ONYEDİNCİ BÖLÜM

497 16 15
                                    

İyi okumalar...

Beraber arabaya bindik. Altay arabayı çalıştırıp eve doğru sürdü. Konuşmuyordu. Bende konuşmadım. Tabi ki kısa bir süre. Ben ve çenem daha fazla dayanamadı susmaya. Konu bulmaya çalıştım.

"Güzel ıslandık valla"

*Sen iflah olmazsın. Bula bula bu konuyu mu buldun*

"Aynen"

Sadece 'aynen' mi? Nerede benim o 'hasta olma yeter' diyen güzel yüreklim.

"Yarın var mı antrenman?"

"Var"

Noluyor bu çocuğa yaa? Rahatsız olmaya başladım bu tavrından

"Altay bir sorun mu var?"

Derin bir nefes aldı
"Yok bi sorun falan Nisa"

İsmimle hitap etti var bir sorun

"Var var bir şey"

Binanın önüne gelmiştik bile. Arabayı durdurup bana doğru döndü

"Yok bir şey"

''Peki üstüne gitmeyeceğim. O zaman hadi görüştük"

"İyi geceler"

Yanağına bir öpücük bıraktım.

Binadan içeri girene kadar bekliyor beni her zaman. Kapıyı açtım. Arkamı dönüp elimi salladım. Eve girdiğimde Hira yine yoktu.
Kapının girişinde duran çekmecenin üzerinde küçük bir kağıt gördüm

«Aradım açmadın. Ben göreve gidiyorum. Ulaşamazsan endişelenme»

"Endişlenme demesi kolay Hira Hanım"

Elimde kağıtla mutfağa girdim. Bir bardak su içtim. Hira her göreve gittiğinde kalbim ağzımda beklerdim onu. Kıyafetlerimi değiştirdim. Bir battaniye alıp salona televizyonun karşısına uzandım.
Televizyon açık uyuyacağım mecbur. Ne kadar büyüsemde evde tek kalmaktan oldum olası korkmuşumdur.
Allah'tan çok yorulmuştum da hemen uykuya daldım.

******************

Hastaneye girdiğimde etraf gayet sakindi. Etrafa bakınarak yürüyordum. Tuğçe yanıma geldi

"Günaydın. Ne kadar sakin demi? Uzun zaman oldu buraları böyle görmeyeli"

"Gözlerim doldu gerçekten. Acaba kaç dakika sürer bu sakinlik"

Doktor odasına gidip üzerimi değiştirdim. Açık olan saçlarımı topladım ayna karşısında

"Hadi bakalım. Başlayalım Nisacım" dedim aynadaki yansımama
Koridorda yürürken telefonuma bildirim geldi

Altay: Günaydın kelebek

Nisa: Günaydın Bayındır

Telefonu kapattım ve cebime koydum. Kafamı kaldırmamla hemşire Mine ile göz göze geldik.

"Günaydın hocam"

"Günaydın. Mine


Birlikte acile gittiğimizde hasta da bizimle aynı anda acil kapısından içeri girdi. Bir trafik kazasıydı.

"Dört yaşında kız. İsmi Gonca. Maalesef tekerin altında kalmış. Bilinci kapalı, nabız gittikçe düşüyor."

"İç kanama olabilir." Elime ışığımı alıp gözlerini kontrol ettim."Gonca beni duyabiliyor musun güzelim?"  Kafamı kaldırıp Mine'ye seslendim. O sırada küçük kızı sedyeden alıp hasta yatağına bıraktık.
"Ceren hoca yok mu?"

Aşkın Olayım  |  Altay BayındırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin