Yirmisekizinci Bölüm

489 16 2
                                    

İyi okumalar...

Altay gözündeki yaşları sildi. Kendine gelmesi lazımdı. Kendine doğru hızlı hızlı gelen Sefa'yı gördü

"Sefa?"

"Olum yine mi hastanedesin sen? Niye haber vermiyorsun? Antrenmana da gitmemişsin"

Sefa'nın söyledikleriyle yüzünü buruşturdu. Bir kaç gündür aksatıyordu idmanı. Ama sevdiğinin yanında olmak istiyordu her an

"Kardeşim ne desen haklısın ama bırakamıyorum ne yapayım?"

"Tamam kal orada ama en azından bir haber ver. Ben konuşup hallederim. Nisa nasıl?" Altay'ın yanına oturdu

"Aynı..." Yeniden gözleri dolmuştu

"Kalbi.. durdu bugün" zorlanıyordu konuşmakta. Ne kadar istemese de kurmuştu bu cümleyi

"Doktor birkaç saniye durdu biliyor musun? Birkaç saniyeliğine de olsa orada öldü benim sevdiğim"

"Kötü düşünme. Bak biz hepimiz onun yanındayız. Bizi bırakmaz. Özellikle de seni Altay"

"Bırakmaz değil mi lan?"

"Bırakmaz lan"

Sıkıca sarıldılar birbirlerine. İkisi de inanıyordu ama içlerindeki korku hiçbir zaman terk etmiyordu bedenlerini.

"Hadi kalk bekletmeyelim yengeyi. Seni bekliyordur"

Hastaneye girdiğinde Seher'den başka kimse yoktu koridorda

"Diğerleri nerede?"

"Eve gittiler. Bir iki saat sonra gelirler"

"Anladım" Camdan Nisa'ya baktı
"Ben Nisa'nın yanına gireceğim"

"Tamam. Hazır babası yokken bir öp belki uyanır"
Gözünü kırptı.

Hemşirenin yanına gidip hazırlandı.

"Kelebek..." Gülmeye çalışıyordu
"Daha iyi misin? Çok korkuttun bizi bugün" elini tuttu
"Bir daha böyle bir şey yapma. Ben düşüncesine bile dayanamıyorum.
Seher öp onu uyansın dedi. Öpersem uyanır mısın gerçekten? Ama sen öyle birden öpülmeyi sevmiyorsun. Utanıyorsun sürekli. Utanınca da güzel oluyorsun"
Titrek elini yüzüne koydu
"Uyuyan güzelim benim" uzun uzun baktı.
Yüzünün her yerine sayısız öpücük kondurdu.
"Dayanamıyorum... Beni bırakıp gideceksin diye öyle çok korkuyorum ki..."
Saçlarını kokladı
"Kokun bile yetiyor hasretimi körüklemeye"
Dudaklarını Nisa'nın kuru dudaklarına bastırdı. Nefessiz kalana kadar öptü. Dudaklarını ayırdı ve alnını alnına yasladı
"Bir şarkı söylemiştin bana
Sanki hiç gitmemiş hep var gibi
Bir sırrı herkesten saklar gibi
Sessizce sokulup ağlar gibi yanımdasın
Beni bir şeylerden aklar gibi
Koparmadan çiçek koklar gibi
Hiç bozulmamış yasaklar gibi aklımdasın
Uyanınca birlikte söyleyelim tamam mı?"

Kapalı gözlerine bakıyordu. Gözleri kanlanmıştı ağlamaktan. Hâlâ ağlıyordu

"Altay Bey artık çıkmanız gerekiyor"

"Biraz daha kalayım?"

"Zaten fazladan zamana müsaade ettik. Lütfen daha fazlasına ısrar etmeyin"

Kafasını salladı, ayağa kalktı. Hemşire çıkınca yeniden Nisa'ya döndü

"Yanından gitmemi istiyorlar. Ama ben sensiz duramıyorum. Delibal kelebeksiz durabilir mi hiç?"

Alnını öptü. Hiç istemeyerek odadan çıktı.

*****************

Altay antrenmana gitmişti. Kısa bir süreliğine de olsa kelebeğini göremeyecekti.

Aşkın Olayım  |  Altay BayındırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin