ONBİRİNCİ BÖLÜM

682 21 27
                                    

Aybars ile yemeğimizi yedik, sohbetler ettik. Çok güzel konuşuyor.

*Aynı dayısı*

Bana bir sürü dayısı ile olan anılarını anlattı. Altay'ı çok seviyor, tabi ki Altay'a onu. Sanki kendi çocuğu gibi ilgileniyor.

*Tam baba olacak çocuk yeminle*

Onları izlemek çok güzel. Birlikte konuşuyorlar birlikte gülüyorlar. Altay onunla çocuk oluyor. Altay'ı böyle izlerken ona daha da çok aşık oldum. Yemeklerimizi bitirdik. Biz konuşmaya daldık. Altay'ın telefonu çaldı. Açtı

"Efendim abla... Evet oturuyoruz yemek yedik birlikte... Yok bir arkadaşım var"

Arkadaşım!?
Beni bilmiyor mu yani? Küçücük çocuk biliyor ama ablası bilmiyor mu? Hiç söylemedi mi yoksa şimdi mi öyle dedi birden?
Bozulduğunu belli etmemeye çalışarak kafamı cama çevirdim. Kısa bir konuşma yaptı ve telefonu kapattı.

"Aybars annen çağırıyor. Ödevlerin varmış"

"Offf annemde hemen çağırıyor"

"Yapacak bir şey yok anne çağırıyorsa gidilmeli. Hadi montunu giyelim, gidelim"

Altay montunu Aybars'a giydirmeye başladı. Aybars istemeye istemeye giyindi. Bana doğru döndü

"Nisa bir dahaki sefere parka gidelim mi?"

"Gidelim tabi. Ne zaman istersen"

Arabaya doğru yürüyorduk.

Aybars
"Dayı çiçek satılıyor alsana"

Altay bana bakarak gülümsedi. Sonra oraya doğru yürüdü. Aybars sessiz sessiz bekledi biricik dayısını.
Biraz sonra elinde çiçekle geldi yanımıza.

"Buyrun Hanımefendi. En güzel çiçeğe"

"Teşekkür ederim Beyefendi." dedim elinden aldım çiçekleri.
Altay önce beni bıraktı ben binaya girince onlarda gittiler.
Ellerimde çiçeklerle zili çaldım. Hira açtı ellerimdekilere barak

"Altay ile birlikteydin. Ve bunlar mükemmeller"

"Evet."

Montumu dolaba astım, çiçekleri masaya bıraktım.

"Nisa insan bir vazoya koyar"

"Zaten solacak. Boşa neden şu harcayalım ki"

"İyi misin?"

"İyiyim."

Gözüme baktı

"Noldu ya ne bakıyorsun." dedim kafamı sağa sola sallayarak.

"Ben bırakayım bari solarsada solsun"

Gözlerimi devirdim. Kanepeye oturdum. Telefonu elime alıp bakmaya başladım. Sırf saatler ilerlesin diye boş boş gezindim internette. Tabi aklımda hâlâ Altay'ın bana 'arkadaşım' diyişi. Gerçekten çok bozuldum. Küçücük çocuğun bilmesi ama başkasının bilmemesi çok garip.
Bu kadar küçük şeyin canımı bu kadar sıkacağını hiç düşünmezdim.

*Hemen karalar bağlama. Belki de biliyordur. Bir anda ağzından öyle çıkmıştır*

Belkide iç sesim haklıdır. Bunları düşünerek beynimi daha fazla yormamalıyım.
Akşama kadar orada oturdum sadece. Zaten valizlerim hazır. Gitme saatim yaklaşmaya başlayınca odama geçtim yine üzerimi değiştirdim. Siyah pantolon ve kırmızı kazağımı giydim. Yolda rahat oluyor hdhdhj.
Evden çıkarken telefonuma baktım belki Altay bir şey yazmıştır diye ama yazmamış. Beraber Hira'nın yeni arabasıyla otogara doğru yola çıktık.

Aşkın Olayım  |  Altay BayındırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin