Baekhyun'un annesinin kaldığı büyük eve geldiğimde hızla indim araçtan. Ellerimde siwon'u bitirecek olan şeyi tutmak, öyle güzel hissettiriyordu ki.
Kapıyı çaldım, hizmetli açtığında ise hızla girdim içeri. Büyük salona girdiğimde koltukta oturan Baekhyun hızla kalktı ve sarıldı bana.
Kollarımı beline sararken gülümsedim. "Bebeğim, iyi misin?" Hafifçe ayrıldığımızda bakışlarını yüzümde gezdirdi. "Seni çok merak ettim. Geleceğim dedin, saat oldu. Korkuttun beni."
Yanağına uzun bir öpücük verdim. "Yoldaydım, siwon'un adamları yolumu kesti. Haber veremedim sana."
Derin bir nefes verdi. Elimi tuttu ve birlikte koltuğa oturduk. "Annen nasıl oldu?" Derin bir nefes verdi. "Uyuyor hala. Kendine gelmedi. Çok korktum, o benim tek ailem Chanyeol. O da giderse ne yaparım?"
Tam bir şey dieycekken çalan kapı ile duraksadım. Bir kaç saniye sonra büyük salona giren kişi haftalardır görmediğimiz, Baekhyun'un sözde ağabeyi Junmyeon'du.
Hızlı adımlarla ilerledi bize doğru. Baekhyun'un anında duruşu değişirken özgüvenli bir hal aldı. "Ne işin var senin burada?"
Junmyeon bunu ne hakla sorardı Baekhyun'a?
"Annem senin yüzünden yaptı bunu kendine. Biliyorsun değil mi? Onu zorladın. Kimin piçi olduğunu öğrenmek için onu zorladın. Kadını getirdiğin hale bak!" Baekhyun dişlerini sertçe bastırdı birbirine.
Öfkeli bakışlarımı Junmyeon'a dikmiştim. "Söylemek intihar etmekten daha kolay bir seçenek değil mi?" Konuştuğumda bakışları bakışlarımla buluştu.
Kaşları çatıldı. "Sen kimsin de benimle konuşuyorsun?" Bir kaşım alayla havalandı. "Kim olmam gerekiyor seninle konuşmak için? Ne sanıyorsun sen kendini? Eğer mevkiden bahsediyorsak Baekhyun'la konuşacak mevkiide olamayan kişi sensin."
Şaşırmıştı. Öylece kalakaldığında Baekhyun sessizliği bozdu. "Sen biliyor musun? Babamın kim olduğunu." Bakışlarım Baekhyun'a döndü. Uzandım tuttum elini.
Varlığıma ihtiyacı vardı. Kendimden biliyordum. Zor anlardan her zaman onun elini arıyordum.
"Bilmiyorum. Babam bana hiç bir zaman söylemedi. Sen kara bir lekeydin sadece. Babanın kim olduğu evde konuşulmadı hiç." Baekhyun yutkundu. Gözlerinde kırılan şeyleri görebiliyordum.
"Bunu bana daha önce söylemeniz gerekirdi. Bu benim suçum değil. Suçlu olan üst katta yatıyor. Doğmak benim suçum değil." Junmyeon gözlerini devirdi. "yıllarıdır sana nasıl davrandığımızı biliyorsun. Anlayacağını, bu kadar aptal olmadığını düşünmüştüm. Ama yanılmışım, sen her zaman kendini bizden görmeye çalışmışsın."
Baekhyun yutkundu. "Babamız aynı olmasa da, annemiz aynı bizim. Neden? Neden bana böyle davranıyorsun? Kardeşinim ben senin. Her zaman öyleydim. Hiç bir zaman bana öyle davranmadın."
"Senin yüzünden yıllarca annem ve babam birbirlerine uzak yaşadılar. Babam annemi hiç bir zaman affetmedi. Çünkü sen vardın. Her gün gözünün önündeydin. Suçlusun, varlığın bir suç. Annem seni çocuğu olmana rağmen sevmedi. Ben mi seveceğim?"
"Yeter." Dedim sinirle. "Anneni görmeye geldiysen üst katta yatıyor. Git gör. Eğer biraz daha Baekhyun'u kırmaya devam edersen-" "edersem?" Cümlem bölündüğünde sinirle bir nefes verdim.
"Edersen, hiç sevmeyeceğin bir yüzümle tanışırsın. Baekhyun'un korumasıyım evet ama onun yalnızca bedenini değil. Kalbini de koruyorum."
Bir şey demedi. Hızla arkasını döndü ve merdivenlere ilerlemeye başladı. O odadan çıktığında Baekhyun koltuğa oturdu. Derin bir nefes verdiği sırada "teşekkür ederim." Diye mırıldandı.
