eight

282 35 2
                                    

Chanyeol'un anlatımından

Haftalar önce elimde silahımla girdiğim bu kapının önünde duruyordum şimdi. Hava kararmıştı, sessiz bir gün geçmişti çünkü Baekhyun şirkete gelmemişti.

Küçük aile sırlarını öğreneli üç gün olmuştu. İşleri evinden yönetiyor, hiç bir yerde görünmüyordu.

Derin bir nefes verdim ağırca. Oturduğum yerde duramamış, onu görmek istemiştim. Bir nedenim yoktu. Yalnızca, iyi olduğunu bilmek istiyordum.

Onun gibi güçlü birisi nasıl bu denli hızlı vazgeçer her şeyden...bunu anlamak istiyorum.

Kapıyı çaldım ve bir adım geri çekildim. Jongin'in bile yanında olmadığından haberdardım. Yalnızdı.

Bir kaç saniyenin ardından açılan kapı ile günler sonra buluştu gözlerimiz. Gözlerinde yorgunluk vardı. Cevapsız sorular, ve bıkmışlık.

Beni gördüğüne oraya küçük bir şaşkınlık da eklenmişti.

"Chanyeol, ne arıyorsun sen burada?" Bir adımla yaklaştım. "Verdiğin sözleri tutmada gerçekten kötüsün ortak."

Yanından sıyrıldım ve girdim içeri. Bakışlarında ki şaşkınlık büyümüştü. Yanından geçerken kokusunu almıştım. Alkol kokuyordu.

Büyük salona adımladım. Peşimden geliyordu. "Gelmeni beklemiyordum." Diye mırıldandı. Masaya ilerlemiş ve viskiden bardağa doldurmaya başlamıştı bile.

"Bende seni bu kadar dağılmış bulmayı beklemiyordum." Güldü. Kısık bir gülüştü. "Benim öğrendiklerimi öğrense intihar edecek çok insan tanıyorum."

Derin bir nefesin ardından doldurduğu bardağı aldım hızla masadan. Bakışlarımız buluştuğunda küçük bir yudum aldım sert viskiden.

"Sen diğerleri gibi değilsin. Unutma, sen aynaya ve içindeki büyük hırsa sahipsin." Kalan içkiyi de hızla yolladım mideme. "Sıradan biri olsaydın seninle ortak olmazdım. Bunu unutma."

Yüzündeki küçük gülümseme büyüdü. Bitirdiğim bardağı yeniden doldurdum ve önüne koydum.

Kendimi yanına bıraktığımda bakışlarımız buluştu. "Söz verdiğim zaman tutarım Park. Sehun'u buldum." Yutkundum. Bunu tahmin ediyordum ama duyması tahmin etmekten daha ağırdı.

Yıllardır arıyordum onu. Öldüğünü düşünmeye başlamıştım ama o bulmuştu.

Baekhyun bulmuştu.

"Nerede?" Diye sordum ifadesizleşen yüzümle. "Senin gibi kaçak yaşıyor. Kimliksiz hareket ettiği için ve senin kadar da olmasa iyi bir asker olduğu için onu bulamamış olmalısın."

Bardağı eline aldı ve koca bir yudum aldı içkiden. "Bir barda çalıştığını dün tespit ettim. Jongin kontrol etti. Barmenlik yapıyor." Yüzünü buruşturdu. "Küçük köhne bir yer."

Derin bir nefes verdim ağırca. "Yarın gideriz." Bakışlarımızı buluşturdu. "Bensiz harekete geçmek yok. Ortaksak, yalnız hareket etmeyeceksin." Ellerimi teslim olurcasına kaldırdım.

"Sakin ol. Bir şey yapacak halim yok. Yorgunum zaten. Saçma sapan ayak işlerine koşturdum tüm gün." Kısık bir gülüş çıktı dudaklarının arasından.

Parlayan gözlerini izledim. Küçük bir gülüş bile yakışıyordu yüzüne.

"Senin için amir Kim'le konuşurum. Yalnızca benim işlerimle ilgilenirsin." Gülümsedim. "Sonunda." Bakışları boşluğa daldı.

Ardından ise otruduğumuz yerden görünen merdivenlere kaydı. "Seni elinde silah ile bana yürürken gördüğümde sona geldiğimi sanmıştım. Gerçekten, öldüreceksin sandım."

Mirror/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin