Hasta ziyareti

38 6 0
                                    

Yeni bölümmm.

09/07/2021

Yavaş yavaş toparlanmıştım. Dişlerimi fırçaladıktan sonra lavabodan çıktığımda Baran etrafı topralıyordu. Gülümseyerek yanına gidip ona sarıldım.

"Toplamana gerek yok. Bırak böyle kalsın." dediğimde gülerek arkasını döndü ve o da bana sarılırken konuştu.

"Önemli değil çok dağınıklık yoktu." diyerek bir saç tutamını kulağımın arkasına yerleştirdi.

"Baran?" dediğimde gamzelerini göstererek gülümsedi ve gözlerimin içine bakarak konuştu.

"Hmm?" mırıldanışı çok sakindi hatta beni sakinleştiriyordu.

"Ben çok sıkıldım bu odada kalmaktan. Biraz dışarı çıksak mı?" diyerek beline daha sıkı sarıldım ve yüzüne bakmaya devam ettim.

"Olmaz." dediğinde sıkıntılı bir nefes verip konuştum.

"Neden? Ben çok sıkıldım. Çıkmak istiyorum." dediğimde gülümseyerek yanağımı sıkıp konuştu.

"Birazdan Mertler gelecek. Dışarı yarın çıkarız. Olmaz mı?" dediğinde heyecanla ona baktım.

"Efsun mu aradı? Bana söylemedi." dediğimde heyecanıma gülümseyip başını olumlu anlamda salladı.

Biz aynı şekilde dururken kapı çalınıp içeri Mert girdi ve bizi görünce tekrar kapıyı hızlıca kapattığında ona gülerek kapıya doğru ilerledim.

Tam kapıyı açmak için yeltendiğimde Efsun hızla kapıyı açıp beni kendine çekerek sıkıca sarıldı.

"Özür dilerim, Defne seni yanlız bıraktım. İyi misin? Durumun nasıl? Doktor ne dedi? Çok mu ilerlemiş kanser?" soluk soluğa bana sıkıca sarılırken sorduğu sorular beni güldürürken ondan ayrılıp derin bir nefes aldım.

"İyiyim ben Efsun, sakin ol." dediğimde derin bir nefes verip beni kolumdan tutup yatağa gitmem için yönlendirdi.

"Doktorun ne dedi?" dediğinde ne diyeceğimi düşünürken Baran yanımıza gelip beni bu sorudan kurtardı.

"Sizden istediğimi getirdiniz mi?" dediğinde kaşlarımı çatarak onlara baktım. Efsun hızlıca Mert'in elindeki poşeti alıp bana verdiğinde içine açıp baktım ve gördüğüm şey ile gözlerim sonuna kadar açıldı. Sahlep getirmişlerdi! İştahım ilaçlar yüzünden açılmıştı ve Baranla konuşurken laf arasında canımın çektiğini söylemiştim. Poşette duran bardakları tek tek çıkarıp herkese verirken kendiminkini de avuçlarıma alıp burnumu bardağa yaklaştırdım. Çok güzel kokuyordu!!

"Biz biraz çıkalım mı?" Mert Barana yönelik konuştuğunda Baran yüzünü bana çevirdi. Onun bu tatlı hareketine gülümseyerek gözlerimi açıp kapadım. Yanıma gelip saçlarımı öptü ve hemen döneceğini söyleyerek Mert ile dışarı çıktılar.

"Defne, iyi gözükmüyorsun." dediğinde gülümsedim, bunu bende biliyordum.

Bardaktan bir kaç yudum aldıktan sonra ona döndüm.

"Efsun, sana dürüst olmak istiyorum. Sen tek arkadaşımsın." dediğimde hemen gözleri dolmaya başladı ve elindeki bardağı yatağın yanındaki küçük masaya bırakıp yanıma oturdu.

"Haberler kötü mü?" sesindeki korkuyu seçebiliyordum.

"Kimsenin bilmesini istemiyorum. Lütfen." dediğimde derin bir nefes çekti içine ve akmaya hazır dolu gözlerle konuştu.

"N-ne kadar kötü?"

