Yirmialtıncı Bölüm

480 19 1
                                    

       İyi okumalar...

Nisa ameliyattan çıkalı saatler geçmişti. Hâlâ gözlerini açmamıştı. Zehra Hanım çok korkuyordu. Sabaha kadar yoğun bakımın önünde beklediler. Sabah oldu ama uyanmadı Nisa. Doktorun dediği tek şey zaman. Her şey yolunda zamana ihtiyacımız var sabredin diyordu. Kolay mıydı hareketsizce yatan, her yerinde makineler olan kızlarının uyanmasını beklemek?

Nisa'nın telefonu Seher'deydi. Altay'ın yolladığı mesajlara baktı. Zehra Hanım telefonu aldı elinden ve o da okudu mesajları

"Ara şu çocuğu!"

Seher kaşlarını çattı. Ne dedin der gibi

"Oğlanı ne yapacaksın Zehra Abla?"

"Ne yapabilirim Seher. Konuşacağım"

"Ne konuşacaksın?"

"Seher ara şunu nerede yaşıyormuş öğren"

"Ben nasıl öğreneyim? Söyler mi nerede yaşadığını"

"Nisa'yı söyle ne bileyim işte öğren. Kesinlikle konuşacağız onunla"

Zehra Hanım emrini verip gitti. Seher ise kara kara düşünüyordu. Nasıl bulacaktı? Ne diyecekti?
Ama bir şekilde halletmeliydi Zehra Hanım'ın fırçasını yemek istemiyordu.
Zehra Hanım kızının yanına gelmişti. Uzun uğraşlar sonucunda doktordan izin alabilmişti

"Bir tanem"

Elini tuttu. Kolları morarmıştı
Uzun uzun konuştu kızıyla

"O oğlana her şeyi söyleyeceğim madem sen yapamıyorsun ben yaparım kızım"

Evet Zehra Hanım Altay'a her şeyi anlatacaktı
Nerede yaşadığını Seher'den öğrendi ve yola çıktı.
Oldukça lüks bir evin önünde durdu. Zili çaldı, kapıyı Altay açtı.

"Hoş geldiniz"

"Hoş bulduk"

İçeri buyur etti.

"Ne içersiniz? Ne ikram edeyim?"

"Soğuk bir su alırım"

Altay mutfaktan su getirdi. Zehra Hanım suyundan bir yudum aldı

"Neden geldiğimi merak ediyorsundur şimdi.
Bak evladım, kızım ile ne yaşadınız, neler oldu da konu buralara geldi inan hiç bilmiyorum. Ve seninde bilmediğin şeyler var"

Altay kaşlarımı çattı

"Ben gerçekten çok seviyordum onu hâlâ da çok seviyorum. Ama beni bırakıp gitti. Çok ulaşmaya çalıştım ama izin vermedi"

"Nisa da seni çok seviyor"

Altay bu cümleyi Nisa'nın ağzından duymayı çok isterdi. Ama birinin bile bunu söylemesi biraz da olsa teselli etmişti.
Zehra Hanım bir anda ağlamaya başladı

"Benim kızım hasta"

Altay beyininden vurulmuşa dönmüştü. Ne yapacağını nasıl tepki vereceğini bilemedi

"N-ne demek hasta?"

Zehra Hanım hıçkırkıklarının arasında konuştu

"Beyninde tümör var. Dün ameliyat oldu ama hâlâ uyanmadı. Senin attığın mesajlar-"

Hiçbir şey duymuyordu. Gözleri dolduğu için etrafı bulanık görüyordu.
Anlamıyordu. Onu bırakıp gitmişti, bunun için miydi?
Karşısındaki kadın hem ağlıyor hemde bir şeyler anlatıyordu

"Hangi hastanede?"

******************

Koridorda önce Zehra Hanım göründü hemen arkasında Altay vardı
Seher gülümsedi

"Helal kız sana Zehra abla!"

Zehra Hanım kocasının yanına gitti ve kısaca bir şeyler söyledi. Altay hemşire ile konuştu. Nisa'yı görmek için sabırsızlanıyordu. Ama korku da vardı içinde...
Hemşirenin verdiği maske, bone ve özel gömleği giydi.
Kapı açıldı ve onu gördü.
Titrek bir nefes verdi. Yavaş adımlarla başucuna vardı. Gözleri kapalıydı, ağzına ve burnuna hava veriyorlardı. Çok kilo vermişti, küçük bir çocuk gibi duruyordu yatakta. Bir sürü makineye bağlanmıştı. Göğsü yavaş yavaş inip kalkıyordu, çok yavaş nefes alıyordu. Kolunda serum vardı. Her tarafı morarmıştı kollarının. Yüzü çok solgundu ama güzelliği hâlâ üzerindeydi

"Kelebeğim..."

Göz yaşları içinde elini tuttu.

"Ne oldu sana?"

Hareketsizce uyuyordu

"Benden gittin ama ben yine sana geldim bak"

Onu duyabileceği geldi aklına. Hemen gözlerini sildi.

"Aç hadi gözlerini. O güzel gözlerini göreyim"

Ağlamamak için kendini tutuyordu

"O güzel gözlerinle yine gözlerime bak"

Diğer elini yanağına koydu

"O muhteşem gülüşünü göster bana"

Usul usul okşadı yanağını

"Kalk hadi hayallerimizi yaşayalım"

Uyanmıyordu sevdiği. Hiçbir şeyden habersiz uyuyordu sadece
Durduramadığı göz yaşlarını bir kez daha sildi Altay

"Biliyor musun dün ilk maçıma çıktım. Yendik tabi ki. Seni görmeyi çok istedim. Mesajlar yazdım sana bir sürü, suçladım seni bilemedim ben senin bu hâlde olduğunu. Özür dilerim"

Elini derince öptü

"Bundan sonra yanımda olacağını biliyorum"

Çok korkuyordu oysa ki bir daha yanında olamayacak diye. Bir daha göremeyecek o gözlerini diye

"Beyefendi artık çıkmanız gerek"

Hemşireye bir dakika işareti yaptı. Hemşire başını salladı ve çıktı

"Kelebeğim ben şimdi dışarı çıkıyorum. Ama buradayım gitmeyeceğim tamam mı? Sen uyan ben seni bekliyor olacağım"

Alnını öptü ve çıktı odadan.

°

°

Bebiklerrr

İki bölüm birden attığım için biraz kısa oldu bölümler kusura bakmazsınız artık

Oylarınızı yorumlarınızı görmek beni çok bahtiyar eder

🦋🤍

Aşkın Olayım  |  Altay BayındırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin