22. Bölüm

138 20 5
                                    


Ertesi gün olduğunda Kadir Eymen, yataktan inatla kalkmayıp gözlerini kapatmayı sürdürüyordu. Kadir Eymen, dert ortağı Batuhan'ın gidişine üzülmüştü. Bir vakit daha uyumaya çalışırken, cama atılan taşla gözlerini açtı. Neyse ki dün gece camı kapatmıştı yoksa şimdi taş kimbilir neresine gelirdi. Camı açıp aşağıya baktığında halası ona gel gel işareti yapmaya başladı. Nasıl unuturdu, bugün piknik günüydü. Aşağıda hepsi hâli hazırda bulunmuştu. Ellerinde sepet, başlarına da şapka geçirmişlerdi.

"Hadi oğlum seni bekleyiveriyoz" Dedi Hacer hanım elini havada gel manasında aşağı yukarı sallayarak.

"Hadi be Kadir Eymen abi seni bekleyiveriyoz." Dedi Memet güneşin altında beklemekten sıkılırcasına.

Kadir Eymen, başını aşağıya sarkıp sesini duyurmak istedi. "Tamam bekleyin, hemen iniyorum" Dedi gözlerini ovuştururken. Genç adam pencereyi kapatıp, dolabın kapağını açtı. Beyaz tişort, siyah pantolonunu eline alıp tişörtünü kafasından geçirecekken yatağa baktı. Uyumak istiyordu henüz uykusunu tam olarak almamıştı ki. 'Bi beş dakika daha uyusam hiç bir şey olmaz.' Diyerek başını yastığa koyduğu anda aşağıdan sesler yükselmişti.

"Kadir Eymen hadi ineve. Hadii!"

***

Sonunda yaylanın yolunu tutmuşlardı. Bu kadar insan bir araca sığmayacağı için, Kemal yakın komşuları olan Halil bey'in traktörünü ödünç almıştı. Kemal direksiyon başına geçerken, diğerleri ise römorka binmişlerdi. Bu traktör arkasındaki yolculuğa Bestenur tamamen alışmıştı. Sarsıla sarsıla, gidiyorlardı taşlı yollardan.

"Babaanne gesi bağlarını söyleyiversene." Dedi Memet.

Hacer hanım, torunun ondan söylemesini istediği türküyü söylemeye başladı. Hacer hanım'ın sesi güzeldi. Memet hiç sıkılmadan babannesinin sesini defalarca dinlerdi.

Gesi bağlarında dolanıyorum
Yitirdim yarimi amman aranıyorum
Yitirdim yarimi amman aranıyorum

Bir çift selamına güveniyorum
Gel otur yanıma hallarımı söyleyim
Halımdan bilmiyor ben o yari neyleyim

Hacer hanım türküyü yarıda kesti. Şu yaz ayının kavurucu sıcağın altında dili damağı kurumuştu. Kadir Eymen halasına su uzatırken, gözü Bestenur'a takılmıştı. Bestenur'un gözlerinden yanaklarına yaşlar dökülüyordu. Çok acılar çekmişti Bestenur. Bu acı olayları biliyordu Kadir Eymen. Dikat çekmemek için gözlerini Bestenur'un üzerinden çekti. Gözlerini Bestenur'un üzerinden çeker çekmez Berat ayaklanıp,

"Sen iyi misin? Neden ağlıyorsun?" Diye sordu.

"İyiyim iyiyim. Sanırım gözüme toz kaçtı." Dedi Bestenur elleriyle gözlerinin altını silerek.

"Ben bir bakayım."

"Dokunma!" Diye ortamdan ses yükseldi.

'Dokunma' kelimesi Kadir Eymen den çıkmıştı. Berat'ın Bestenur'un o narin gözlerine dokunmasına izin veremezdi. İzin vermedi vermememesine de tüm bakışları üzerine topladı. Hepsi neden dercesine bakıyordu ki Hacer hanım sordu.

"Neden dokunu vermesin? Kızın gözüne ya bir şey kacıvermişşe."

"Çünkü dokunursa daha çok yayılır. Enfeksiyon falan kapar." Diyerek lafını toparlamaya çalıştı. "En iyisi gözlerini kapatsın."

"Yo ben iyiyim" Dedi Bestenur gözlerini açarak. Sonunda yaylaya varmışlardı. Römarktan tek tek inerken ilk inen Hacer hanım ve Fatma olmuşu. Bestenur tek başına inebilmişti. Etrafına baktı Bestenur. Etrafı çok güzeldi. Yeşil rengi cok severdi ve etrafta çokça yeşil vardı. O tertemiz havayı içine kadar çekti. Bulundukları yer biraz yüksek kısımdı. Çimenler ayak bileklerinden uzundu. Bakıldığında ağaçların hepsi aynı gözüksede, aralarında farklı olanları da vardı. Ama en önemlisi tertemiz bir hava idi.

SON BİR ŞANS (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin