Yirmiikinci Bölüm

423 16 4
                                    

İyi okumalar...

"Kızım biz bir karar aldık"
Babam kahvaltıya oturduğumuzdan beri kıvranıyordu ve sonunda söyleyebilmişti.

"Ne kararı?"

"Dün doktor öyle şeyler deyince ben İstanbul'daki tanıdıklarla görüştüm. Tedavine orada devam edelim istiyoruz biz annenle"

"Keşke bana da söyleseydiniz"

"E kızım sana kalsa hiçbir şey yapmayacaksın. Eğer sende onaylarsan konuşacağım gerekli kişilerle. En kısa zamanda da tedaviye başlayacağız"

Hiçbir şey demedim. Evet korkuyordum. Çünkü belki de az günlerim kaldı ve ben o günleri hastanede geçirmek istemiyordum.

"Ne diyorsun kızım?"

"Baba daha sonra mı konuşsak?"

"Tamam ama bir hâl çare bulacağız"

"Benim şimdi çıkmam gerek. Afiyet olsun size"

Portmantoda duran küçük çantamı aldım ve çıktım evden. Her zamanki geldiğim yere geldim. Eskiden çok tercih edilen ama şimdi yeni yerler yapılınca pabucu dama atılmış sakin bir yerdi. Çok az insan olurdu genelde ve bu benim çok hoşuma giderdi. Gölge bir yer buldum ve çimenlere oturdum. Altay ile birlikte aldığımız kitabı açtım ve okumaya başladım. Yaslandığım ağaca bir beden daha yaslandı. Başımı kaldırmadım. Burnuma alışık olduğum acı kahve kokusu geldi. Göz ucuyla baktım. Önce ayakkabılarını gördüm. Kafamı tamamen kaldırdığımda bir çift kahverengi ile kesişti gözlerim.

"Hiç okumamıştım bu kitabı daha önce"

"Çok sevdiğim bir adamla almıştık"

Gülümsedim, gülümsedi. Hiç yalan söyleyemiyordu.

"Ne işin var burada?"

"Ben hep buraya gelirim. Seni görünce dedim sevgilim tek oturmasın"

"İyi yapmışsın"

Kitabın kapağını kapattım. Sıkıntıyla sordum

"Sence adam haklı mıydı?"

"Söylemesi gerekirdi hastalığını"

"Peki ya sevdiklerini üzmemek için söylemediyse"

"Sevdiğini yalnız bırakıyor ama. Ne olursa olsun söylemeliydi"

Burukca gülümsedim. Acaba bende söylemeli miydim? Yoksa hiçbir şey yok gibi devam mı etmeliydik hayata?

"Hadi sen okumaya devam et"

Bir şey demeden okumaya devam ettim. En sevdiğim kısımları sesli okuyordum o da duysun diye.

"Beni izlemeyi keser misin?"

"Gözlerime söz geçiremiyorum napayım"

Gözlerimi kaçırdım tam o sırada annem mesaj atmıştı

"Ben eve gidiyorum"

"Niye ya?"

"Annemler gidecekti akşam. Onlarla vakit geçireyim"

"Hani biz akşam buluşuyorduk"

"Altay kusura bakma unutmuşum ben onu. Başka zaman yapsak"

"Önemli değil başka sefere"

Beraber yürümeye başladık. Adımlarım durdu, onu da kolundan tutup durdurdum. Başım yine çok dönüyordu. Ona hissettirmemeye çalıştım. Endişeyle bakıyordu gözlerime.

"Duyuyor musun?"

"Hayır. Ses mi var?"

"Müzik sesi var"

Aşkın Olayım  |  Altay BayındırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin