14- m

2.9K 251 285
                                    


morning sex ama minsung degıl, sızın ıcın☺️❤️

_____

minho, jisung'un sandalyesinin kol kısmında oturmuş, bir elini onun omzuna koymuş dönen rulet çarkına bakıyordu. mavi saçlının koyduğu parayı iki katı olarak geri alması için sekiz rakamının gelmesi gerekiyordu.

böylece bire otuz beş kazanma şansları olsa da, net bir karar için çarkın durmasını bekledi minho. sonunda rulet çarkı yavaşlayıp, herhangi bir sayının üzerinde durduğunda, gelen rakama bakmak için kıpırdandı.

fakat bu, jisung'un onun bacağına yaptığı baskı sonucu başarısız bir girişimdi. "bugün şanslı gününüzdesiniz bay han." flört ettiğini açıkça belli eden kurpiyer kadına göz devirdi minho. "yanımda o varken şanssız olmam mümkün değil." mavi saçlı elini minho'nun beline atarken konuşmuştu. kurpiyer kadın bundan hiç etkilenmemiş gibi gülümsedi.

masadaki orta yaşlı adamlar da jisung'un bu söylediğine samimiyetsizce güldüler. içlerinden birisi, muhtemelen kırklı yaşlarının ortasında olan adam konuştu. "sahi, bu genç beyefendi yeni sevgilin mi?" jisung kaşlarını kaldırdı fakat duraksamadan cevapladı. "öyle."

minho midesinde oluşan kelebek hissiyatını gidermek adına derince yutkundu. aynı adam bu sefer, "isminiz nedir?" diye sorduğunda gerginliğini atarak gülümsedi. masada ileriye doğru eğilip elini adama uzattı. "ismim minho."

kır saçlı adam ona aynı şekilde gülümseyerek kızıl saçlının uzattığı eli avuçlarının arasına aldı. "shin jung. memnun oldum minho." avuçlarının arasındaki zarif ele ufak bir öpücük kondurdu. minho onun bu haraketini garipsemedi, aksine masumane bir davranış olarak nitelendirdi.

onlar temaslarını kestiğinde, masadaki diğer adamlardan biri konuştu. "kedi - insan melezisiniz sanırım... zor olmuyor mu böyle?" minho onun ne demek istediğini anladığında yüzünü buruşturmak istedi. "anlayamadım?"

jisung onları dikkatle dinlerken sinirlerinin gerildiğini hissediyordu. fakat minho'nun vereceği tepkileri görmek adına sessizleşti.

siyah saçlı, boynunda dövmeleri bulunan ve diğerlerine nazaran daha genç olan adam konuşmaya devam etti. "yani bilirsiniz, kedi melezleri seks kölesi olarak satılıyor diye-" devam edeceği sırada jisung onu durdurdu. " ne anlatıyorsun vien? sevgilimle böyle hadsizce konuşabilecek kadar ne içmiş olabilirsin?" kaşlarını sorgular bir şekilde kaldırmıştı.

minho onun gerçekten sinirlendiğini anlasa da sakinleştirmek için herhangi bir çaba göstermedi. siyah saçlı adam gergince yutkunurken onu keyifle izledi kedi melezi.

"o anlamda söylemedim bay han, niyetim kötü-" jisung gülerek başını iki yana salladı. "niyetin umurumda değil. benim yanımda olan, bana ait olan bir şeyle nasıl konuştuğun önemli ve sen sınırları baya bir zorladın vien."

jisung masanın yanında duran garsonlardan birine baş haraketi yaptı. kızıl saçlı başta bu haraketin anlamını çözemese de, siyah saçlı adamın etrafına toplanan takım elbiseli adamlarla, kulakları  şaşkınlığını dışa vurmasını sağladı.

"o kulaklarına sahip çık." minho birden boynunda hissettiği nefesle irkilip, başını apar topar masadan kaldırılan adamdan çekti. "efendim?" şaşkın mırıltısı mavi saçlının yüzünde hiçbir etkiye yol açmadı.

"kulaklarına sahip çık, çok dikkat çekiyorsun. geldiğimizden beri herkes senin güzelliğin hakkında konuşuyor ve ben-" burnunu minho'nun çenesine sürtüp mırıltısını derinleştirdi. "resmen deliriyorum. benimsin, bu gecenin sonun onların değil benim altımda olacaksın. bedenini ben kontrol edeceğim ama bu yeterli değil. o yüzden buradan çıkana kadar kendine dikkat et."

 lost in the fire • minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin