekledi. Bu sahneyi daha önce o kadar çok fazla yaşamışlardı ki, minho için artık alışılagelmiş basit bir durumdu.
Hyunjin midesindeki bütün alkolü boşaltırken, minho da kusmamak için tek eliyle burnunu sıkıca kapatmış, bu iğrençliğin bir an önce bitmesi için dua etmeye başlamıştı. Sarhoş insanlarla uğraşmaktan nefret ediyordu. Buna kendisi de dahildi.
Sarı saçlı yaşaran gözleriyle kabinden dışarı çıkıp ellerini ve yüzünü yıkamaya başladı. "Daha iyi misin? Ayılabildin mi?" diye ilgiyle soran yeşil saçlıyı başıyla onayladı.
Hyunjin işini halledip kapının yanına ulaştığında hâlâ olduğu yerde dikilen yeşil saçlıya baktı. "Sen git, tuvalete girip geleceğim." sarı saçlı onu başıyla onaylayıp çıktığında kabinlerden birine girip, klozetin kapağını kapatıp oturdu.
Cebinden çıkarttığı tek dal sigarasını çakmak yardımıyla yakıp dumanı ciğerlerine çekerken rahatladığını hissetti. Arada sırada kullandığı bu şeyi diğer insanların bilmesini istemediği için böyle gizli kapaklı işler çevirmek zorunda kalıyordu.
___
Ellerini yıkayıp masaya geri döneceği sırada kapıdan giren bedenle durmak zorunda kaldı. Han jisung, çözmeye çalıştığı kravatıyla uğraşırken içeriye girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lost in the fire • minsung
Fanfiction❝ duygularımla oynamandansa kalçalarımla oynamanı tercih ederim. ❞ bu ficin eski ismi "rules" olup 29 ağustos 2022 tarihinde "lost in the fire" olarak değiştirilmiştir.