4. BÖLÜM

322 93 28
                                    


Dışarıda hava rüzgarlıydı. Denizin yüzeyi havadaki esintiden etkileniyordu. Denizin yüzeyindeki minik dalgalar kıyıya vuruyordu.
Bestenur bu dalgalara bakıp dalarken düşünceleri yine onu ele almıştı. Sabit bir noktaya bakıp dalmıştı. Kendini silkeleyip geri çekileceği esnada siyah bir araç gördü. Plakaya baktığında bunun Kadir Eymen'in aracı olduğunu gördü. Kadir Eymen dün gece aracın içinde uyumuştu.

"Ya inanmıyorum araçta uyumuş... neyin peşindesin sen? Yoksa... gerçekten-" Dediğinde mırıldanmayı bırakıp pencere yöneldi. Tam o esnada Betül aracın camını tıklatıyordu. Bunu o yükseklikte görebilmişti. Gözlerini kısıp izledi.

"Tak! tak!" Bu sesle uyanan Kadir Eymen of çekip araçtan indi.

"Ne oldu?"

"Ya sen dün gece burda mı uyudun? Neden?"

"Sanane Betül. Sanane!"

"İnsan gibi soruyorum. Bak varya sen çok yalnış yapıyorsun. "

"Yalnışımda, doğrumda sana kalmamış. Hadi sen işine bak!"

"Neden ben değilde Bestenur?"

Bestenur bu konuşmaları duymamıştı. Çünkü Betül kısık sesle konuşmuştu. Ama nişanlısına yaklaşmaya çalışmasından rahatsız olmuştu.

"Betül neyin peşindesin sen!" Diye mırıldanarak Bestenur aşağı kata indi. Aracın olduğu yöne doğru ilerlediğinde, Betül onu farketmişti. Betül yön değiştirip ona doğru yürüdü.

"Ahh Besteciğim senin bu şapşik nisanlın araçta uyumuş. Nedenini sordum beni tersledi. Neyse ben üşüdüm içeri giriyorum." Betül içeri girdiğinde, Kadir Eymen nişanlısına kolarını açıp, gülümsedi.

"Ah benim biricik nişanlım günaydın."

Bestenur yüzünü somurtarak bir kaç adım yaklaştı. "Ne gerek vardı araçta uyumaya."

"Ama ye seni öldürmeye kalksalardı."

"Bak dün gece düşündüm, sana hak vermeye çalıştım. Ve benim aklımda gelgitler var."

"Dediğim gibi gözünü açsan yeter."

"Tamam dediğin gibi yapıcağım. Onlara dikatle bakacağım.. Hepsinin hareketlerine, sözlerine, davranışlarını, dikatle izleyeceğim."

"Aferin sana." Kadir Eymen aracına binip gitti. Bestenur ise kolarını üşüdüğünden dolayı dirseklerinde birleştirip koşar adımlarla içeri girdi. Salonda beklemeyip, kahvaltı odasına geçti. Sofra başında herkes yerini almıştı. Bir tek teyzesi yoktu.

"Günaydın." diyerek her zaman oturduğu sandalyeyi çekip, oturdu. Şimdi kafasını hafiften eğip, gözlerinide dört açıp çaktırmadan tek tek süzmeye başladı.

Hakan dayısı bıçağı eline almış bir dilim ekmeğe yağ sürüyordu. Bestenur bu durumu korkuyla izledi. Onu kıtır kıtır doğrar mıydı yoksa? Aklına binbir ölüm çeşidi gelmişi. Yutkunarak sandalyesini geri çekti. O esnada ona uzatılmış yağlı ekmeğe bakakaldı.

"Eee alsana elimden. Sen çok seversin."

"Sağ ol." Bestenur gülümseyerek dayısının ona uzattığı bir dilim ekmeği aldı. Ekmeği ufak ufak parçalara ayırıp ağzına atıyordu. Bu sırada gözü Attilla dayısına takıldı. Atilla dayısı bıçağı eline almış salatalığı kesmeye çalışıyordu. Bestenur bir an kendini salatalığın yerine koydu. Elini boynunda gezdirip, hızlı hızlı nefes aldı. Ayaklandı ve olabileceğince hızlı adımlarla odasına çıktı. Bestenur'un bu ani gidişiyle sofrada kalanlar birbirlerine bakındılar.

SON BİR ŞANS (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin