Defne Yaprağı..

60 3 0
                                    

Defne ameliyata girmişti ama yalnız değildi yanında Baranın ruhunu da alıp gitmişti oraya..

Defne o odadan çıktığında kalbi atmayı bırakmıştı zaten. Bunu Baran da hissetmişti ama umut vardı içinde. Zaten insanı yaşatan şey de umut değil miydi?

Efsun Mert'in göğsüne sığınmış hıçkırıkları duyulmasın diye çaba sarf ediyordu. Mert ise Efsunun saçlarında gizliyordu göz yaşlarını.

Bir de kaybeden bir adam vardı kapının önünde diz çökmüş ellerinin arasındaki kafasını tutmuş sessizce ağlayan, ruhunu o kızla beraber içeri gönderen, doktorun ağzından çıkacak tek kelime ile hayatının nasıl ilerleyeceğini belirleyecek olan bir adam. Baran, Defne ile lisede karşılaştığında zaten kaybetmişti.. Kalbine ve hayata karşı kaybetmişti o.

Kapıdan biri çıktı her şeyden habersiz. Kimse fark etmedi onu. Ufak adımlarla gelip Baranın yanına oturdu sonra uzun uzun Baranı izledi onu fark etmesini bekleyerek. Kız o kadar mutluydu ki yine de Baran fark edene kadar konuşmadı sustu bekledi, bekledi..

Sonra tekrar o kapıdan biri çıktı, bir doktor. Baran ayağa kalkıp doktorun yanına ilerledi hızla. Kız da Baranın peşinden gidip doktora gülümsedi. Doktor ise başını eğmiş dalgın gözlerle konuşmuştu.

"Üzgünüm, hastayı kaybettik."

Baran duyduğu tek cümle ile yere düşerken kız büyük bir korkuyla bağırdı.

"Ben ölmedim! Burdayıım Baran! Baksana bana yaşıyorum!" kız bağırıyordu ama onu duyan yoktu. Çünkü insanlar ruhları duyamazdı ve Defne bedeninden ayrılmış bir ruh olduğunun farkında değildi..

Baran göz yaşları ile duvara sert bir yumruk attığında elinden akan kanı umursamadan tekrar yumruk attı oraya. Defne korkarak elini tutmak istedi ama olmadı artık yaşamayan biri nasıl yaşayan birinin elini tutabilirdi ki?

Korkarak ağlamaya başlamıştı bu sefer.

"Baran buradayım beni göremiyor musun?"

Kapılar tekrar açıldı bu sefer içerden üzeri örtülmüş sedyeyi çıkardılar.

Göz yaşları durmayan Baran ve Defnenin ruhu morga kadar Defnenin bedenini takip etmişti.

"B-Bu benim bedenim!" ağlayan kız bedeninin beyazlığına bakarken fazlasıyla korkuyordu. Sonra içeriye Baran girdi. Büyük bir sessizlikle üzerindeki hırkayı bedenin üzerine bıraktı ve ellerini avuçlarına aldı.

"Erken değil mi? Gitmek için çok erken değil mi?"

"Gitmek için çok erkendi.."

"Her şey bir kabus gibi geliyor. Sanki birazdan uyanacağım ve yanımda sen olacaksın gibi."

"Ben zaten yanındayım sen göremiyorsun Baran.."

"Aç gözlerini olmaz mı?" Baran başını Defnenin bedenine yaslayıp ağlarken Defne olanları ağlayarak izliyordu. O da Barana sarılmak istiyordu.

"B-baran çok korkuyorum."  duvara sinmiş dizlerini kendine çekip ağlıyordu.

"Korkma." Baranın söylediği şey ile kafasını kaldırıp baktığında Baranın onun bedeniyle konuştuğunu görüp hayal kırıklığı ile izledi.

"Belki beni duymuyorsun, belki duyuyorsun. Belki de ruhun yanımda bilmiyorum. Ölümden sonra ne olduğuna dair o kadar şey araştırdım ki ne olacağını bilemiyorum. Sadece beni duyma ihtimalinin umuduyla konuşuyorum.. Seni çok seviyorum sevgilim. Korkma her şey düzelecek, sakın korkma. Bir gün yeniden senin yanında olacağım yeniden buluşacağız. Sensiz yaşama fikri çok zor ne yapmam gerekiyor bilmiyorum. Sadece korkmamaya çalışacağım. O yüzden sen de korkma, lütfen."

Baran gözlerini Defnenin kapalı göz kapaklarından ayırmadan ağlarken arkalarındaki soğuk duvara sinmiş kız cansız bedeni ile sevgilisine bakarak ağlıyordu. Bundan sonra ne olacaktı? Defnenin içindeki korku, Baranın içindeki ölme isteği dinecek miydi?

Soğuk bir oda, morg. Ölülerin ruhlarında, bedenlerine, sevdiklerine eşlik eden bir oda.. İki sevgili ve onların arasındaki beyaza bürünmüş genç kızın bedeni.. Artık bitmiş miydi her şey? Yoksa Defneye güvenmeli miydik, onlar sevmeyi bırakınca mı bitecekti her şey?

Bu kadardı işte, iki hayatı mahvetmek bu kadar kolaydı. Ancak ya ikinci bir şans verilseydi onlara? Belki doğru insanlar yanlış zamanda karşılaşmışlardı ve biri onlar için doğru zamanı yaratacaktı?

Doğru kişi, yanlış zaman (Defne Yaprağı)

Aynı kişi, farklı zaman(????????)

Aynı kişi, farklı zaman(????????)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bitti mi? Sürpriz olsun.


Aklımdakileri tam olarak yazıya aktarabildim mi bilmiyorum. Defne yaprağını yazmak ilk başlarda daha iyiydi ancak ortalara gelince ne zaman bu kitaba dönsem üzerimde duygu yorgunluğu oluyordu. Üzüntü, stres, acı bir de bazı şeyleri kendi hayatınızla birleştirince sorgulamaya başlayınca iş başa çıkılamaz hale geliyordu. Evet, Defne Yaprağı bitti. Tam olarak istediğim gibi oldu sadece aklımdakinden daha kısa tuttum. Bazı yerlerde aklımdakileri satırlarıma taşıyamadım.

Unutmayın, biten şey Defne Yaprağı. Defne ve Baranın hikayesi değil.

DEFNE YAPRAĞI /TAMAMLANDI/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin