Kalbimden taşıyor

22 6 0
                                    

Defne yaprağı, benim en hüzünlü yanımı en üzgün anlarımı ve ilham beklemeden cümlelerin kendi kendini devam etmesini sağlayan kitabım. Defne benim içimdeki üzgün tarafım, depresif tarafım. Baran ise naif bir karakter, kaba veya havalı olması gereken biri değil normal bir insan. Onların hikayesini seviyorum onları yazdığım için mutluyum çünkü bu kitap benim romantik konulu kitaplar yazmayı öğretti. Açıkçası önceden biraz darlıyordu beni bu konu ve ani gelen fikirle plansız bir şekilde romantik bir kitap yazmayı denedim başardım mı bilmiyorum ama ilerleme kaydettim. Her neyse çok bekletmeden sizi bölüme bırakayım..


09/12/2021

Sabahın erken saatlerinde terlemiş bir şekilde kalktığımda Baran beni sarmış ve yanımda yatmıştı. Terli olduğum için kendimi rahatsız hissederken Baranın bana sarılmış olan elini yavaşça çekip ayağa kalktım.

Ani bir şekilde ayağa kalktığım için başım dönerken kanımın çekildiğini hissettim. Kararan gözlerim yüzünden yerimde durup sakinleşmeyi bekledim.

Artık önümü gördüğümde hızlı adımlarla banyoya ilerledim. Boynuma yapışmış olan saçlarımı çekip aynaya baktım. Uyurken sağ kaşımın bir çoğu dökülmüştü. Gözlerim dolarken banyo kapısını kilitledim ve kendimi aynadan en uzak köşeye atıp dizlerimi karnıma çekerek kollarımı ayaklarıma doladım ve eski anılarımın gözümün önüne gelmesine engel olamadan göz yaşlarımı tutmayı bıraktım.

Ben önceden yendiğim kansere yenilmeye başlamıştım. Gördüğüm tedaviler, deneysel ilaçlar, farklı uzmanlar.. Her şeyi denemiştim. Öncesinde olduğu gibi yine tedaviler yüzünden zayıflıyor, saçlarımın dökülüşüne yeniden şahit oluyordum.

Suyu açıp terlemiş vücudumu temizlemek için buz gibi suyun altına girdim. Bedenim titriyordu ama içimdeki boğazımdan mideme doğru olan sıcaklık gitmiyordu Bedenim soğuktan zangır zangır titrerken içimdeki sıcaklık ben ağladıkça artıyor ve bedenimi sarıyordu. Kıyafetlerimi alıp giydikten sonra zaten dökülen saçlarımı taramak istemeyip tepeden topladım ve banyodan çıktım.

Baran uyumuyordu bunu gözlerini yeni kapatmasından anlamıştım. Ben ağlarken başımı göğsüne yaslar göz yaşlarıma bakmamaya çalışırdı çünkü o bakınca o da ağlardı tabi o ağlayınca benim çeşmeler kapanmıyordu. Oturup beraber ağladığımız anlar aklıma gelince yorgunca gülümsedim. Yatağa yaklaşıp gözlerini öptüm ve kabanımla cüzdanımı alıp odadan çıktım.

Odadan çıkar çıkmaz yangın meridvenlerine geçip bizim odanın kapısını izledim. Baran tahmin ettiğim gibi giyinip çıkmış ve beni arıyordu. Çalan telefonumu kapatıp tekrar cebime attım ve merdivenlerden inmeye başladım. Dışarı çıktığımda kış mevsiminde olduğumuzu belli eden hava suratıma sertçe çarpmıştı. Kapalı havaya ayak uyduran ruhum şu an fazlasıyla karamsardı. Hastanenin önünde duran taksilerden birine binip kapıyı kapadım ve gideceğimiz yeri söyledim. Taksici suratıma kaşlarım yüzünden garip bir şekilde baktı ve yola çıktı.

Bir süre sonra vardığımız yerde yağmur yağdığı için çamurlar vardı.

"Üzgünüm, çamurlar yüzünden bu yokuşu çıkamam yoksa araba batar." dediğinde arabadan inmeden önce bir miktar para çıkarıp verdim ve arabadan indim.

Arkamdan inen taksici ile arkama döndüm.

"Bu yağmurda ıslanmayın." diyerek uzun siyah bir şemsiyeyi uzattı. Ona teşekkür ederek şemsiyeyi aldım ve açtım. Gördüğüm çiçek dükkanından bir buket gül bir buket de papatya aldım ve güzelce tutarak şemsiye ile ıslanmalarını engelledim.

DEFNE YAPRAĞI /TAMAMLANDI/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin