Sinirle bir o yana bir bu yana uzun bir süre uçtu. Taaki uzaktan Quidditch sahasına yaklaşan Gryffindor takımını görene kadar.
Süpürgemi sahanın dışına doğrulttum ve oradan ayrıldım. Hiç Çapulcuları görecek havamda değildim. Yavaşça Hogwarts'ın içine girdim ve tavana yakın, süpürgemle uçmaya devam ettim. Birine yakalanmamak için gözlerimi dört açmıştım resmen. Eğer o ihtiyar kofti beni görürse büyük bir zevkle süpürgeme el koyardı ve bende onun burnundan fitil fitil getirirdim. Neyse ki buna gerek kalmadan sessizce zindanlara ulaştım. Birkaç hayalet dışında kimse beni fark etmemişti.
Slytherin ortak salonunun girişinin önünde süpürgemden indim ve parolayı söyleyip kapıyı ardımda bıraktım.
Ortak salondaki deri koltuklara oturmuş birbirleriyle sohbet edenler, şöminenin karşısındaki masada ödev yetiştirenler, yeni eşyalarını birbirlerine gösterip hangimiz daha zengin tartışmasına girenler ve daha birçok kişi buradaydı. Ortak salonun bu denli dolu olmasına şaşırsam da umursamadan yatakhaneme doğru ilerledim.
Kilit açma büyüsüyle içeriye girdiğimde bizimkiler parşömenlerle cebelleşiyorlardı.
"Ödev mi?" -Ramona
"Evet Mona ya! Offf ben bu profesörü sevmiyorum işte! Bıktım ya! 4 parşömen kağıdı uzunluğunda ödev mi istenir!" -Gloria
Dediklerine gülümsedim ve hızla duşa girip üzerimdeki terlerden kurtuldum.
Kıyafetlerimi hızla üzerime geçirdim ve kızlara selam verip aşağıya geri indim. Akşam 20:30 civarıydı. Ortak salondan çıkıp ilk önce zindanları sonra ise Hogwarts'ı geride bıraktım ve gizlilikle karagölün oraya doğru yürümeye başladım.
Yeni duş aldığım için üşüyordum. Rüzgar nemli tenimde geziniyor ve benim iliklerime kadar üşümeme sebep oluyordu.
Çıkmadan üzerime geçirdiğim cüppeme sokuldum. İyiki giymişim diye düşünmeden de edemedim.
Sonunda karagöl görüş açıma girdiğinde bu soğukta üzerine kalın birşey almadan beni bekleyen Severus Snape'i fark etmiştim.
Koşar adımlarla yanına vardığımda soğuk bedenine kollarımı sardım.
"Beklettiğim için üzgünüm Severus. Ne kadar da üşümüssün sen!" -Ramona
Severus'u yere oturttum ve üzerimdeki cüppeyi ikimizi de örtecek şekilde sırtımıza sardım.
"Beni buraya çağırma amacın ne Mona?" -Severus
Sabahtan beri çok yorulmuş olmalıydı ki sesi epey yorgun ve bitkin geliyordu. Gözlerimi üzerinde şöyle bir gezdirdim sonra onu bu soğukta fazla bekletmek istemediğim için -ki kendim de beklemek istemiyordum- sadede gelmeye karar verdim.
"Şöyleki.. Bundan bir hafta önce ben Çapulcuları gördüm.." -Ramona
Çapulcuları duymasıyla dişlerini sıkması bir olmuştu Severus'un.
"Eee yani?" -Severus
"Karanlık ormandan çıkıyorlardı. Gece..." -Ramona
Severus bunun normal olduğunu belli eden sesler çıkarttı. Eh haklı da sayılırdı onların kuralları dinlediğini kim görmüştü ki..
"Senin ne işin vardı gece gece dışarıda?" -Severus
"Dolunayı izlemeye çıkmıştım... Tamam.. Canım sıkkındı, birazda düşünmeye ve temiz hava almaya ihtiyacım vardı..." -Ramona
Gözlerindeki parıltılar beni şaşırtmıştı. Heyecanlanmış gibiydi hatta daha yeni yorgun olan yüzü gerilmişti sanki
"Biraz daha anlatsana Mona. Tam olarak ne gördün o gün?" -Severus
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Lestrange Hikayesi
FanfictionRodolphus Lestrange'in kardeşi Rabastan'ın bir ikizi olduğunu düşünün... Ramona Lestrange...