Hogwarts koridorlarını hızla geçip çıktım. Adımlarım beni Quidditch sahasına götürüyordu.
Muhteşem günüm ilk andan kötüleşirken ne kadar daha kötüleşebilir ki diye düşünmemeliydim..
Onunlaydı... Biraz ilerimde Quidditch forması içerisinde, hafif nemlenmiş terli saçları ve bir eliyle süpürgesine yaslanırken diğer eli ise Elizabeth Turner'ın kolundaydı. Gülümseyerek konuşuyorlardı. Yanlarında da Potter ve Pettigrew vardı. Sanki birbirlerini uzun zamandır tanıyormuşçasına samimi samimi konuşuyorlardı.
Neden benimle samimi değillerdi?
Sorunun cevabı oldukça basitti aslında.. Lestrange olduğum için olmalıydı. Tamam hatalar yaptım ama kendimi düzeltmeye çalıştığımı görmüyor muydu kimse. Bunun benim için ne kadar zor olduğunu ve bunun uğruna neredeyse her şeyimi; ailemi, dostlarımı, malımı, mülkümü kaybedebilecek olmamı düşünmüyorlar mıydı...
Belli ki kimsenin umurunda değildim. Öyle ki Turner'la bile ayaküstü sohbet ediyorlardı.
Herkes tarafından küçük görülmüştüm. Yaşım genç, onlar gibi yıllanmamış olmam beni tecrübesiz yaptığı için benim fikrimi alma zahmetine girişmemişti kimse. Oysa ben mi istemiştim bunları. Hatırlıyorum da küçükken hep gezgin olmayı hayal etmiştim. Ülkeden ülkeye gezen ve oralarda farklı büyücüler ve cadılar tanımak, her şey hakkında bir bilgi sahibi olmayı ne çok istemiştim. Şimdi ise karanlıklara çevriliydi hayellerim tâki karanlık onları boğup yutana kadar öyleydi yani...
Neyse ne! Demem o ki benden kim olmak istediğimi sormadılar ve şimdi benim kim olduğumu düşündükleri kişilikle haraket edeceğim. Nasıl olsa her şekilde nefret yiyen benim..
Slytherin formam hızlı yürüdüğüm için uçuşuyordu (Profesör Snape misali jdjdjdjs). Bir elimde son model süpürgem diğer elimde çantamla önlerinden geçiyordum. Yere yapışıpta rezil olmamak için gözüm hep önümdeydi.
"Selam Lupin. Saha boş diye düşünmüştüm. Gryffindor takımı mı ayırttı?" -Ramona
Aralarında en düzgün cevap veren kişi Lupin olunca ona sormuştum soruyu.
Benim sorumla hepsi bana dönmüştü. Lupin tribünlerden inip yanlarına neredeyse yeni geldiği için hafif nefes nefeseydi ve bana şaşkın ayrıca bir o kadar da sert bakışlarını sunmaktan çekinmiyordu.
"Öğleden sonra için evet ama şuan saha boş Lestrange," -Lupin
Kafamı salladıktan sonra arkamı döner dönmez beklediğim soruyu almıştım.
"Slytherin takımı oyuncu mu değiştiriyor?" -Sirius
"Bilmem;)" -Ramona
Arkamı dönmeden cevapladım onu ve sahanın içerisine doğru ilerledim.
Evans derslerden sonra gelecekti. Ben boştum bu iki saat için o yüzden erken gelmiştim.
Malzeme dolabından sandığı sürükleyerek çıkarttım. İçinden bir bludger'ı serbest bırakıp vurucu sopalarından birini kapıp aynı şekilde yerine koydum sandığı.
Süpürgeme bindim ve havalanmaya başladığımda bludger'da benimle beraber hızla bana doğru haraket etmişti.
Sopamı kaldırdım ve ona sertçe vurdum. Yaklaşık bir saat boyunca bunu tekrarlamaya devam ettim.
Ailemizde vurucu konumunda oynayan tek kişi bendim. Nedensizce kendimi bu konuda iyi bulmuştum. Genelde Rodolphus kovalayıcı, Rabastan ise tutucu olmuştur. Hayır sevdiğinden değil. Abim Rodolphus'un isteği üzerine bu konumda olurdu ailecek oynadığımızda. Ne diyebilirim ki Rodolphus kadar bencil birini tanıyor muyum bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Lestrange Hikayesi
Hayran KurguRodolphus Lestrange'in kardeşi Rabastan'ın bir ikizi olduğunu düşünün... Ramona Lestrange...