Bakışlarımız buluştuğunda gözlerinin dolduğunu görmüştüm. "Beni seven tek bir insan var Chanyeol. Gördün, annem bile sevmiyor beni. Ama sen, sen seviyorsun ya. Bu bana yeter."
Hızla çektim sarıldım. Kokusunu içime çekerken fısıldadım. "Ne olursa olsun Baekhyun. Yanında olacağım. Söz veriyorum sevgilim."
"Söz veriyorum."
Baekhyun'un anlatımından
Chanyeol bana kayıtı yarım saat önce dinletmişti. Gerçekten işe yarardı ama bu Chanyeol'un da kimliğinin açığa çıkması demekti.
Gerçekten ağır suçlar üzerine atılmıştı, Siwon ile birlikte kendini de yakma ihtimali vardı.
Bu yüzden benden habersiz hareket etmemesi için onu ikna etmiştim. Annem önceliğimdi. İyi olduğunu gördüğümde bu düşünceye kafa yoracaktım.
Parmaklarımı saçlarımın arasından geçirdim yorgunlukla. Çok yorulmuştum.
"Baekhyun." Duyduğum ses ile hızla kaldırım bakışlarımı. Annem gözlerini açmıştı. "Anne iyi misin?" Diye sordum hızla oturduğum yerden kalkarken.
Çok az su içmesine izin verebilirdim. Midesini yıkamışlardı, canı yanıyor olmalıydı.
Suyunu içmesine yardım ettim ve derin bir nefes verdim. "bunu nasıl yaparsın? Nasıl ölmeye çalışırsın anne?"
Yutkundu. "Söyleyeceklerimden kaçmak istedim. Sana daha fazla yük vermek istemiyorum. Baban, onu öğrenmen sana zarar verecek Baekhyun. İsteme benden bunu daha fazla."
Gözlerimin dolmasına engel olamadım. "hayatta değil mi yoksa?" Derin bir nefes verdi. "hayır, yaşıyor."
Uzandım tuttum elini. "Anne benim senden başka kimsem yok. Ailem yok. Bir ailem olsun istiyorum. En azından, benden haberdar olan bir babam olsun istiyorum."
Onun da gözleri doldu hızla. "Emin misin Baekhyun? Bunun geri dönüşü yok." Başımı olumluca salladım. "Eminim."
Yutkundu, bakışlarını kaçırdı. "Hayat işte." Diye mırıldandı. "Onunla olmasa da, onun oğluyla bir çok kez karşılaştın oğlum. Yani, ondan olan ağabeyinle."
Kaşlarım çatıldı. "Kim?" Diye sordum hızla. Herkes aklımdan geçiyordu. Tanıyor olabilir miydim?
"Jinhyuk" diye mırıldandı. "Choi Jinhyuk" aklıma gelen kişi ile gözlerim büyüdü hızla. Başımı olumsuzca salladım. "Hayır. Saçmalama. O adam olamaz."
Annem yutkundu. "Anne saçmalama. Bana Siwon ile kardeş olduğumu söyleyemezsin sen!"
Gözlerinden ilk yaş aktı. "Üzgünüm oğlum. Gerçek bu. Kan bağınız var, sen onun oğlusun. Eşim, beni aldatıyordu. Her zaman aldattı. Ama bu ilk yüzüme çarptığında kendime gelemedim. İçmeye gittim. Hiç bir şeyi umursamadım. O, eşi yeni ölmüş bir adamdı. Gece kulübünde karşılaştık. Uzaktan tanıyordum. O kadar iyi geldi ki bana, tüm gece konuştuk. Çok içmiştim, kendimde bile değildim."
Gözlerim dolarken sinirle bastırdım dişlerimi birbirine. Bu ne boktan bir kaderdi böyle?
Sevgilimin bitirmeye çalıştığı adam, benim ağabeyimdi. Sevgilimin hayatını mahvetmişti. Beni bir çok kez ortadan kaldırmaya çalışmıştı.
Babam, sessiz bir adamdı. Yıllar önce şirketi oğluna devredip gitmişti. Büyük bir çiftliği olduğunu biliyordum.
Kalbimdeki ağrı artarken titrek bir nefes çekmiştim içime. Dna testi yaptırmalıydım. Belki de annem yanılıyordu.
Bir kaç dakika öncesinde babamın kim olduğunu öğrenmek için can atarken, şimdi ise yanlış çıkması için içimden dualar ediyordum.
Siwon ağabeyim olmasın diye dua ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mirror/Chanbaek
FanfictionBaekhyun başta ufak bir pürüz olarak gördüğü paralı askerin tüm hayatını değiştireceğini bilemezdi. Onun için her şeyini tehlikeye atacağını tahmin dahi edemezdi. K2'dan uyarlamadır.