34. Bölüm

94 12 0
                                    

    

     Lord herkesi toplamıştı. En sevgili hizmetkârından bir hediye olduğunu duyduğu için epey heyecanlıydı. Zaten kendisinin gelmesini de dört gözle bekliyordu. Yanında güçlü bir yardımcıya ihtiyacı vardı. Buradakilerden yeterince sıkılmıştı. Bu aptal durumdan onu kurtarabilecek biri varsa o da biricik yandaşıydı.


     Saklandıkları ormanlık alanda kurulan masanın ilk başında oturuyordu. Uzun masanın kalanında ise diğer ölüm yiyenler sırasıyla dizilmişlerdi. Bazıları normal bir şekilde lordun konuşmasını beklerken, bazıları ise başlarını yerden kaldırmıyordu.



     Seherbazlar ve zümrüdüanka Yoldaşlığı Dumbledore'un gitmesine rağmen karış karış Lordu arıyorlardı. Daha da kötüsü, haber almak için giden Adrian Parkinson, dikkatsizliği yüzünden kolundaki işaret ortaya çıkmış ve seherbazlar tarafından yakalanmıştı. Doğruca bakanlığa götürülen Parkinson, bakanlıktakiler tarafından sorguya çekilmiş ve ağzından işe yarar bir şey alamamalarına rağmen daha fazla ölüm yiyenin saklandiğından emin olmuş gibiydiler.



    Sonraki bir kaç hafta da bazıları için heran yakalanma korkusuyla geçmişti ve Karanlık Lord oldukça sinirliyken şimdi eski haline tezat olacak biçimde sakın ve belki de huzurluca? Oturuyordu.



    Sormaya herkes çekinirken bir kişi cesaret edip sordu. Tabii ki bunu yapan Cesur Slytherin'li Severus Snape'ten başkası değildi.



  "Lordum," -Severus Snape



    Karanlık lord, Severusa şöyle bir bakarken diğerleri nefeslerini tutmuş dinliyorlardı.

    Lord birkaç gündür olanlar nedeniyle kendiyle iletişime geçenleri susmadıklarına pişman ediyordu çünkü.

  Severus kendine dönen yılan bakışlarla konuşmaya devam etti

"Acaba önemli bir şey mi oldu?" -Severus Snape


  Karanlık Lord yüzüne asla yakışmayan bir sırıtışla bütün masayı şöyle bir süzdü. Yakınlarda hissettiği zihinle artık konuşma vaktinin geldiğini biliyordu.


  "Evet Severus. Oldukça önemli bir şey oldu. Sevgili yoldaşım sonunda burada ve bize, aramıza katılmaya hazır. Aslında onu sizde tanıyorsunuz;) çok yakında burada olur. Ve ayrıca sağ tarafımdaki herkes bir sandalye yana kaysın. Hemen yanımdaki sandalyeyi boş bırakın. O gelince yeri benim yanım olacak. " -Karanlık Lord



    Herkes konuşmak istese de yapamıyorlardı. Merakla beklemek çok sıkıcı bir hâl almıştı ama yapacak bir şey yoktu. Lord gibi bekliyorlardı sadece. İçlerini yakıp kavuran merağa direnmeye çalışıyorlardı.


    Karanlık Lord'un devasa yılanı Nagini ormanın içerisinden sürünerek çıktı. Hemen yanında karanlık cübbesi yüzünü gizleyen, etraf taş toprak olmasına rağmen giydiği topuklularıyla takılmadan yürüyen biri de açığa çıkmış ve doğruca Lord'a ilerliyordu.



  Ölüm yiyenler tanımadıkları bedeni cubbenin izin verdiği kadarıyla incelediler. Denilen yoldaş bu muydu?


  Karanlık Lord topuk sesleriyle yılanımsı gözlerini gelenin üzerine dikti. Dudak olmaktan çıkmış ağızı genişçe uzamış kendince gülümsemişti.


  "Sonunda geldin canım, seni çok bekledim." -Karanlık Lord


 
    Gelen kadın Lord'un yanına kadar gitmiş ve omuzuna dokunmasına izin vermişti. Lord, kızı sırtından yönlendirerek yanındaki yere ilerletti. O da kendine söylenileni yaparak sandalyeye doğru ilerledi ve oturmadan arkasında dikildi.

Bir Lestrange HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin