Baekhyun'un anlatımından
"Bebeğim nerdesin?" Chanyeol'un sesini duyduğumda gülümsedim. "Yoldayım Chan. İşler bir tık uzadı, özür dilerim."
"Sorun değil güzelim. Kyungsoo da hala mutfakta zaten. Senin için bir sofra hazırladı var ya." Chanyeol'un mutlu sesi ile rahatladım ve derin bir nefes verdim. Sevdiğim adam sonunda mutluydu.
Bir kaç gündür kardeşi ile ilgileniyordu. Ona da Chanyeol'a hazırlanan kimlikten vermiştim. Yeniden kendi adı ve soy adına sahipti.
Geçen üç günde Chanyeol Kyungsoo'yu hastaneye götürmüştü. Kyungsoo'nun söylediğine göre zamanında omuzundan vurulmuştu ve Yoo onu evde tedavi ettirdiği için yarası sağlıklı bir şekilde iyileşmemişti.
Omuz ağrısı çekiyordu ve kolunu rahatlıkla hareket ettiremiyordu bu yüzden. Emara girmiş, ne yazık ki kesin bir çözümü olmadığını öğrenmiştik.
Ama en azından ağrısını geçirebilme yolları vardı ve fizik tedavi imkanı da vardı. Tamamen iyileşmese de daha iyi olabilirdi.
Siwon şanslıydı. Bacaklarını hala kullanabiliyordu. Bir kaç hafta fizik tedavi görmek zorundaydı yalnızca.
Chanyeol onda da kalıcı hasar kalmasını gerçekten çok istemişti. Ama kötüye gerçekten bir şey olmuyordu.
Önemli olan bu değildi! Ben Chanyeol'un hayatta olan tek ailesiyle, kardeşiyle resmi olarak tanışmaya gidiyordum.
Ve ilk dakikalardan geç kalarak bunu berbat etmeye başarmıştım. Chanyeol ne kadar sorun yok dese de bu benim için büyük bir sorundu.
Bir yerlere geç kalmaktan nefret ederdim. önemli bir toplantı uzanmıştı ve ben geç kalmıştım.
Araba sonunda Chanyeol ve Kyungsoo'nun yaşadığı evin önünde durduğunda derin bir nefes verdim. "Kaç dakika geciktim Jongin?" "Yalnızca sekiz dakika efendim."
"Pekala, Jongin'i evine bırakıp yeniden buraya dön." Şoförüm beni başıyla onaylarken dışarı çıkmıştım.
O sırada benim arkamadan arabadan inen Jongin ile duraksamıştım. "Bay Byun, son yaşananlardan sonra sizin için endişeliyim. Bunu devam ettirmek, iyi bir karar mı emin değilim."
Kaşlarım çatıldı. "Bu benim özel hayatım Jongin. Senin fikrini aldığım bir yer değil." Bakışlarını kaçırdığında devam ettim. "İş konusunda her zaman sağ kolum oldun. Çoğu zaman işlerimi sana danıştım evet ama bu danıştığım bir konu değil. Chanyeol, her şeyin dışında. Siwonun yaralanması da, yaşanması gereken bir şeydi. Onu az hasarla kurtardığım için bana teşekkür borçlu."
Bir adım yaklaştım. "Bu konuda seni son uyarışım Jongin. Özel hayatım konusunu bir kez daha açma." Başını olumluca salladı. O sırada açılan kapının sesini duydum. Bakışlarım hızla kapıya dönerken bize bakan Kyungsoo ile karşılaştım.
Hızla bir adım geriledim ve Jongin'in özel alanından çıktım. "Ah merhaba Kyungsoo. Bende yeni gelmiştim." Gülümsedi, "kapının hemen arkasından ses duyunca bakmak istedim. Bir şeyi bölmedim değil mi?" Başımı hızla olumsuzca salladım. "Yok yalnızca iş. Jongin, sekreterim benim."
Kyungsoo'nun bakışları Jongin'e kaydı. Yüzündeki gülümseme yerini korudu. "Merhaba, sizde gelmek ister misiniz? Bolca yemeğimiz var."
Jongin'in bakışlarının büyüdüğünü gördüm. Bir şey söyleyemeden Chanyeol geldi kapıya. "Kyungsoo kiminle konuşuyorsun sen?"
Beni gördüğünde gülümsedi. "Güzelim, neden kapıda duruyorsunuz?" Bakışlarım Jongin'e kaydı. Kyungsoo'nun nazik davetini reddetmesi saygısızlık olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mirror/Chanbaek
FanficBaekhyun başta ufak bir pürüz olarak gördüğü paralı askerin tüm hayatını değiştireceğini bilemezdi. Onun için her şeyini tehlikeye atacağını tahmin dahi edemezdi. K2'dan uyarlamadır.