Kapının çalınmadan açılması ile bakışlarım kapıya döndü. Görmeyi beklediğim kişi Chanyeol'du. Üç gündür odama öyle giren tek kişi oydu çünkü.
Ama karşımda Jongin duruyordu. Esmer ten rengine rağmen beyazlamış yüzü ile bakıyordu bana. "Ne oldu?" Diye sordum içimde ki korku filizlenirken.
Yutkundu. Zorlanıyordu sanki. "Bay Byun, babanız. Hayatını kaybetmiş." Bir kaç saniye sessizlik oldu. Tüm sesler sustu sanki.
Yıllarca bir kez bile bana babalık yapmamıştı. Bir kez bile okşamamıştı saçlarımı. Beni sevmemişti ama oydu. Babamdı. Yıllarca evimde gördüğüm insandı.
Ve artık yoktu. Yutkundum. "Nasıl?" Diye sorabildim saniyeler sonrasında. Başını yere eğdi. "Trafik kazası. Başınız sağolsun efendim."
Tam bir şey diyeceğim sırada duydum koridordan gelen bağırış seslerini. Kaşlarım çatılırken kapım hızla açıldı.
İçeri gözleri yaşlarla dolu ağabeyim girmişti. Bakışları bakışlarımla buluştu. Adımları durdu. "Sen yaptın!" Gözlerimin büyümesine engel olamadım.
Beni neyle suçluyordu? O benimde babamdı. Beni bu kadar mı yok saymışlardı gerçekten?
Kıpırdayamadım. O üzerime doğru yürürken kendimi korumak adına hiç bir şey yapamadım.
Şok içindeydim.
Bakışlarım masaya düşerken içeri giren kişilerin seslerini duymuştum. Biri hızla geçti önüme. O sırada duydum yüksek sesini "uzaklaşın! Hemen!"
Chanyeol'du. Beni koruyan kişi, yeniden oydu. Gözlerim dolarken "gerçekten mi?" Diye fısıldadım. Benim konuşmamla herkes sessizliğe gömülürken ayağa kalktım.
Hala Chanyeol'un arkasında duruyordum. Onun hissettirdiği güvene ihtiyacım vardı. Birilerinin yanımda olmasına ihtiyacım vardı.
Dudaklarım titrerken bağırdım. "Bir tek sen babanı kaybetmedin! Bu kadar mı? Gerçekten mi Hyung? Babamı öldürecek kadar delirdiğimi mi düşünüyorsunuz!?"
Öfkeyle baktı bana. Gözlerinde yalnızca öfke vardı. "O benim babam. Senin değil."
Elim masaya tutundu sıkıca. Tutunmasaydım düşerdim. "Sen yoksun. Hiç bir zaman bizim ailemizin bir parçası olmadın. Sen hataydın. Olmaman gerekiyordu. Byun soy adını hak etmiyorsun."
Gözlerimi sıkıca kapadım. "Onu şirketimden hemen atın. Bir kez daha buraya girmeyecek." Korumalar kollarından tutarken kapıya çekiştirmeye başlamışlardı.
"Kanıtlayacağım! Senin yaptığını biliyorum! Sen ölmeden ölmeyeceğim! Sen benim kardeşim falan değilsin! Keşke ölseydin! Keşke hiç doğmasaydın!" Koridorda hala bağırmaya devam ediyordu.
Dengemi kaybederken Chanyeol'un güçlü tutuşunu hissettim. "tamam, tamam iyisin. Sakin ol." Koltuğa oturmama yardımcı olduğu sırada zorlukla konuştum. "Çıksın herkes."
Chanyeol'un kapıya yöneldiğini hissederken hızla tuttum elini. Dolu gözlerim gözleriyle buluştu. "Sen değil."
Herkes çıkarken bakışları bakışlarımla kaldı. Elini bırakmazken sessizce baktı bana.
"Ben değildim." Diye mırıldandım zorlukla. Başımı olumsuzca salladım sonrasında. "Babam o benim. Evet sevmiyordu beni ama babamdı. Ben o kadar da kaybetmedim insanlığımı Chanyeol."
Akan gözyaşlarımı kuruladım zorlukla. "Yapmadım. Yemin ederim." "Sana inanıyorum." Dedi Chanyeol güçlü çıkan sesiyle.
"Sen yaptığını saklayacak biri değilsin. Yapmadım diyorsan yapmamışsındır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mirror/Chanbaek
FanfictionBaekhyun başta ufak bir pürüz olarak gördüğü paralı askerin tüm hayatını değiştireceğini bilemezdi. Onun için her şeyini tehlikeye atacağını tahmin dahi edemezdi. K2'dan uyarlamadır.