"Pek vaktim kalmadı. Herkes her yolu denedi ama olmadı. Herkesin ümidi bitti, benimde." cümlemi bitirdiğimde hıçkırıkları duyulmasın diye ağzını kapatarak ağlamaya başladığında hızlıca elimdeki bardağı masaya bırakıp ona sıkıca sarıldım.

"Efsun, lütfen üzme kendini." onu sakinleştirmeye çalışıyordum ama benimde ağlamama az kalmıştı.

Ellerini sırtıma dolayıp yüzünü omzumda gizleyerek sesli bir şekilde ağlamaya başladı.

"Ö-özür dilerim a-ağlamak yerine seni mutlu etmeliyim ama olmuyor-r"

Onun cümlesi üzerine gülümsemeyi bırakıp göz yaşlarımı serbest bıraktım.

"Efsun, b-ben sizi bırakmak istemiyorum." sözlerimle ikimizde daha çok ağlamaya başladık.

İlk defa bir arkadaşım vardı ve ona içimi açıp ağlıyordum. Mutluluk vericiydi.

Efsun saçlarımı okşayarak burnunu çekti.

"Korkma sakın. Ben hep yanında olacağım biz kardeş gibi olduk Defne. Ben kardeşimi bırakamam." derken kendini toparlamaya çalışıyordu.

Bu sefer o beni teselli ediyor ben ise ağlıyordum.

Bir süre ağlayıp içimi döktükten sonra ondan ayrılıp kendime gelmeye çalıştım. İkimizinde gözleri kızarık ve şiş olmuştu. Birbirimize bakarak güldüğümde aynı anda konuştuk.

"Yüzümüzü yıkamalıyız."

Beraber lavaboya gidip yüzümüzü yıkadıktan sonra içeri geçtiğimizde bardaklarımızı alıp tekrar oturduk.

"Baran biliyor mu?"

"Hayır."

"Söylemeyecek misin ona? Sence bir vefatı hak etmiyor mu?"

"Ona veda edeceğim ama onu üzmeden. Daha az üzülmesini sağlayacağım." dediğimde şaşırdı.

"O nasıl olacak?" dediğinde soğumuş bardağımı yarıladım.

"Olacak her şeyi planladım merak etme."

Kapı açılınca sustuk. Baran çatık kasları ile önümde diz çöküp yüzüme baktı.
Efsun ayaklanıp Mert'in yanına geçerek konuştu.

"Biz gidelim artık. Yarın geleceğiz." dediğinde gülümsedim ve onlara veda ettim.

Baran ise tüm dikkatini önünde çökmüş gözlerime vermişti.

"Neden ağladın Defnem?" dediğinde gülümsemeye çalışarak bardağı bırakıp iki elimle de yanaklarını sıktım.

"Efsunla eskiyi konuştuk biraz." dediğimde kalkıp yanıma oturdu.

"Ailen mi?" dediğinde onayladım hızlıca.

"Evet." Böyle düşünmesi daha iyiydi bu şekilde konuyu daha çok deşmezdi.

"Baran birlikte yatalım mi bugün?" dediğimde ayağa kalktı.

"Defne, dinlenmen lazım. Ben koltukta yatarım merak etme." dediğinde elini tuttum.

"Merak etme, ikimizde sığarız." dediğimde gülümsedi ve örtüyü açtı.

Ben örtünün içine girdiğimde yana kaydım. O da gelince sıkıca sarıldım ona. Son günlerimizde hep beraber olalım istiyordum.

Onu sıkıca sarmama gülüp saçlarımı öptü ve o da bana sarıldı ama benim gibi sıkıca değil. Sanki canım acımasın diye çabalar gibi sarıldı. Alışmıştım onun bu hallerine ve bu hallerini seviyordum. Baran hep beni narince öper narince sarılırdı sanki kırılgan bir şeymişim gibi davranırdı.

Kısa bir bölüm oldu. Uzun zamandır atmıyordummm. Yayımda olan bir kitabımı taslağa aldım ve şu an düzenliyorum o da yeniden yayına girecekkk( ꈍᴗꈍ)
Diğer bölüm için güzel fikirlerim var.

Kendinize iyi bakınnnn, sağlıklı kalın.

DEFNE YAPRAĞI /TAMAMLANDI/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin