Mirror/Chanbaek

eighteen

Bir ay sonra

Yazarın anlatımından

"Bay Byun vazgeçin artık. Hiç bir yerde bulamıyoruz. İşler aksamaya başladı artık." Baekhyun yorgunlukla derin bir nefes verdi ve ağrıyan başını ovdu.

"Yer yarıldı da içine mi girdi bu adam? Elimizde ayna var ya bizim! Tüm dünyaya açılan bir gözümüz var ve onu bulamıyor muyuz?" Sinirle kalktı oturduğu yerden. "Siwon'u izleyen adamlarda bir hareket var mı?"

Jongin başını olumsuzca salladı. "Hayır efendim. Hiç bir hareketlilik yok. Yalnızca bay Choi onu izlememenizi iletti yeniden. Peşinde dolanan JSS'lerden hoşlanmıyor." Baekhyun gözlerini devirdi. "Çok umurumdaydı onun istekleri. Geberemezsin diye uğraşıyorum burada."

"Tamam Jongin çıkabilirsin sen." Jongin odadan çıktığında Baekhyun bakışlarını gökyüzüne dikti. Chanyeol bu odadan çıkıp gideli bir ay olmuştu ve ondan bir haber bile alamamıştı.

Onu çok özlüyor, ve korkuyordu. Siwon'a zarar vermeye çalışırken ona bir şey olur diye ödü kopuyordu.

"Neredesin Chanyeol?" Diye mırıldandı derin bir nefes verirken. "Neredesin?"

Hava kararırken Chanyeol ve Sehun sonunda harekete geçmişti. Büyük araçları ile ilerliyorlardı. Siwon bu akşam evinde olmayacaktı.

Sehun'un arkadaşı Seulgi ile birlikte olacaktı. Seulgi onu öylesine büyülemişti ki Siwon tüm korkularını bırakıp bu gece onun evine gidecekti.

Bir erkeği kandırmanın en iyi yolu bir kadından geçiyordu ne yazık ki.

"Bugün bir aksilik istemiyorum Sehun. O şerefsizin işini o evde bitirmek isterdim ama benim iki yıldır çektiğim acıları tek tek yaşatacağım ona. İşkence çekmeden gebermeyecek." Sehun Chanyeol'un bu dedikleri ile gülümsedi. "Baekhyun üzülecek desene."

Chanyeol Sehun'un Baekhyun'dan bahsetmesiyle gerildi. Onu aradığını biliyordu.

Çok dikkatli davranıyor, neredeyse her işini Sehun ile görüyor evden bile çıkmıyordu. Baekhyun onu bulursa tüm planları mahvolurdu.

"O seni ilgilendirmiyor. İşimize bakacağız." Sehun alayla güldü. "Tabii beni ilgilendirmez ama seni ilgilendiriyor. Onu tamamen kaybedebilirsin. Hiç korkmuyor musun?"

Chanyeol yutkundu. "Öyle bir şerefsiz için benden vazgeçiyorsa onu hiç kazanamamışım demektir. Böyle bir sonda üzülmem bile."

Ne kadar böyle sert konuşsa da kalbi tam tersini söylüyordu. Korkuyordu, onu tamamen kaybetmekten. Baekhyun'un artık onu aramayı bırakmasından mesela, korkuyordu ama kendine bile itiraf edemiyordu.

Derin bir nefes verdi ağırca. "Odaklanmamız gereken tek şey o şerefsiz. İşimize bakalım."

||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||

Baekhyun'un anlatımından

Evimde, salonda geniş masanın başında oturuyordum. Geniş masanın her bir yanı dosya ve kağıt doluydu.

İşlerime odaklanamaz olmuş, bir çok ortaklığı başkalarına kaptırmıştım. Kendime gelmek zorundayım ama yapamıyorum.

Aklımda kalbimde kayıp. Onunla birlikte gittiler sanki.

Mutfakta ikimiz içinde kahve hazırlayan Jongin'e düştü bakışlarım. Onsuz geçen bir ayda sürekli yanımda olmuş, bana iyi gelmeye çalışmıştı.

Hakkını ödeyemezdim.

Elindeki kahvelerle yaklaştığında hafifçe gülümsedim. "Teşekkür ederim." Tam o sırada çalan telefonu ile bakışları masaya bıraktığı telefonuna düştü.

Saat on ikiye geliyordu ve biz benim evimde resmen mesai yapıyorduk. Kim bu saatte arardı ki Jongin'in iş telefonunu?

"Pardon bay Byun." Hızla cevapladı. Bir kaç adım uzaklaştığı sırada durdu ayakları. "Emin misin?" Diye sordu hızla. "Tamam, tamam. Peşlerini bırakmayın ve sakın fark edilmeyin."

Hızla bana döndü. "Efendim, Bay Choi. Chanyeol ve arkadaşı, onu kaçırmış." Gözlerim büyürken hızla kalmıştım oturduğum yerden. "Jongin ne diyorsun sen?"

"Kendi korumalarının bile haberinin olmadığını söyledi adamımız. Oraya yanında kimse yokken gitmiş. Evden baygın bir şekilde çıkartılmış. Adamlar peşinde, takip ediyorlar."

"Bize hemen konum göndersinler. Yürü, Chanyeol'u kaçıramam. Bu kez olmaz."

Koşar adım dışarı çıkarken kalbim korkuyla atıyordu. Yalnızca Chanyeol için korkuyordum. Peşine düşecek kişileri gram umursamıyordu.

Onu öldürürse, Chanyeol'u yaşatmazlardı. O hala Siwon'u kurtarmak istediğimi düşünebilirdi. Ben onu kurtarmak zorundaydım.

Sevdiğim adamı, kendisinden bile korumak zorundaydım.